
Dikta rejimlerinin sıradan insanların hayatlarına nasıl da hiç bir ışık bırakmadan çöreklendiğini kitabın her satırında hissediyorsunuz.
“Kalemin ucu çizgiler çiziyor,mürekkep sayfayı kara suyla kaplıyor.Julian kara sayfaya sesler ekliyor.Gerçek mesleği ses eklemek. Gerçek mesleği yalnız kadınları ve karanlık kar parçalarını çizmek. Gerçek mesleği kelimeler yaratmak ve onları gürültünün içinde unutmak”.(syf 62)
“Bazen Fernando, Danaiala’nın hayatında bir leke oluyor. Ama kim arada sırada birinin hayatında bir leke olmaz ki.” (syf 14)
Elimdeki bu küçücük, kısacık kitabın neredeyse tamamı böylesine loş, bazen karanlık ama umudu içinde hep barındıran cümlelerden oluşuyor. Bu kitabı Yıldız İlhan yönetiminde kitap okuma grubu ile birlikte tartışıp ve ayrıca kitap hakkında çıkan tüm yazıları da okudum. Bütün okuduğum ve dinlediklerimde ortak bir ifade var: Kitabın yazarı Alejendro Zambra 1975 doğumlu. Bu kadar gençken hayranlık uyandıran şaşırtıcı bir üslup… Bu ortak ifadeye katılmamak mümkün değil. Kısacık basit cümleler ve acıtıcı bir derinlik. Evet, gerçekten daha bu kadar gençken bu kadar yaşlanmış gibi yazmak… İnsan okuma boyunca bunu düşünüyor. Ama bu yazar Güney Amerikalı. Şilili… Şilili bir yazar ne kadar genç olabilir ki? Darbelerin yaşandığı, faşizmin insanların hayatına karabasan gibi çöktüğü coğrafyalarda bir genç gibi ümitler ve umutlarla dolu sevinçli pembe renkli aşk cümleleri yazılamaz elbette. Alejendro Zambra insanları genç olamayan bir ülkenin yazarı. Dikta rejimlerinin sıradan insanların hayatlarına nasıl da hiç bir ışık bırakmadan çöreklendiğini kitabın her satırında hissediyorsunuz. Yazar, böyle bir karanlık zeminde Julian, Verenico, Karla, Daniale ve Fernando arasında geçen bir günün hatta sadece bir gecenin hikayesini anlatıyor Ağaçların Özel Hayatı’nda. Julian’ın yaşadığı akşamdan sabaha uzanan bir gecenin içinde neler yok ki? Eve dönüp dönmeyeceğini bilemediği bir sevgili, anılarında kalmış sıkı yönetimin karanlık geceleri, yargısız infazlar, geleceğe ait kırılmış düşler, geçmişle hesaplaşmalar. Mesela Julian sevdiği kadını beklerken gelmemesini daha normal buluyor. Bu ülkede evden çıkıp da dönmeyen kadınlar çok çünkü. Annelerin çocuklarını çıkmaz sokaklarda kaybettikleri, çocuk kaybetmenin normalleştiği bir ülkede ümitsiz bekleyişlerin sıradanlığının trajedisini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Bu bekleyişi sırasında bugüne ihtiyaç duymayan bir gelecek hayal etmek isteyen bir adam… Geçmişi olmayan bir gelecek isteyen birisi yani. Çünkü umutları tükenmiş bir neslin yorgun gelecek hayallerinin kurgulandığı bir ülke burası… Sorgusuz sualsiz insanların tutuklandığı ve hapishanelerde çürüdüğü, işsizliğin çığ gibi arttığı, psikologların yerine reiki yapanların geçtiği, faili meçhul cinayetlerin kol gezdiği ve gelecek hayallerinin kocaman üst üste yığılmış gökdelenlerin içine hapsedildiği bir Güney Amerika ülkesi… Şili’nin darbe yılları… İşte böyle bir ülkenin genç bir yazarından bahsediyoruz. Yaşlanmış cümleler kuran oldukça genç bir yazardan.
Sıradan insan hayatlarını anlatarak bir ülkenin geçmiş ve gelecek bütün toplumsal ve siyasi gerçeklerini görebilir misiniz? Evet… Hayata bakışınız, aşklarınız, yanılgılarınız, başarılarınız, kaygılarınız, sorunlarınızla başa çıkma beceriniz, annelik, babalık durumlarınız kısaca kişiye özel gibi görünen çoğu şey aslında toplumsal psikolojiden, ülke tarihinden ve politik süreçlerden doğrudan etkilenir. Bir bonzai ağacı gibi o görünmeyen kökleriniz, sizin belki gövdenizden daha büyük olan salkım saçak bağlantılarınızla varsınız. Bazen de kendi dallarınızı yok ederek varsınız. Aristo’nun fi tarihinde söylediği “insan politik bir hayvandır” söylemi. İşte tam tamına bu. Bu kısacık derin öyküde bir ülkedeki politik sürecin kişilerin bilinçaltına bile nasıl sızdığının acıklı öyküsünü okuyorsunuz ve tabii ki çok düşünüyorsunuz. Alejendro Zambra Latin Amerika’nın bu hüzünlü gerçeğini diğer Latin Amerikalı yazarlar gibi gerçeküstücü bir yöntemle değil, doğrudan gerçekle, salt gerçekle anlatan bir yazar. Salt gerçekçiliğin daha büyüleyici olduğuna inanmış genç yazarlardan. Kitabı bu kadar okunası yapan tabii ki biri daha var. İspanyolca’dan çeviren Çiğdem Öztürk.
Bu kitap bir üçlemenin birincisi. Diğerleri Bonzai ve Eve Dönmenin Yolları. Çiğdem Öztürk’ün çevirisi ile üçlemenin diğer ikisini okumak için sabırsızlanıyorum.
- Ağaçların Özel Hayatı
- Yazar: Alejandro Zambra
- Çeviri: Çiğdem Öztürk
- Türü: Roman
- Baskı Yılı: 2015
- Sayfa Sayısı: 91 Sayfa
- Yayınevi: Notos
- YOKSULLUĞUN DERİN HALİ: AÇLIK - 18 Mart 2021
- Mahcubiyet ve Haysiyet - 7 Kasım 2020
- Martin Eden’i Okumak veya Okumamak - 22 Ağustos 2020
FACEBOOK YORUMLARI
One Comment
Elinize saglik ..feride hanim..