Bonzai’yi okuyanların yazarın diğer kitaplarını da okumak için büyük bir istek duyacağını düşünüyorum.
Kitabı açtığımızda karşılaştığımız epigraflardan birisi bu: “Acı yontulur ve şekillenir”
Bir yazma sürecine tanıklık edeceğiz romanı okurken. Olayların akışında bir kesinlik olmadığını; taşın farklı yerlerinden de yontulabileceğini daha ilk cümleler söylüyor bize.
“Sonunda kız ölür ve oğlan yalnız kalır; gerçi oğlan kızın, Emilia’nın ölümünden birkaç yıl önce yalnız kalmıştı. Kızın adı Emilia ya da Emilia’ydı diyelim, oğlanın adıysa Julio, Julio’ydu, hatta hala Julio. Julio ve Emilia. Sonunda Emilia ölüyor, Julio ise ölmüyor. Gerisi edebiyat:
Birlikte uyudukları ilk gece bir kaza eseriydi. İspanyolca Cümle Bilgisi II’den sınavları vardı. İkisinin de hakim olmadığı bir konuydu, ama madem ki gençtiler ve teorik olarak her şeye istekliydiler, Vergara ikizlerinin evinde İspanyolca çalışmak istememeleri için bir sebep yoktu.”
Bir yandan kendi öyküsü ortaya çıkarken üçüncü romanı Julio yazacak. Çünkü yazdığı romanı temize çektirecek olan yaşlı yazar Gazmuri var bir de.
Julio, tıpkı çerçeve öyküyü oluşturan anlatıcı gibi, topladığı küçük küçük parçaları üst üste yığıyor. Bölük pörçük hatırlananlar birikiyor bir yerde.
“Haddinden uzun o akşam vakti Julio iki çizim yapmaya karar veriyor. İlkinde bir kadın, Maria görülüyor, ama aynı zamanda Emilia: Emilia’nın karanlık, neredeyse kara gözleri ve Maria’nın beyaz saçları; Maria’nın kıçı, Emilia’nın kalçaları, Maria’nın ayakları, sağcı bir entelektüelin kızının sırtı; Emilia’nın yanakları, Maria’nın burnu…”
Bu küçük parçalar –kırpıntılar- birbirine dokundukça iç içe geçiyor. Öyle iç içe geçiyorlar ki birbirlerine yapışıp taşlaşıyorlar adeta. Bütün toplananların, yığınların altında, kendiliğinden, yaşayan bir şey var. Taşta saklı olan heykel ya da bir kabın içinde korunan bitki gibi. Bonzai gibi mesela. Anlatıcı, öyküyü kurarken “kaygan bir zeminde ilerleyerek” ona ulaşıyor.
“Bir bonzai, bir ağacın minyatür bir sanatsal kopyasıdır. İki unsurdan oluşur: canlı ağaç ve kap. İki unsur uyum içinde olmalıdır ve ağaç için uygun bir saksının seçimi de kendi içinde neredeyse bir sanat biçimidir. … Kap genellikle bir saksı ya da enteresan bir taş parçası olur. Bir bonzaiye asla bonzai ağacı denmemelidir. Sözcük zaten canlı unsuru içinde barındırır. Kabın dışına çıkarıldığında, ağaç artık bir bonzai değildir.”
Bonzai, tam anlamıyla edebiyata dair bir roman. Örneğin Emilia gibi Julio da sıkı bir okur. Jack Kerouac’ı, Heinrich Böll’ü, Vladimir Nabakov’u, Truman Capote’yi ve Enrique Lihn’i on yedi yaşında okumuş.
Julio ve Emilia’nın beraberliklerinde de edebi bir yan var. Her gece birbirlerine “yüksek sesli –kısık sesli” okudukları şiirler, romanlar “onlar için makul birer erotik ilham kaynağı” oluyor. Georges Perec’den Raymond Carver’a; Ted Hughes’İn, Kurt Folch’un şiirlerine ve birçoğuna uzanıyorlar.
Macedonio Fernandez’in kısa öyküsü Tantalia onları derinden sarsıyor. “Tantalia” aşklarını simgelemesi için küçük bir bitki alan ama bitkinin ölümüyle aşklarını da kaybedeceklerinin korkusunu yaşayan bir çiftin öyküsü.
Julio ve Emilia, Kayıp Zamanın İzinde’yi okuyamıyor. Ama en çok da okuyamadıkları bu kitaba vurgu yapılıyor romanda.
“Her ikisinin de hayali en azından Proust’u bitirmekti, yedi cildi birden ipe dizmekti ve romandaki son sözcüğün (Zaman sözcüğü) onlar için de öngörülebilir bir son sözcük olmasıydı. Okumaya devam ettiler, acınası halde bir aydan biraz fazla bir süre, günde on sayfa kadar. Sayfa 373’te durdular ve kitap o zamandan beri açık kaldı.”
Macedonio’nun kendileriyle ilişki kurdukları öyküsünü okuduklarına pişman oluyorlar, hatta Emilia, Macedonio Fernandez’i sevmekten vazgeçiyor. Anlatıcı, Proust’un kitabındaki okuma parçasını, roman bunun gibi parçalarla dolu olduğundan bu ilişkiyi kurmak suistimale girse de, Julio ve Emilia’nın hikayesiyle bağdaştırmanın mümkün olduğunu söylüyor.
“Swannların Tarafı’nda 372. sayfada kalmışlardı, tam olarak şu cümlede:
Bilmek her zaman engelleyebilme imkanı sağlamaz; ama hiç değilse bildiğimiz şeyleri, avucumuzun içinde tutamasak da zihnimizde kullanıma hazır bulundururuz ve bu da bize üzerlerinde hakimiyet kurduğumuz yanılgısını yaratır.”
Santiago’daki Diego Portales Üniversitesi’nde edebiyat dersleri veren Alejandro Zambra İspanyol edebiyatı ve filoloji eğitimi görmüş Şilili bir yazar. Eve Dönmenin Yolları ve Ağaçların Özel Hayatı diğer romanları. İlk öykü kitabı ise Türkçede Belgelerim adıyla yayımlandı. Her kitabın kendi kurallarını koyduğuna inandığını söyleyen yazar, kitaplarında olayların kurgulanışını okuyucuyla paylaşıyor.
Bonzai’yi okuyanların yazarın diğer kitaplarını da okumak için büyük bir istek duyacağını düşünüyorum. Kısa ama yoğun, her durumun her an başka bir duruma evrilebileceğini düşündüren, yaşananların sadece bir duygu olarak bıraktığı izleri gösteren, çevirileri de pürüzsüz olan Alejandro Zambra kitapları okunmaya değer.
- Bonzai
- Yazar: Alejandro Zambra
- Çeviri: Çiğdem Öztürk
- Türü: Roman
- Baskı Yılı: Haziran 2015
- Sayfa Sayısı: 73 Sayfa
- Yayınevi: Notos
- Baudelaire’e Nazire: Bizden Bir Aylak - 2 Ocak 2019
- New Orleans’lı Yaratıcı Filozof Ignatus J. Reilly - 10 Aralık 2018
- James Joyce: Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi - 10 Eylül 2018
FACEBOOK YORUMLARI