Annabel Abbs’in kaleminden “Joyce’un Kızı”nın yazılış hikayesi

Annabel Abbs, James Joyce’un en çetrefilli eserini okumanın, dâhi yazarın kızı Lucia’nın trajik hayat hikâyesini yazmasında çok yardımcı olduğunu söylüyor.

Hiçbir zaman bir kitap yazmak gibi bir niyetim olmadı. Yazar olan annemle babam maddi olarak zorluklar yaşayan insanlardı. Ben onların yolundan gitmeyeceğime yemin etmiştim. Ama sonra, 1920’lerde Paris’te bir dansçı olan Lucia Joyce’a denk geldim.  Hâlâ bir kitap yazma niyetinde değildim, fakat hayatını, Alexander Calder ve Samuel Beckett’le yaşadığı öne sürülen ilişkileri ve hayatının ikinci yarısını neden bir akıl hastanesinde geçirdiğini öğrenmek istedim. Cevaplarını biyografisinde bulamadığımda, hikâyesini ortaya çıkararak kurgu halinde sunma zorunluluğu hissettim.

Mektuplarının çoğunun kasıtlı olarak yok edildiğini öğrenince çok öfkelendim. O zamanlar fotoğrafçı olmak istiyordum, ama derslerimi dondurarak Joyce ve çevresindeki insanlarla ilgili bulduğum her kitabı ya satın ya da ödünç aldım. Merdivenlerden taşan, masaların üzerinde yükselen, her yerde titrek yığınlar halinde duran kitaplarla yaşamaya başladım.

Bu bir işaret olmalıydı. Proje çok büyüktü, ben çok beceriksizdim. Ama duramadım. Hikâye beni seçmişti, Lucia’nın bir kenara atılmasına izin vermiyordu. Hiç yazma dersi almamıştım ve yerleri, karakteri tasvir etmenin, diyalogları yazmanın göründüğünden çok daha zor olduğunu fark ettim. Masalardan taşan kitap yığınlarına baktım ve panikledim. Yazma kursuna gitmek için vakit yoktu; okunacak çok fazla kitap ve çıkılacak çok fazla yolculuk vardı, bir de dans etmeyi öğrenmeliydim. Dans etmeyi öğrenmeden bir dansçı hakkında nasıl yazabilirdim ki?

Kendimi yaratıcı yazarlık konusunda eğitmeye karar verdim, “nasıl yazılır” kitapları sipariş etmeye başladım. Yığınlar büyüdü. Uykusuzluk arttı. Geceler boyunca okudum sanki. Ve şafak sökerken bir o yana, bir bu yana döndüm durdum: Lucia, oluşturması güç bir karakterdi, hayatını kavramak ise hayal ettiğimden de zordu. Yine de yakamı bırakmadı.

“Birçok insan kitabımın sıradan okurlar için fazla entelektüel, Joyce’cular içinse entelektüellikten fazla uzak olduğunu söyledi.”

Araştırmamın bir parçası olarak Joyce’u tekrar okumaya başladım. Dublinliler ve Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi çok keyifliydi. Ama sonra Ulysses –ah Tanrım!– ve Finneganın Vahı vardı. Orada, yatağımın yanında, suçlayıcı ve talepkâr bir şekilde duruyorlardı. Kendime bunun Lucia’nın hikâyesi olduğunu, Joyce’la ilgili olmadığını, deneysel bir tarzda yazmadığımı hatırlatmaya çalıştım. Boşuna! Ulysses ve Finneganın Vahı evin içinde beni aç köpekler gibi takip etmeye başladı. Bu noktada, birkaç kişi romanımın sıradan okurlar için fazla entelektüel, Joyce’cular içinse entelektüellikten fazla uzak olduğunu söyledi. Bir dostum, kutsal bir alana girdiğimi söyleyerek, sembol haline gelmiş insanları içermeyen başka bir hikâye bulmamı önerdi. Bu arada, çocuklarım yemek bekliyor, eşim de kibarca misafir odasına taşınmamı öneriyordu. Ama hâlâ Lucia’nin emrindeydim.

