
Arızalı Tiplerle Mücadele Rehberi’nde gündelik yaşantımızda etrafımızdaki insanların farkında olmadığı davranış bozukluklarının bize yansımalarını ve bu insanlarla nasıl anlaşıp “geçinebileceğimizi” anlatıyor.
Konuya girmeden evvel, sizlere gündelik hayatınızda karşılaştığınız durumlara dair birkaç soru yönelteyim; böylelikle konuya ısınmış olalım: Caddede yürürken etrafınızdaki insanların bir şekilde sizin yürüyüşünüze, onları geçmenize engel olacak şekilde genişçe ve rahatça yürümeleri sinirizi bozar mı? İş yerinde çalışma arkadaşlarınız bir şey istediğinde, onların kullandığı dile ne kadar dikkat edersiniz (rica cümlesindense emir kipi kullanarak kurulmuş bir cümleye takılır mısınız)? Çocukken arkadaşlarınızı başkalarına kötü şakalar yapmaya yönlendirip sonra ortadan kayboldunuz mu? Her şeyin kötüye gideceğine yönelik hislere, düşüncelere kapılıyor musunuz? Başkalarının başarılarını kıskanıyor, onların yaptıklarını arkadaşlarınızla çekiştiriyor, tabir yerindeyse gıybete düşüyor musunuz? Ya da etrafınızdaki insanların sizin hakkınızda olumsuz düşünceler içerisinde planlar yaptığını, entrikalar ve planlar tasarladığını düşünüyor musunuz?
Herbirimiz çoğaltabileceğimiz bu gibi sorulara kendince olumlu-olumsuz yanıtlar verebilir; dürüst olalım, bu eylemlerin çoğunu yaptığımız da olmuştur. Peki başkaları hakkında hasetlendiğimizde, paranoyaklaştığımızda, pasif-agresif davranışlar içerisinde bulunduğumuzda tamamen “arızalı” bir kişiliğe sahip oluyor muyuz? Sorunun kalıbını değiştirelim ve özne konumundan uzaklaşalım: Etrafımızdaki “arızalı”, “sorunlu”, “problemli” diye nitelediğimiz insanlarla nasıl iyi geçinebilir, nasıl anlaşabiliriz? Anlaşabilir miyiz veya anlaşmamız gerekir mi?
Biliyorum, çok fazla soru yüklü bir giriş oldu. Lakin etrafımızdaki insanların içinde bulundukları ruh halleri ve karakterlerinin, kişiliklerinin yansıması olan hareketlerinden kendimizi çoğunlukla soyutlayamayız. Çünkü sosyal bir varlık olan insan, kendini yalnızlığa hapsetmeyi tercih etmez. Evrimleşme sürecimiz içerisinde topluluk halinde yaşamaya alıştığımızdan beri, insanların farklı psikolojik sorunları ve travma kaynaklı kişisel bozuklukları olmuştur. Bu sorun ve hastalıkların, yüzyıllar içerisinde bir disiplinin araştırma maddesi olmaması, geçmiş çağlarda yaşamış insanların türlü sıkıntılar çekmiş olabileceğine delalet. Lakin çağdaş psikoloji akımları, insan davranışları üzerine içinde bulunduğumuz yüzyıl içerisinde oldukça fazla çözümleme getirdi. Alanında uzmanlaşmış nice psikolog insan hareketlerini, karakterlerini ve kişiliklerini anlamak üzere çalışmalar, tezler, kitaplar yayınladı.
Bu bahsi geçen kitaplar akademik temelli olduğundan, sorunun ana öznesi olan insanın bu çalışmalardan somut olarak faydalanması pek mümkün olmuyor. Bu noktada insanların ve konunun meraklılarının imdanına ise yardımcı bilim kitapları yetişiyor.
Fransız uzman psikolog olan Christophe Andre, Fransa’da yaptığı psikoloji çalışmaları akademik olarak yayımlamış ve aynı zamanda çalışmalarının büyük bir kısmını insanların rahatlıkla okuyup faydalanabileceği kitaplar haline getirmiş bir yazar. Ülkemizde çevirisi yapılmış Kendine Saygı, Zor Kişiliklerle Yaşamak ve Korkunun Psikolojisi kitaplarının yanına, geçtiğimiz yılın sonunda “Arızalı Tiplerle Mücadele Rehberi” de eklendi. Kitap, bir psikoloji çalışmasından çok, keyifle okuyup zaman geçireceğiniz ve konuları aydınlatan karikatürlerle desteklenmiş bir psikoloji başlangıç ve danışma kitabı. Her başlığın içerisine yerleştirilmiş olan karikatür ve çizimlerde Fransız ressam Muzo’nun imzası bulunuyor.
Yazımızın başında sizlere yönelttiğim sorulara dönelim ve kitabın bu sorularla ne ilgisi olduğunu açayım: Andre, Arızalı Tiplerle Mücadele Rehberi’nde gündelik yaşantımızda etrafımızdaki insanların farkında olmadığı davranış bozukluklarının bize yansımalarını ve bu insanlarla nasıl anlaşıp “geçinebileceğimizi” anlatıyor. Tüm bunları kişinin kendisi temelinde anlatarak işe başlıyor: Kitabın içeriğini oluşturan “arızalı” davranışların kendimizde ne kadar olabileceğini sorgulatıyor. Peki nedir bu “arızalar”? Christophe Andre, narsistlik, negativistlik, paranoyaklık, hitrionik hareketler, stres ve sinir kaynaklı hiperaktiflikler, fesatlık, pasif-agresiflik gibi günlük hayatımızda sıklıkla duyduğumuz ve kullandığımız sıfatların içini doldurmamızı sağlıyor.
Bölüm bölüm bu başlıklar altında toplayabileceğimiz hareketleri, problemli kişilerin ortak özelliklerini ve onları nasıl anlayıp nasıl daha iyi geçinebileceğimizi okuyoruz. Her bölümün başında da ufak bir anket var ve bu bölümlerde bahsi geçen konunun kendimizde ne düzeyde olduğunu görebiliyoruz. Örneğin ne kadar narsist ya da pasif-agresif bir kişiliğe sahip olduğumuzu çeşitli sorular vasıtasıyla bizlere göstermeyi amaçlıyor kitap. Ve her bölüm için ayrı ayrı hazırlanmış kısa hikâyeler karikürize ediliyor. Gülümseyerek okuyup incelerken, kendinizi sorgulamanızı sağlayan bir kitap yaratmış Andre ve Muzo ikilisi.
Başta kendinizi sorgulayarak etkileşimde bulunduğunuz insanların davranışlarını anlamanızı sağlayacak olan Arızalı Tiplerle Mücadele Rehberi, bir mücadele kitabından çok sizin algınıza hitap eden ve onu şekillendiren bir kitap. Saatler içerisinde rahatlıkla okuyup insan hareketlerine farklı gözlerle bakmaya başlıyorsunuz; dahası aynı bakış açısını kendinize de uygulayabiliyorsunuz!
İnsan davranışlarını anlamak, insanlarla daha iyi anlaşabilmek isteyen herkese tavsiye edebileceğim keyifli bir kitap okudum. Günde onlarca, hatta yüzlerce insanla etkileşim halinde olduğumuzu düşündüğümüzde böyle yardımcı ve faydalı kitaplara hepimizin ihtiyacı olduğunu söyleyebilirim.
![]()
|
Okuma önerisi!![]() Yaşar Öztürk’ün incelemesi; “Sigmund Freud’un Misyonu”
|
- Herkes İçin Anatomi ve Fizyoloji - 19 Mart 2018
- Arızalı tiplerle nasıl mücadele edilir? - 11 Ocak 2018
- Bir Kıtanın Acı-Tatlı Tarihi - 7 Aralık 2017