Başaranlar olacaktır mutlaka, başarılacaktır da…

Sedef Ecer, tiyatro ile ilgili olanlar bilir, çocukluğundan bu yana kulis tozu yutmuş, sahneden ve rol aldığı filmlerden tanıdığımız, başarılı, başarılı olduğu kadar da günceli yakalayan…

“Artık sınırların tanrısı benim. Şimdi izninizle buralara gelmemde emeği geçenlere de bir teşekkür etmek istiyorum.” E-Mülteci’den bir cümle bu. Tam bir tiyatro cümlesi… Üzerine spot düşmüş, gözlerini –ışıktan rahatsız olmuşçasına- kısarak, biraz da üstten bakan oyuncu canlandı bir anda, bu cümleyi okuyunca… Kendine özgü “es”leri, yani duraklamalarıyla daha bir anlam kattığı bu replik (öyle ya, sahneye geçince cümle replik oluveriyor ister istemez), kitap sayfasında çıkmasına rağmen karşıma çiviledi beni oturduğum koltuğa…

Tiyatro hayatın kendisidir…

Sedef Ecer, tiyatro ile ilgili olanlar bilir, çocukluğundan bu yana kulis tozu yutmuş, sahneden ve rol aldığı filmlerden tanıdığımız, başarılı, başarılı olduğu kadar da günceli yakalayan, bunun için de sürekli okuyan, yazan, tartışan biri… Fransa ile Türkiye arasında, mutlu mesut yaşıyor.

Oyuncu da olsa, bir yazar olarak sadece yaşadığı ülkenin değil, dünyanın bütün sorunlarını çözümlemek için didinen, bu uğurda sürekli üreten biri. Son yıllarda artık radyo, televizyon, tiyatro oyunları yazıyor üniversitelerde seminerler veriyor, yeni insanlar için çabalıyor.

Yeni insan…

“Klasik drama yapısıyla melodramatik unsurları karıştırıp, Fransız çağdaş tiyatrosunun kuralsızlığıyla barok bir sembolizm anlayışını harmanlayıp kendine has bir dil yaratmaya…” çalışan bir yazarın/tiyatrocunun “yeni insan” çabası hemen gösteriyor kendini.

Yeni insan dediğimiz (daha doğru deyişle, neyi kastettiğimi anlatmalıyım), okuyan, yazan, sorgulayan, biat etmektense yok olmayı göze alan… ama yazdıkları ve söyledikleriyle karanlığı bir iğne başı gibi delen kişilerdir. Dijital çağa geçilse de, sosyal medyada çokça görülse de, gündelik yaşamın karşısında dik durmayı başaran, sosyal, politik, çevreci ve yenilenebilirliğiyle hayatın tekerine çomak sokmayı görev bilmiş insandır. Kolay değil kuşkusuz, özellikle ekonomik krizle boğuşulduğu, siyasal erkin baskısını arttırdığı bir dünyada bir şeyler yapmaya çalışmak… Başaranlar olacaktır mutlaka, başarılacaktır da…

Sahneden taşan…

Sedef Ecer, E-Mülteci’yi üç kişilik bir oyun olarak kurgulamış… Ancak birçok ülkede birçok yönetmen tarafından birçok kez sahnelenen oyun için farklı denklemler kurulmuş. Kimsenin evinin olmadığı, herkesin bir kaplumbağa misali evini sırtında taşıdığı bir dünya anlatılıyor. Siz bunu ister Suriye, ister Uzakdoğu Asya, ister Latin Amerika isterseniz kendi ülkesi içinde ekonomik (aaa, sahi, oyunun adındaki ‘e’ dijital değil de, ekonomik anlamında mı?) göçmen olarak alın… Biraz siyasi, biraz çevre dolayısıyla yaşanabilirliğin tükenmesi, biraz ekonomik, belki de biraz aşk dolu… karar sizin.

First lady de yine bir gerçeklikten yola çıkıyor… Tarihin ilk çağlarından günümüze, ulaştığı bütün “first lady”leri harmanlayan Ecer, Tunus’un devrik lideri Bin Ali’nin eşi Leyla Trabelsi’nin kaçışından etkilenmiş. Sıra dışı yaşayan sıradan insanlar… Bu cümlesi bile yeterli etkisini göstermeye…

Kenardakiler ise dünyanın bütün ülkelerinde şu ya da bu ölçüde bulunan kenar ve kenardaki insanları anlatıyor. Tabii, yine hangi ülkeyi düşlerseniz orayı… orada yaşayanları.

Bize düşen görev…

Sedef Ecer, Türkiye de dahil, birçok ülkede sahnelenen oyunlarını izleyen ve izleme fırsatı bulamamış kişilerin, oyunları okumasını ve düşüncelerini kendisine iletmesini istiyor. Ben, bu isteği benimseme çerçevesinde, oyunların kendisinden çok yazarın bakışını anlatmayı tercih ettim. Dolayısıyla bu kitabı okuduktan sonra, lütfen kendisine yazın. Yazın ki, daha iyi oyunlarla, oyun metinleriyle buluşabilelim.

  • E-Mülteci, First Lady, Kenardakiler
  • Yazar: Sedef Ecer
  • Türü: Tiyatro
  • Baskı yılı: 2018
  • Sayfa sayısı: 236 Sayfa
  • Yayınevi: Habitus Kitap
Korkut Akın
Latest posts by Korkut Akın (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Kaybolup Giden Bir Kadın

Read Next

Hayatla bütün hesaplarını gören bir ailenin hikayesi: Golovlev Ailesi

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *