Aşkın Sınıfsal Hali

Victoria’ya ne oldu, Johannes onu sevmekten vazgeçti mi peki? Sorularınızın yanıtları bir aşk romanının etkileyici ve şiirsel satırlarında gizli. Behçet Necatigil’in nazik üslubuna davetlisiniz.

Gündelik hayat akıp giderken kime, nasıl, neden yakın hissettiğimizi dahi sorgulayamıyoruz çoğu zaman. “Yakın hissediyorum çünkü…”leri tamamlayamıyoruz. Bazen öyle gerektirdiği için, bazen üzerine düşmemek için, bazen hayat zaten çok zor olduğu için yanımızda kim var; dönüp bakmıyoruz. Hal böyleyken en yakınındakini tanımaya da yeltenmiyor insan. Halbuki hayatı nasıl geçirdiğimizin yanında kimle geçirdiğimiz de çok önemli. Hızla yaşarken değil de şöyle bir soluklanınca fark ediliyor sanırım bu. 

Ben de şöyle bir soluklandım ve “Victoria”ya rastladım. “Victoria”, Timaş Yayınlarınca okura sunulan bir aşk romanı. Doğrusunu söylemek gerekirse aşk romanları okumaktan kaçınan biriyim aslında ama Knut Hamsun, karşıma Behçet Necatigil çevirisiyle çıkınca kırdım zincirlerimi. İyi ki de zorlamışım sınırlarımı çünkü aşkın herkesçe kabul gören bir tanımının olmadığının kabulüyle başladım soru işaretlerimi evrene bırakmaya. Hamsun, bir değil; iki değil; birçok aşk tanımı yapıyor roman boyunca:

“Birisi aşkın ne olduğunu sorarsa aşk, güllerin arasında esip kesilen bir rüzgardır sadece.”

“Sadece” diyor ama dayanamayıp devam ediyor: 

“Ama bazen de bir ömür boyu süren, ölüme kadar devam eden, koparılması imkansız bir mühür mumudur aşk. Tanrı aşkı çeşit çeşit yarattı, aşkın devam ettiğini veya sona erdiğini gördü.”

Aşkın başladığı gibi, bitebilen de bir şey olduğunu ya da ara ara o heyecanın sönümlendiğini hatırlatan Hamsun; roman boyunca Johannes ve Victoria arasında sessizliğin hakim olduğu bir garip aşka şahit yazıyor bizi. Bu aşkın imkansızlığının en büyük kaynağı aşkın taraflarıymış gibi görünse de imkansızlığı körükleyen ana etkenleri de göz ardı etmemek gerekiyor. Bu etkenlerden en kökleşmiş olanı Johannes ve Victoria arasındaki sınıf farkı. Johannes, Victoria’nın yaşadığı şatonun değirmencisinin oğlu ve romanın başından sonuna kadar Victoria tarafından bunu iliklerimize kadar hissediyoruz. “Victoria bunu Johannes’e her defasında istemeden mi hatırlatıyor? Neden Johannes’e kötü davranıyor? Kendini buna zorunlu mu hissediyor?” sorularının yanıtlarını sizlere bırakıyorum elbette ama Victoria’nın davranışları aklıma, son zamanlarda adını çokça duymuş olduğumuz “Normal People” dizisindeki erkek karakteri getirdi. Yine bir aşk, yine kocaman bir sınıf farkı ve yine adına zorunluluk dediğimiz şeyin sonucunda bir insanı yok sayan başka bir insan konu ediliyordu dizide. İncitici ve yok sayan bir tavır görünür olmasına rağmen aradaki bu bağın besleyen de bir yanı vardı tarafları. Victoria’nın (sizin için sürpriz olacak) yaklaşımı Johannes’i yazmaya sevk etti romanda, daha doğrusu yazarak rahatlamaya ve tek başınalığın yüklediği dirence.

Victoria’ya ne oldu, Johannes onu sevmekten vazgeçti mi peki? Sorularınızın yanıtları bir aşk romanının etkileyici ve şiirsel satırlarında gizli. Behçet Necatigil’in nazik üslubuna davetlisiniz.

  • Victoria
  • Yazar: Knut Hamsun
  • Çeviri: Behçet Necatigil
  • Türü: Roman
  • İlk Baskı Yılı: 2013
  • Sayfa Sayısı: 160 Sayfa
  • Yayınevi: Timaş Yayınları

Evrim Sayın
Latest posts by Evrim Sayın (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Münir Göle’den aşka dair bir roman: Belki de

Read Next

Bu Kitap, Pink Floyd’a, Ay’ın Karanlık Yüzüne Bir Yolculuk…

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *

Follow On Instagram