Sonunda cesaretimi toplayıp Ulysses‘i tekrar elime aldım. Birkaç dakika içinde yeniden paniğe kapılmıştım. Ulysses‘i daha önce iki kez okumuştum, ama bu tecrübeyi zihnimden silmiştim. Bu, sabahın erken saatlerinde mum ışığında okunacak bir kitap değildi. Ne düşünüyordum ki! İnternette Ulysses dersleri arattım ve altı aylık bir kurs buldum. Kayıt oldum, tüm arka plan kitaplarını okudum, tüm sesli kitapları dinledim ve kaynaklar için internette araştırmalar yaptım. Ancak bu bana Lucia’nın durumunu anlamamda yardımcı olacak mıydı? Bu, onun zor, değişken karakterini anlamamı kolaylaştıracak mıydı?

Cevabı evet, kolaylaştırdı. Ulysses‘i tek başına değil de, bir grupla birlikte çalışmak, her satırı incelememe, yazdıklarının ardına gizlenen yazarın kelimelerinin ötesini araştırmama neden oldu. Aniden Lucia’nın tam kavrayamadığım karakteri yavaş yavaş yerine oturmaya başladı. Bazı heyecan verici nesirlerden (ki romanımda onlara yer vermeye kararlıydım) çok fazla şey öğrenmemiş olabilirim, ancak nesir, karakter ve zorlukların üstesinden gelme konusunda epey çok şey öğrendim diyebilirim. Ve böylece Ulysses benim için hem bir araştırma zemini hem de kurgu oluşturma rehberi oldu.

Annabel Abbs | The Guardian
Çeviri:
 Aycan Başoğlu

Kitaptan Alıntı:

Mama aynanın önünde şekilden şekile giriyordu. “Bu şapka mı, yoksa siyah olan mı Lucia?”

Sözleri havada duman gibi salındı. Pencereden dışarı Ulm Sokağı yönüne bakarken söylediklerini belli belirsiz duydum. Ağaç dallarında son birkaç yaprak sallanıyordu. Ağaçların altındaki sokak lambaları, parke taşlı yolu aydınlatıyordu. Grenelle Sokağı’ndaki mangallarda közlenen kestane kokuları, yerine tam oturmayan pencere çerçevesinden içeri sızıyor, ama ben bunu da belli belirsiz duyuyordum. Rüyadaymışım gibi, zemin ayaklarımın altından kayıyordu. Nereye bakarsam bakayım, her yerde Bay Beckett’in yüzü vardı; ağaçların çıplak dallarında onun elmacık kemiklerini görüyordum; gökyüzünü kaplayan alacakaranlık gözlerinin yansımasıydı. Tenimin her yanına iğneler batıyor, kendimi aynı anda hem hafif hem de gergin hissediyordum. Defalarca, tekrar tekrar ismini söyledim. Bay Beckett. Bay Beckett. Bay Beckett.

“Lucia, dans etmenin “hayatındaki en önemli şey” olduğunu söyler, bu konuda çok da yeteneklidir. Heyecanlı bir seyirci kitlesi, performansını olumlu yönde etkileyip coşkusunu artırmaktadır. Dans onun “can kurtaran simidi”dir, fakat babasının ilham perisi olmak için mesleğinden uzaklaşır ve babasının gözdesi Samuel Beckett’e körkütük âşık olur. Böylece de çöküşü başlar.

İşte size, bir sanatçı olmak için can atan, yaşam tutkusu –ve yeteneklerine gem vurulması karşısında hissettiği öfke– sayfalardan taşan genç bir kadının portresi.” Anita Sethi (Gazeteci-Yazar)


Adalet Çavdar’ın, Joyce’un Kızı romanı incelemesini okumak için tıklayınız.

  • Joyce’un Kızı
  • Yazar: Annabel Abbs
  • Çeviri: Özge Onan
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: Ocak 2016
  • Sayfa Sayısı: 392 Sayfa
  • Yayınevi: Hep Kitap

Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

İki Mahzun Ozan, Biri Hasan Bir Enver…

Read Next

Haydar Ergülen: Şiirdeki Aşk Gerçek Hayatta Yok

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram