Hiç kimsenin ve herkesin ustası; Juan Carlos Onetti

Juan Carlos Onetti imzalı Veda Ederken, Yarın Başka Bir Gün Olacak, Artık Fark Etmediğinde isimli kitaplar Alakarga Yayınları tarafından yayımlandı.

Çocukluğundan bir şeyler taşıyamayan benim arkadaşım olamaz. Juan Carlos Onetti 

Güney Amerika edebiyatı. Dünya edebiyatı içerisinde en kendine has düşünceleri, duyguları barındıran edebiyat. Çünkü o coğrafyanın ve o coğrafyanın duygularının insan üzerinde yarattığı etki yaşamını etkileyecek kalıcılıkta. Ölüm şeklini bile… Bahsettiğim şey kendine has bir yaşam. Sonuna kadar sahip çıkan yaşamına ve yaşamını ölesiye savunan. Ölüm şeklini dahi belirleyen bir kalıcılık Güney Amerika edebiyatı. O yüzden göz ardı edilemez, yadsınamaz, yok sayılamaz derecede var olan bir edebiyat.

Kendisine ‘usta’ dendiğinde hafiften sinirlenip, ‘kimsenin ustası olmadığını ve olmayacağını’ söyleyen Onetti’nin Veda Ederken, Yarın Başka Bir Gün Olacak, Artık Fark Etmediğinde isimli kitapları Alakarga Yayınları tarafından yayımlandı. Her biri için ‘usta’ elinden çıkmış diyebileceğimiz bu kitaplar ‘usta’ işi nitelemesini elbette hak ediyor. Fakat Onetti’nin söylediği ve yazdığı her cümleyi doğduğu coğrafyanın kendisine yaşattığı tüm olumsuz şartlarına tepki olarak söylediğini ve yazdığını düşünürsek tüm karşıt sözlerin, itirazların onun yaratım sürecine aslında katkıda bulunduğunu da söyleyebiliriz.

Sinema eleştirmenliği, senaryo yazarlığı, kütüphanecilik

1909 yılında Uruguay’da doğan Onetti gazetecilik yaparak başladığı meslek hayatına taşındığı Arjantin’de sinema eleştirmenliği, senaryo yazarlığı, kütüphanecilik gibi çeşitli işlerle uğraşarak devam etti. Uruguay diktatör rejimi tarafından tutuklanmasının ardından Madrid’e sürgüne gönderilen Onetti İspanyol vatandaşlığına geçerek yaşamaya başladığı dönemde uzun süre içinde bulunduğu bunalımlı inziva dönemi terk ederek tekrar yazmaya başladı ta ki 1994 yılında yaşamını yitirene kadar.

Fazlasıyla etkilendiği Kuzey Amerikalı yazar William Faulkner eserlerini İspanyolcaya çeviren Onetti bu etkiyi yaşadığı ve bir çok meselesine maruz kaldığı coğrafyanın üzerinde yarattığı etkiyle harmanlayarak dünya edebiyatına birbirinden değerli eserler kazandırdı. Öyle ki hiç yoktan Santa-Maria isimli bir evren yarattı mesela. Karakterlerinin çok olmasında hiçbir beis görmedi ve onları bir birinin hikayeleri içinde misafir etti. Birbirinden değerli üç kitabına göz atalım şimdi.

Şehir, Şiir ve Veda

“Sadece ellerini görmüş olmak isterdim, ona yüz pesonun üstünü verirken parmaklarının banknotları aldığını, katlamayı denedikten sonra hemen vazgeçip küçük bir tomar yapmalarını, biraz çekinerek ceketinin cebine koymalarını izlemeyi tercih ederdim. Pislik ve yağ kaplı çatlaklarla dolu ahşap tezgahın üzerindeki bu kuru hareketler iyileşmeyeceğini, iyileşmek için gerekli iradeyi asla bulamayacağını anlamama yeterdi.”

Alakarga Yayınları

Veda Ederken kitabından yapmış olduğum bu alıntı, bir sayfiye kasabasına gelmiş ölmek üzere olan bir adamın barmen bir anlatıcı tarafından yapılan tasviri. Kasabaya gelen yabancının elleri üzerinden bir tür fala bakma, niyet okuma ve bunun üzerine etrafına bu yabancı adamla ilgili yalan-yanlış bilgiler aktarma işine soyunan barmene kasaba halkının da karşılık vermesi sonucu bir çeşit toplumsal paranoya hali ortaya çıkar. Kendisini kitap boyunca hiç görmediğimiz fakat hikayesini daha çok adamın kaldığı otelin görevlilerinden ve hastabakıcısından aldığı bilgilerle barmenin ağzından dinlediğimiz yabancının çok az ömrü kalmıştır.

Gönderdiği ve gelmesini beklediği mektuplarından dolayı bu gizemli yabancının dedikodusu Noel arifesine doğru yoğun bir hazırlık yaşayan kasabalıyı iyiden iyiye meşgul etmeye başlar. Hikayeyi baştan sona vurucu bir dille anlatan Onetti’nin yabancı adamı, kendisini birkaç farklı gözden inceliyormuş hissi veren Onetti’nin ta kendisi sanki. Onetti’nin kendisini uzun süre kapatarak hastalıklı bir münzevi gibi yaşadığını düşündüğümüzde varılan noktadan Onetti gerçeğinin çıkıyor oluşu tesadüf olmayacaktır elbet. Veda Ederken Onetti’nin duygusal olarak en hassas olduğu dönemlerde yazdığı, şair İdea Vilarino’ya ithaf ettiği çetin bir kitap.

Sürgün, Kafa Karışıklığı ve Bir Roman

Bir masanın üzerinde dağınık duran puzzle parçalarına baktığımızı düşünün. Fakat bu dağınıklığa rağmen pazılı bitmiş haliyle gördüğümüzü de düşünün. Bir parçası yerini bulmadığında bile bitmiş sayılmayan pazıl, Onetti söz konusu olduğunda nasıl tamamlanmış olarak gözükebilir?

Alakarga Yayınları

Onetti’nin sürgünlüğünün ilk yıllarında kaleme aldığı Artık Fark Etmediğinde büyük bir kafa karışıklığı ve dağınıkla yazılmış bir roman. Hikayenin bilinmeyen karanlık noktaları bolca olan, rastgele kaleme alınmış hissi veren hikaye tüm bunlara rağmen sağlam. Çünkü gücünü bahsettiğim bu kafa karışıklıklarından, dağınıklıktan ve rastgele oluşundan almakta. Tabii ki güçlü bir metin olmasının ‘asıl’ en büyük nedeni Onetti’nin bir hikayeyi yazarken kendisi nasılsa (düşüncesi, duygusu, davranışları) yazdığı hikayeye de tamamıyla, büyük bir dürüstlükle bunu yansıtıyor oluşunda.

Artık Fark Etmediğinde, karısı tarafından terk edilen bir adamın bir gün gazetede gördüğü; “ihtirasları hiçbir sınır tanımayan ve seyahat etmeye hazır bir adam için iş teklifi” ilanıyla hayatının yönünün bir anda değişmesinin hikayesi.

6 Mart

“Şimdiki karım başka bir ülkede yaşamayı seçeli iki, üç hafta oluyor. Ne suçladım ne sitem ettim. Kendi midesinin ve vajinasının efendisi o. Onu anlamamak olur muydu, birbirimizle paylaştığımız belki tek şey, açlıksa?”

Böyle bir terk edilmişliğin üzerine başlayan hikayede gemiyle Santa Maria’ya doğru çıkılan yolculuk başlıyor. Yolculuk boyunca anlatıcının gözlemleri, dünya tarihinden kesitler, kavurucu sıcak, tarlalar, çiftçiler, ensest ilişkiler, kiliseler, sokaklar, yolculuk boyunca uğranılan limanlar her şey ve her şey Onetti’nin romanı yazdığı dönemdeki kafa ve duygu karmaşasının odağını tam olarak yansıtyor.

Umutsuzca çıkılan bir yolculuk bu. Bir tür kendinden kaçış. Onetti böyle bir duygu sıkışmasıyla yazsa da belki de bu umutsuzluğa kendini kaptırmamak adına bulunduğu kente sıkışıp kalmış vaz geçemediği karakterlerden biri olan Doktor Diaz Grey’den yardım alıyor ve Santa Maria Üçlemesi’nin karakteri Bay Petrus’tan dert yanıyor sanki kendinden dert yanarmış gibi. Yarattığı karakterleri birbirlerinin hikayelerinin içine misafir etmeyi seven Onetti böylelikle onu çok zorlayan kafa karışıklığı durumlarını biraz hafifletmeye çalışıyor ve ortaya Artık Fark Etmediğinde isimli bir klasik çıkıyor.

Onetti’ye Özgü Sınır Ötesi Öyküler

Yarın Başka Bir Gün Olacak kitabı teknik, dil, kurgu, anlatım bakımından son derece değerli bir kitap. Onetti anlatım tekniği olarak literatürdeki yerini alan bu öykü kitabı Güney Amerika coğrafyasının ve Uruguay’ın çalkantılı, bölünmüş, düzenden uzak yapısının Yarın Başka Bir Gün Olacak’ta vücut bulmuş hali. Onetti ile birlikte Eduardo Galeano ve Juan Rulfo’nun da örnek alarak kullanmaya başladıkları ve diğer Güney Amerika’lı yazarlar tarafından da kullanılan bir teknik. Onetti’nin öncüsü olduğu bu teknik arada anlatıcıyı ön plana çıkararak, arada onu geriye çekip meseleyi ön plana çıkararak kurulan son derece güçlü bir anlatım yapısı ve Güney Amerika edebiyatını Dünya literatüründe ön plana çıkarmada elbette ki en önemli kilometre taşı.

Alakarga Yayınları

On bir öyküden oluşan Yarın Başka Bir Gün Olacak kitabındaki her bir öykü aslında birbirine bağlanmazken birbirine bağlanmakta, biten ve bitmeyen sonlarıyla her bir öykü bir roman niteliği kazanmakta. İşte size Sabun isimli öykünün son paragrafının devam edip giden hikayesi: “Bu varlığın elindeki sepetin ağırlığıyla biraz eğik, hızlı ve çevik devinimlerle patikayı çıktığını görüyordu. Tüyleri ürperdi, kendini yaşlı hissetti, küçük eve girdi ve onun akşam yemeği için ne aldığını merak etti.”

Onetti hayattayken yayımlanmış son kitabı olan Yarın Başka Bir Gün Olacak henüz keşfetmediyseniz eğer, keşfedilmek için harika bir kitap olarak rafında sizi beklemekte. Kitabın Son Söz/Sınırlar Ötesi Bir Pezevenk bölümünü yazan öykülerin çevirmeni Münir H. Göle’nin Onetti ile ilgili son derece lezzetli olan yazısını da es geçmek istemem.

Onetti hikayesini anlatırken parçalamaktan, bozmaktan, düzeltmekten, gerekirse fevkalade yalanlar söylemekten, sonra tekrar bozmaktan çekinmeyen, hatta bunların hepsini bile isteye yapan bir yazar. Mottosu düzenlemek değil, mottosu yapmak değil, mottosu doğruluk değil, hatta mottosu içindeki bir şeyi karşı tarafa aktarmak yani anlatmak da değil. Açlıkla, tutuklanmalarla, sürgünle, inzivayla geçmiş olan hayatının bir mottosu yok aslında. Olan şu; yazmış olduğu eserleri okuyunca anlıyoruz ki Onetti gerçekten de büyük bir ‘usta’

  • Artık Fark Etmediğinde, Juan Carlos Onetti, Çev. Nurhayat Çalışkan, Roman, Mart 2018, 232 Sayfa, Alakarga Yayınları
  • Veda Ederken, Juan Carlos Onetti, Çev. Münir H. Göle, Roman, Mart 2018, 92 Sayfa, Alakarga Yayınları
  • Yarın Başka Bir Gün Olacak, Juan Carlos Onetti, Çev. Münir H. Göle, Öykü, 101 Sayfa, Alakarga Yayınları

Okuma önerisi!

Kırmızı Pazartesi – Gabriel Garcia Marquez

Pınar K. Üretmen’in incelemesi; “Bireysel ve toplumsal değerlerin iç çatışmaları: Kırmızı Pazartesi
yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ

Kırmızı Pazartesi en basit tanımlaması ile bir cinayet romanıdır. Biraz daha dikkatli okur için, bir töre cinayetini anlatır.

Aynur Kulak
Vinkmag ad

Read Previous

Yunanistan gezisi için yol arkadaşı; Zeytin Ağacının Gölgesinde Yunanistan

Read Next

Pembe Fili Düşünme ve Zeynep Selvili Çarmıklı

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *