
“50 Muhteşem Kısa Hikâye” Tefrika Yayınları tarafından derlenen bir kitap. Kafka, France, Çehov, Dostoyevski, Gogol, Gorki, Tolstoy, Rilke, Woolf, Zola, Wilde, Zweig…
Kocaman bir boşluğun içinde kelimelerin yoğunlaştığını hayal edin. Romanların, şiirlerin, destanların ayrışıp dağıldığını ve hemen sonra toplanmaya başladığını düşünün. Binlerce yıllık edebi birikimin yepyeni bir türün doğumuna ön ayak olmasına tanık olun: Kısa hikâye. Okuyucusunu daha ilk cümlesiyle içine alıp birkaç sayfa sonra özgür bırakan ve yeniçağın “özgür hikâyeli” kişisinin yaratılmasında pay sahibi olan edebi tür!
50 Muhteşem Kısa Hikâye, Süha Demirel tarafından çevrilmiş ve Tefrika Yayınları tarafından derlenmiş. İçinde Kafka, Maupassant, Daudet, France, Çehov, Dostoyevski, Poe, Puşkin, Fitzgerald, Gogol, Gorki, Andersen, Tolstoy, Doyle, Rilke, Woolf, Zola, Irving, Istrati, Henry, Wilde, Conrad, Pessoa ve Zweig var.
Her bir yazarın hayata ve edebiyata bakışına dair izler taşıyan hikâyeler okuyucuya yol açıyor. Ufak ama derin izlerle kitabın başından ayrılan okuyucu; oturma odasındaki karmaşıklığa, şehirdeki gotik duruma, etrafındaki insanların tek tip davranışlarına ve kendi düşüncelerine hikâyelerinden çıktığı yazarların gözüyle bakıyor. Kitabın arka kapağında da dendiği gibi: “Konuları itibariyle bu yazarların dünya görüşleri ve fikirleri hakkında genel olarak bilgi sahibi olabileceğimiz bu hikâyeler, günümüz dünyasında dahi karşılaştığımız birçok sorun için kılavuz niteliğindedir.” Hayatın basitleşmeden sadeleşebileceğini bilen kısa hikâye okuyucuları için bir soy ağacı okuması niteliğinde bu kitap. Anlatılan hikâyelerin içine daldıkça, kendi hayatının gerçekliğini görüyor, yaşadığını iliklerine kadar hissediyor okur.
Klasikler
“Klasik” sıfatı altında genellikle büyük hacimli romanlar sunuluyor okura. Başka bazı nedenlerin de bir araya gelmesiyle, bu durum genç kuşak için bir uzaklaştırma işlevi görüyor.
“Genç kuşak”la ilgili şöyle bir belirleme dile getirmek, fazla mı iddialı olur acaba? 2010’ların gençleri, kendilerini ifade ve iletişimde sanki pek gelişmemiş bir dil kullanıyor. Bu da onların gelişmiş ve yoğun bir dili anlamayacakları yanılgısını yaratıyor. Oysa çoğunlukla anlıyorlar. Bu durumu da dikkate alarak, klasik romanlardan çok klasik kısa hikâyelerin ve hikâyecilerin ön plana çıkması gerektiğine inanıyorum. Çünkü “klasik” kelimesinin üzerindeki tozu eylemsellikleri ve yoğunluklarıyla ancak kısa hikâyeler kaldırabilir. Bu hareketlilik sadece klasiklerin sevdirilmesinde değil, bütün kitapların sevdirilmesinde de kullanılabilir.
Tefrika Yayınları ve Süha Demirel’in çalışması bütün bu açılardan bakıldığında daha çok önem taşıyor. 50 Muhteşem Kısa Hikâye, işini şansa bırakmayan kitaplardan. Kısa hikâye deryasındaki önemli eserlerden birçoğu mutlaka biri insan yanınıza dokunacaktır. Böylece, yaşadığımız zamanın her saniye klasikleştiğini ve parmakları günlük hayatımıza uzanan evrensel temaların varlığını hissedeceksiniz.
Postmodern tarzlara karşı
Klasik metinler benimsenmeden ortaya çıkan modern metin kendi yolunda sanata ve topluma temas edebilir mi? Sığ suların güvenliği ve kolaylığı daha kolay yayılıyor elbette. Bu anlayış tabi ki okur eğilimlerine de yansıyor. Günlük hengâmenin içinden sıyrılıp evine giden insanlar televizyonu dinlendirici, derinlikli kitapları ise iyice kafa şişiren nesneler olarak görüyorlar. Hal böyle olunca okunmak için her yolu mübah gören yazarlar okuyucuyu sadece eğlendirmeye, oyalamaya yönelik yazıyor. Hayata dair söz söylemek değil de okuru sorunlarından bir süre uzaklaştırmak, itiraz etmeden sürdüreceği hayatına dinlenmiş biçimde dönmesini sağlamak işlevi yerine getiriliyor. Bütün bu sürecin sonunda klasikleri kasvetli diye es geçmiş olan kitleler postmodern okuyucular olarak karşımıza çıkıyor.
Kurgunun ilgi çekiciliğine dayalı algı en çok roman sanatını vuruyormuş gibi görünse de hacimsel olarak kısa olması gereken kısa hikâyelerin hemen hemen hiç yazılmamasına neden oluyor. Çünkü popüler kurguların kısır döngüsü Türk dizileri gibi gereksiz bir uzunlukta.
Kısa hikâye / öykü sanatı romanın gerisinde ve hatta ölüm döşeğinde. Ama 50 Muhteşem Kısa Hikâye’nin daha ilk haftalarda okurdan bulduğu karşılık ve bazı kitapçılarda çok satanlar listesine girmesi kısa hikâye için hala umut olduğunu gösteriyor.
- 50 Muhteşem Kısa Hikâye
- Yazar: Kolektif
- Çevirmen: Süha Demirel
- Yayınevi: Tefrika
- Sayfa sayısı: 400
- Basım: 2015, Ekim
- Kaosun Kalbi Üzerine - 9 Nisan 2020
- PLATONOV’DAN YAŞAYAN VE ÇÜRÜYEN ÖYKÜLER - 12 Şubat 2020
- VAHŞİ BATI OYUNU ÜZERİNE - 19 Ocak 2020