
Nikbay, Aort ile yeni bir yaşam dengesi, yeni bir şiir peşine düştü. Kolay mı, var olanı yıkmak? Ulaş, başarmış işte.
İnsan her şeyi içinde barındırır. Kolay değildir o “her şeyi” belli bir düzen ve program içinde barındırmak. O zaman da bir yerlerden bir şeyler eksilir veya artar. Dengeyi sağlayansa şiirdir en çok. Sanatın her alanı, her anı muhakkak dengeleri bozmak üzerine kurulur, ama bu ‘denge’ yaşamın dengesiyse şiirin başarısı tartışıl(a)maz bile.
Poetik ölüm…
2001’de Dünya Kitap Şiir Ödülü’nü (Sahi, neden bitti o çaba? Genç arkadaşları kazandırmıştı, yıllar yılı şiire) alan Ulaş Nikbay, kozasını örmenin ötesinde kurduğu dengeleri bozan, yeniden oluşturmak için de alabildiğine çaba harcayan bir şair. Zamana karşı yarışmak değil onunki, zaman onun peşinde koşuyor, yetişmeye… Tutturduğu dili, oluşturduğu poetikayı bir süre sonra reddeden Nikbay, Aort ile yeni bir yaşam dengesi, yeni bir şiir peşine düştü. Kolay mı, var olanı yıkmak? Ulaş, başarmış işte.
Doluya koymuş almamış, boşa koymuş dolduramamış, ama yılmamış da. Dizelerin aralarında (satır arasında olduğu gibi) okuru o çabanın içine taşıyor şair. Aksamaları aşmak için belli ki çok çalışmış, çok yazmış çok silmiş, beğenmemiş yeniden yazmış, olmamış yinelemiş… Ortaya çıkan yapıt, çabasının ne denli yoğun, başarısının ne denli güçlü olduğunu kanıtlıyor. Şimdi Ulaş Nikbay’dan okur olarak bu yolda daha da seri ve güçlü olmasını istemekten başka bir beklentimiz yok. Dergi sayfalarındaki şiirlerinde küçük ama kararlı adımlarla yürüdüğünü izliyoruz…
Kalbin gücü…
Aort’u aldıktan sonra iki kalp krizi atlattım, ikisi de ağır. Bir özdeşleşme miydi acaba diye tekrar tekrar okudum şiirleri. Şiir, asla kaderci değildir, dolayısıyla da bu bağlantının kurulması akılcı olamaz. Şimdi girince bir kez daha dizelerin arasına, bambaşka duygularla yeni kapılar açılıyor düşler dünyama…
“değiştiremedi düzeni hakkı
bulut bile renksiz filmler
farklı dün’yaların
in’sanlarıyız diyor hâlâ
in’sana in’anma in’sansız da
kalma bir ağrı kalb’inde
bir zona yarası”
Sözcüklerle oynamak değil, onlara yeni anlamlar yüklemek şairin yaptığı… vurgu değiştiğinde bambaşka bir sonuç çıkıyor. Bu da yukarıda değindiğimiz “poetik doğum”un en önemli işareti.
“tanrı kipi”…
Şiirin yazılması kadar okura ulaşması da sıkıntılı bizim ülkemizde. Her dört kişinin beşinin şair(!!!) olduğu bu coğrafyada, şairler bile okumazken (siyasi erk boşuna uğraşmıyor, nedenleri burada bir kez daha yakıyor içimizi) şiir kitaplarının basılması pek de kolay değil. Ulaş Nikbay, “harfler kılcal damarlarına / tanrı kipiyle yazıldı / bölük pörçük gelen / aordu oku” dizeleri ve aktif sosyal medya kullanımıyla hem destek buldu hem de kitabının basımını sağladı. İnanıyorum ki, yeni bir ufuk da açtı dosyası basıma hazır ama yayınevi bulamayan genç şairlere.
Şiir ve duygu…
Yeniden dönersem kendi içime, Aort’un ışığında; önce algılayıp sonra düşünerek yorumluyorum dizeleri. “Şiir, şimdinin zenginliğidir”se (Özdemir İnce) Ulaş Nikbay’ın dizeleriyle -geçirdiğim iki ağır krizin ardından oluşan kalp yetmezliğini aşacağım- gerek teorik gerekse pratik varsıllaşıyoruz.
![]()
|
- Hayata bir de bu “pencere”den bak!… - 9 Nisan 2020
- BİTMEYEN AŞK: İSTANBUL - 7 Aralık 2019
- Türkiye’nin Çilingir Sofrası: Rakı Gastronomisi - 3 Aralık 2019