2 kitapla seçimlere Leninist yaklaşım

August H. Nimtz imzalı iki ciltlik bu önemli çalışmanın ilk cildi “Marx ve Engels’ten 1905 Devrimi’ne”, ikinci cildi ise “1907’den 1917 Ekim Devrimi”ne altbaşlıklarını taşıyor.

Ülkemiz açısından son derece önemli bir dönemeçten geçiyoruz. Tüm toplumun gündeminde seçimler var. Böylesi bir dönemde tarihten örnekleri inceleyerek tavır belirlemek isteyenler için Yordam Kitap etiketiyle 2 ciltlik bir kitap yayımlandı. August H. Nimtz imzalı “Lenin’in Seçim Stratejisi – Sandık mı, Sokak mı, Yoksa Her İkisi mi?”, Türkiye yeni bir seçim sürecinden geçtiği için özellikle dikkat çekiyor.

Nimtz’in iki ciltlik bu önemli çalışmasının ilk cildi “Marx ve Engels’ten 1905 Devrimi’ne”, ikinci cildi ise “1907’den 1917 Ekim Devrimi”ne altbaşlıklarını taşıyor. Kitap sadece 20. yüzyıl başındaki Rusya’ya değil, Arap Baharı ve Gezi’den Yunanistan’daki Syriza hareketine günümüze de bakarak “Sandık mı, Sokak mı?” sorusunu güncel bir bağlamda da tartışıyor.

Lenin’in Seçim Stratejisi 1
Marx ve Engels’ten 1905 Devrimi’ne

Seçimler ve parlamento kürsüsü devrimci hedeflere ulaşmak için kullanılabilir mi? Boykot taktiğine hangi durumda başvurulabilir, komünist bir aday parlamentoya seçilirse kürsüyü nasıl değerlendirebilir? Lenin’in seçim stratejisinin kökenleri Marx ve Engels’te bulunabilir mi? Marx ve Engels’in seçimlere dönük görüşleri hangi klasik metinlere nasıl yansımış, Lenin bunlardan nasıl yararlanmıştır? Legal-illegal mücadele koşulları, sınıf ve seçim ittifakları, çarlığa karşı diğer muhalif kesimlerle işbirliği olanakları, Bolşevik-Menşevik ayrımının sıcaklığı ve 1905 Devrimi’nin öncesi ve sonrası göz önünde bulundurulduğunda, Lenin ne gibi stratejik değişikliklere gitmiş, Birinci ve İkinci Duma seçimleri için nasıl bir mücadele örgütlemiştir?

Hepsi, bugüne yansımaları da olan can alıcı sorular… Ve August H. Nimtz’in kitabı, Lenin’in stratejik yaklaşımları temelinde bu ve benzer soruların yanıtını oluşturan eşsiz bir çalışma.

Marx ve Engels’ten yola çıkıp 1905 Devrimi’ne kadar uzanan bu ilk ciltte, Lenin’in, seçim kampanyalarının nasıl yürütüleceği, seçim bloklarında yer alıp alınmayacağı ve bununla ilgili “ehvenişer” ikilemi, vekillerin partiye hesap vermesinin nasıl sağlanacağı ve seçim siyasetiyle silahlı mücadele dengesinin nasıl kurulacağı gibi meselelere nasıl cevap ürettiğini de görüyoruz. Lenin’in, daha sonraları bu çalışmadan çıkan derslerin Bolşeviklerin 1917’deki başarısı açısından “elzem” olduğunu söylediği düşünüldüğünde, bu dönemin ayrıntılı analizinin eksiksiz bir Leninizm kavrayışı için hayati önemde olduğunu görüyoruz…

Lenin’in Seçim Stratejisi 2
1907’den 1917 Ekim Devrimi’ne

Lenin’in 20. yüzyıl başında Rusya’da belirlediği seçim stratejisi bugüne de ışık tutuyor mu; bu stratejik yaklaşımın Tahrir’den Gezi’ye son yıllarda başlayan toplumsal muhalefetle ilişkisi nasıl kurulabilir? Çağdaş Marksist yazında ve sosyalistler arasında, Lenin’in seçimlere ve parlamentoya dönük yazıları ve yaklaşımı konusunda neden derin bir sessizlik söz konusu? Yunanistan’daki Syriza deneyimi bize neler anlatıyor?

August H. Nimtz’in eşsiz çalışmasının ikinci cildi, hem birinci ciltte kaldığı yerden devam edip 1905’ten 1917’ye uzanıyor, Üçüncü ve Dördüncü Duma deneyimlerini, Alman sosyal demokrasisi ile yaşanan ayrımları, Birinci Dünya Savaşı koşullarını, sovyetlerin parlamentoya göre üstünlük ve farklılıklarını, Troçki ve Stalin’in Lenin’in seçim stratejisi karşısındaki konumlarını, Komintern’de yaşananları vb. anlatıyor, hem de birkaç örneğini verdiğimiz bu güncel soruların yanıtlarını arayıp tartışıyor.

“Nimtz ilgi çekici ve tartışmaları ateşleyecek bir tez atıyor ortaya: Lenin, pek çok şey arasında, seçimleri Rusya’daki devrimci stratejisinin merkezine yerleştirdi. Nimtz’in, Lenin’in düşüncelerinin Marx ve Engels’in teorik ve pratik politik katkıları üzerinde yükseldiğine işaret eden iyi belgelendirilmiş bakış açısı eksiksizdir. Bilimsel ve politik tartışma ortamına parlak bir katkı…”  Paul Le Blanc

Okuma önerisi!

Kırmızı Pazartesi – Gabriel Garcia Marquez

Pınar K. Üretmen’in incelemesi; “Bireysel ve toplumsal değerlerin iç çatışmaları: Kırmızı Pazartesi
yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ

Kırmızı Pazartesi en basit tanımlaması ile bir cinayet romanıdır. Biraz daha dikkatli okur için, bir töre cinayetini anlatır.

Vinkmag ad

Read Previous

Gallagher Lawson’dan sarsıcı bir distopya: Kâğıt Adam

Read Next

Küçük Prens’in yazarının aşk mektubu astronomik fiyata satıldı

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *