Sel Yayıncılık, kötülüğü birçok yönden araştıran Peter-Andre Alt’ın Kötünün Estetiği dizisinin üçüncü kitabını yayımladı.
Tüm insanları tanımlamam gerekse, onların mükemmelliklerini de dahil etmem gerekir; en kötülerde bile bu mükemmellik tamamen yok değildir.
Gecikmeli olarak The Sopranos dizisini izliyorum bu aralar. Bir Amerikan-İtalyan mafya ailesinin patronu Tony Sopranos üzerinden suç, şiddet dünyasını işleyen dizi birçok ödül kazanmış. Godfather serisinden sonra bu dizi de ilgi çekici ve başarılı. İzleyenlerin fikirlerini bilemem ama en azından benim için garip bir çekiciliği var mafya dünyasının. Diziyi izlerken gerçek dünyadaki, özellikle de ülkemizdeki suç örgütlerini, mafya oluşumlarını düşünmeden edemedim. Medyada okuduğumda çekici gelmek şöyle dursun itici bulduğum; kaba saba, ırkçı, cinsiyetçi, dar görüşlü vs olduğunu bildiğim bu grupların televizyonda, sinemada ya da edebiyat dünyasında izleyip okuduğumda çekici gelmesinin sebebi nedir acaba? Tony Sopranos karakteri de aslında anlattığım bütün o özelliklere sahipken neden bir şekilde onu mazur görüp anlayışla karşılamaya çalışıyorum? Söz konusu kötülükler hayal ürünü olunca nasıl gözümüzde farklı anlamlara bürünebiliyor? İnsan beyni ve psikolojisi gerçekten şaşırtıyor beni böyle ikilemler yaşadığımda. Açıklaması uzun araştırmalara rağmen belki yine de muallakta kalacak bir durum söz konusu.
Modern edebiyat bunun ilkelerini açıkça ihlal etmektedir. Çünkü söz konusu yeni eğilim “müstehcen ve göze batan”, “şoke edici” şeylere meraklıdır, dolayısıyla “maceracı, iğrenç ya da dehşet verici” olabilmektedir.
Sel Yayıncılık kötülüğün dünyasını yedi kitaplık bir dizi olan Kötünün Estetiği ile araştırıyor. Karanlık Ruhun Arkeolojisi: İçimizdeki Kötülük dizinin üçüncü kitabı olarak çıkmış durumda. Uzmanlık alanı 17., 18. ve 20. yüzyıl Alman edebiyatı ve kültür tarihi olan Çağdaş Alman Edebiyatı profesörü Peter-Andre Alt bu üçüncü kitapta kötünün felsefi ve yazınsal içebakışlardaki rolünü el almış kitabın içindeki yayıncının notuna göre.
Evvelce Şeytan, karakterini eylemleriyle belli ediyordu ve amaçlarının neler olduğunu bunlardan çıkarsamak mümkündü. Modern edebiyat ise kötülüğün içini gösterir. Çelişkili motifler yumağında yer alan itki, heyecan ve fantezilere ilişkin bir psikoloji üzerinden kötülüğü anlatmak özellikle romanın önceden belirlenmiş yazgısı gibidir.
Her Şeyin Başlangıcı: Şeytanın Düşüşü ve Kötünün Doğuşu adlı birinci kitap, kötünün mitolojideki ve yaratılış efsanesindeki kökenlerini anlatırken; Aydınlanma ve Psikoloji: Şeytanın Yeni Marifetleri adlı ikinci kitap ise Aydınlanma dönemi ve psikolojide kötünün aldığı biçimleri inceliyordu.
Kara Romantizmin çıkış noktası olan kötülük psikolojisi, ele aldığı konuyu şeytanlar, cadılar ve cinler gibi geleneksel yazınsal kalıpların ötesinde, insan ruhunun uçurumlarının ince ayrıntılarını inceleyerek açıklar.
Dizinin bu üçüncü kitabı, Kara Edebiyat; Kötü Ruhun Arkeolojisi; Karmaşık İlişkiler, Kirlenmiş Kavramlar; İmgelemden Farkın Ortadan kalkmasına isimli dört bölümden oluşurken Schiller, Hegel, Kierkegaard, Baudelaire ve başka birçok yazar, düşünür, araştırmacının eserleri üzerinden kötüyü anlatıyor. Kötü, artık iyiden bağımsız olarak edebiyatta yer almaya başlamakta, üstelik kendine özel bir üslup bile oluşturmaktadır yazarların görüşüne göre.
İlk iki kitabı tanıtırken de yazdığım gibi öncelikle edebiyat, felsefe, din, psikoloji alanlarındaki öğrenci ve akademisyenlerin okumak isteyeceği dizinin bu üçüncü kitabını konular ile alakalı diğer okurların da ilgi çekici bulacağını düşünüyorum. Bu araştırma dizisini yeni duymuş olanlar için ilk iki kitabı da alarak sırasıyla okumalarını öneririm. Alt çizmeli, not almalı bir okuma gerektiren bu kitaplar kaynak niteliği taşıdığı için bence kütüphanenizde bulundurmanız yararlı olacaktır.
İlk iki kitabın yazılarını okumak isteyenler için:
- Her Şeyin Başlangıcı: Şeytanın Düşüşü ve Kötünün Doğuşu
- Aydınlanma ve Psikoloji: Şeytanın Yeni Marifetleri
|
- EĞİTİM HAKKIMIZ SÖKE SÖKE ALIRIZ - 6 Haziran 2022
- Zeka mı? O da ne? - 3 Ağustos 2018
- Taşkafa; İdil ve inatçı dedesi… - 20 Nisan 2018
FACEBOOK YORUMLARI