Say Yayınları etiketiyle çıkan “Olasılıksızlık”ın yazarı David J. Hand ile tesadüfler, olasılıklar ve şans oyunları üzerine bir söyleşi.
Garip tesadüfler, “mucizeler” ya da size “olmaz böyle şey” dedirten olayların neden cereyan ettiğini açıklamak veya neyin ne zaman gerçekleşeceğini önceden kestirmek için batıl inançlar, doğaüstü müdahaleler ya da psişik güçler gibi formüllere başvurmaya gerek yok. Evrenin hareket yasalarının altında determinizm değil şans ve olasılık yattığı için olasılığın temel yasaları bu tür olaylara ışık tutuyor.
Yazar David J. Hand olasılık denilen olguyu mantıksal ve matematiksel bakımdan kavramanızı sağlıyor. Çok basit şekilde mantık yürüterek ve çok basit matematiksel hesaplar yaparak hayatta karşınıza çıkan ihtimalleri kontrol altına alabileceğiniz mesajını veriyor.
Son kitabınız Olasılıksızlık aşırı derecede imkânsız olayların aslında çok sıradan olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Bunu biraz açıklayabilir misiniz?
Tuhaf konfigürasyonlarla gelen rulet çarkları ya da lotoda iki hafta üst üste aynı sayıların çıkması gibi olaylar nadiren gerçekleşir. Fakat eğer lotoda çıkan ve rulet çarklarında gelen sayılara bakarsanız aslında bu tür şeylerin olabileceğini tahmin etmeniz gerektiğinin farkına varırsınız. Bence istatistiksel bir toplumda insanlar bunu kabul ediyor, çok büyük sayılar ilkesinin yarattığı etkinin farkındalar.
Bu kitabın neden matematik dünyasının dışındaki insanlara hitap edeceğini düşünüyorsunuz?
Çoğu insan şöyle deneyimler yaşamıştır: yabancı bir şehirde bir arkadaşa rastlamak, tam birini düşündüğün sırada o kişinin araması; hepimizin böyle deneyimleri vardır ve “Vay, bu nasıl oldu?”, “Acayip bir şey mi oluyor?”, “Bizi bu şeylere yönlendiren ya da kontrol eden biri mi var?” diye düşünürüz.
Böyle tesadüflerin gerçekleşmesine neden olan bir çeşit sihir ya da ilahi müdahale olduğuna inanan insanlara karşı oldukça sertsiniz. Sizce bu tutumunuz tuhaf olayların bize sıra dışı gelen doğasını bozmuyor mu?
Benim bütün söylemek istediğim, tüm bu olayların doğa yasalarına göre açıklanabileceği. Doğasını bozduğunu sanmıyorum, büyüsünü bozacağını da düşünmüyorum; tabii psikolojik bir büyüden bahsediyorum burada. Bence hâlâ merak uyandırıyor.
Görüşlerinizi ispatlamak için kumarı çok kullanıyorsunuz. İyi bir poker oyuncusu musunuz?
Hayır. Las Vegas’a birkaç kere gittim fakat hiç oynamadım çünkü kasanın avantajlı olduğunu biliyorum ve tabii ki kazanan o olacak, sonunda paramı yavaş yavaş benden alacaklar. İlk gittiğimde eşim de yanımdaydı. Düşük bahisli oyunlar oynamak için ısrar etti, ben de “Hayır, yavaş yavaş kaybedersin,” dedim. Ne oldu tahmin edin? Kazandı. Benim için en büyük hüsran bu oldu.
Loto oynayanlar için bir tavsiyeniz var mı?
Belki biraz komik gelecek fakat yaygın kombinasyonlardan bir tanesi 1,2,3,4,5 ve 6’dır. O bileti alıyorsun ve çıkıyor, kazandığını sanıyorsun! Patronun hakkında ne düşünüyorsan gidip söylüyorsun ve işi bırakıyorsun sonra öğreniyorsun ki 5000 kişi de aynı numaraları seçmiş. Bu pek de iyi değil tabii. Loto kuponunda yukarıdan aşağıya ve çaprazlama gidip o rakamları seçiyor veya doğum tarihi gibi rakamları kullanabiliyorsanız diğer insanlar da muhtemelen aynı şeyi yapıyorlar. Yapılacak en mantıklı şey, numaraların rasgele seçilmesidir ve çoğu loto bayiinde de otomatik olarak sizin için kupon dolduran makineler vardır. Fakat New York Powerball lotosunu kazanma ihtimaliniz 175 milyonda 1, sanırım karşılaştığım en düşük ihtimal bu.
Ayrıca hasta insanlardan meydana gelen coğrafi kümelerin illa ki çevresel faktörlerden kaynaklanmadığını dile getiriyorsunuz, bu da sadece bir tesadüf olabilir.
Çevre kirliliği, bulaşıcı hastalık ya da buna benzer şeylerden kaynaklanmış olabilir evet ama bu kümelerin şans eseri oluşabileceğini de göz ardı etmemek gerekir. Bu tarz şeyleri ayrıntılı bir şekilde dile getiren istatistiksel bir problem bu. Söz konusu olan, ardında gerçek bir sebep yatan gerçek bir küme mi yoksa şans eseri meydana gelen bir küme mi, bunu belirlemek gerekir.
Bu tarz tesadüfleri önemsemememiz gerektiğini söylüyorsunuz yani?
Hayır ama eğer böyle bir küme görürseniz bu kümenin tamamen gelişigüzel, tamamen şans eseri mi oluştuğuna dair şans faktörünü incelemelisiniz, eğer bu çok düşük bir ihtimalse işte o zaman detaylı bir şekilde araştırmalısınız.
Yılda 24000 kişinin yıldırım çarpmasın nedeniyle hayatını kaybettiğini öğrendiğimde gerçekten çok şaşırmıştım. Çok fazla bir rakam bu.
Bu, tüm dünyayı kapsayan bir rakam, dolayısıyla tarlalarda ve açık alanlarda çok zaman geçiren az gelişmiş ülkelerdeki insanları da kapsıyor. Hepimiz kendi deneyimlerimize dayanarak düşünme eğilimindeyiz. Siz de büyük ihtimalle benim gibi ofiste çalışıyorsunuz ve bize yıldırım çarpma olasılığı oldukça düşük.
Çok iyi bir noktaya değindiniz. Peki ya hem üzerimize yıldırım düşmesi hem de lotoyu kazanma olasılığımız nedir?
Böyle bir durumu yaşayacak kadar şansız ya da şanslı olup olmadığınız konusunda hiçbir fikrim yok, böyle bir örnekle karşılaştığımı da sanmıyorum.
Çeviri: Selcan Karabulut, Nil Ormanlı
Kaynak: NY Times
|
- Netflix Türkiye mayıs programı belli oldu - 23 Nisan 2022
- Halsey’den İstanbul konseri - 23 Nisan 2022
- Sepultura Türkiye’ye geliyor - 23 Nisan 2022
FACEBOOK YORUMLARI