Yalnızca bir dünya var!

“Ateş Vaazı” akıcı bir üslupla yazılmış bir gençlik romanı. Gençlere Cass’ın “Yalnızca bir dünya var,” sözünü düşündürtecek bir kitap.

“Günün birinde kocaman bir karga yakaladı. Kanatlarını kırmızıya, boynunu maviye, kuyruğunu da yeşile boyadı. Bir karga sürüsünün kulübemizin üzerinden geçtiğini görünce koyuverdi kurbanını. Aralarına karışır karışmaz amansız bir savaş başladı. Siyah, kırmızı, mavi ve yeşil tüyler uçuştu havada. Kargalar yükselmeye başlamıştı birden, kurbanımızın döne döne tarlaya düştüğünü gördük. Kuş yaşıyordu hȃlȃ. Gagasını açıp kapıyor, kanatlarını oynatmaya çalışıyordu boşu boşuna. Kardeşleri gözlerini oymuşlardı.” Kosinski böyle anlatır ‘Boyalı Kuş’ adlı romanında ötekileştirmeyi. Birilerinin kendini biyolojik ve sosyolojik açıdan konumlandıramadan başkalarını etiketlendirmesiyle sinsice, kurnazca, zalimce oyulan gözlerimiz bakakalır boşluğa.

Etnisite, ten rengi, fiziksel özellikler, din, dil, mezhep, cinsiyet, eğitim, maddi gelir, kent, bölge, semt, aile, meslek, kültür, zekȃ vb. gibi gerçek veya imgesel farklılıklar aracılığıyla uygulanan bu tavır kibir üzerine konumlandırılmış ilkellikten başka bir şey değildir. Bilmediği şeye düşman olması insanın tabiatının gereği sayılsa da tanımaya çalışmayıp önyargıları kırmak için emek harcamamak ilkelliğin en basit yansımalarındandır. Fakat güçlü (?) olan kendini kayırır, çünkü bir başkası olamayacağı gerçeği karşısında kendi olmaktan memnuniyet duymak zorundadır, dolayısıyla kendi gibi olmayanı ve bilgi sahibi olmadığı her şeyi reddedip ötekileştirir.  Zayıf (?) olan ise güçlü olanın yaptığı ötekileştirmelerin sahte katharsisler elde etme aracı olan fatal hatalar olduğunu fark etmeyip sözüm ona vatansever, dindar, vb. insanların sayesinde yutkunup kendini örter. Nitekim evde, mahallede süregelen edep mekanizması ve devletin sopasıyla ayıplanıp tokatlanarak büyüyen bir toplum başkaları tarafından onanmak için susmayı öğrenmek zorunda bırakılır.

Tasmanya doğumlu yazar Francesca Haig’in distopyası “Ateş Vaazı” da büyük bir patlamanın ardından başlayan yeni çağın insanlarını konu edinir. Wyndham’ın ‘Krizalitler’ adlı romanındaki ‘normaller’ ile ‘mutantlar’ına benzer ‘Alfalar’ ve ‘Omegalar’dır söz konusu olan. İnsanların mutasyona uğradıkları bu dönemde tüm bebekler ikiz doğar, her ikizden birinin farklılıkla doğduğu bu dönemde yeni bir ayrımcılık başlar. ‘Kusursuz’ doğan Alfalar, Omega diye isimlendirdikleri ikizlerini ötekileştirir, onların kötü şartlarda itaatkȃr bir biçimde yaşamalarını sağlarlar, kardeşlerin arasındaki tek ilişki ölümdür, çünkü biri ölürse diğeri de hayatta kalamaz.

Nüfusu artırma mücadelesi sürerken ikiz doğumlar ilk başta sevinçle karşılanmış olsa da farklılıkları hissedilir hissedilmez Wyndham (yazarın yerleşim birimini bu isimle adlandırması da manidardır) yakınlarındaki sığınaklara gönderilir bebekler. Zach ve Cass iki mükemmel bebek olarak dünyaya geldiklerinde ebeveynleri bebeklerde hiçbir fiziki / mental kusur göremediklerinden şaşırır. Nihayetinde Cass; kȃhinlik özelliğini ergenliğe dek saklamayı başarır ama kaçınılmaz son onu da bulur. Alnındaki Omega damgasıyla birlikte halasının ona bıraktığı evde yaşamaya başlar. Derken bir gün önemli bir mevkiye yükselmiş olan ikizi Zach’ın emriyle kaçırılır, böylelikle de kendini adil bir dünyanın yaratımıyla ilgilenirken bulur.

“Ateş Vaazı” akıcı bir üslupla yazılmış bir gençlik romanı. Gençlere Cass’ın “Yalnızca bir dünya var,” sözünü düşündürtecek bir kitap. İnsanlara dar gelecek elbiseler biçen, toplumu her zaman kendi meşrebince şekillendirebileceğini zanneden otoriter baskıları mercek altına alan bir kitap. Tahrip etmek tamir etmekten kolaydır. Halbuki insanın yapacağı en güzel eylem; güzelliği, iyiliği görünür kılmaktır. ‘Öteki’ diyerek yaftalayıp değersizleştirmek için uğraştığımız insanların da tıpkı bizler gibi hayalleri, umutları, sıkıntıları veya hayal kırıklıkları olduğunu görebilmektir mühim olan.

  • Ateş Vaazı
  • Yazar: Francesca Haig
  • Çeviri: Aslı Konaç
  • Türü: Gençlik/Fantastik, Bilimkurgu
  • Baskı Yılı: Kasım 2016
  • Sayfa Sayısı: 444 Sayfa
  • Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

 

Öznur Özkaya
Latest posts by Öznur Özkaya (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Bu bir özgürlük ve aşk hikâyesidir!

Read Next

Doğulu muyum yoksa Batılı mı?

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *