Aslında Bayan Blum Sütçüyü Tanımak İstiyordu

Bichsel 1964 yılında kaleme aldığı bu yapıtında, sade vatandaşın gündelik yaşam içerisindeki iletişim yoksunluğunu, kendine özgü abartısız biçemiyle yansıtır. Keyifle ve bir solukta okunacak öyküler.”

Okumak iptilâdır, müptelâlara selam olsun”

Temmuz 2017 yazımın başlığı “Çeviri Harikası Kitap İsimleri”ydi.. (*) O yazıda çevirmen tarafından bambaşka isimlerle Türkçeye kazandırılan eserlerden söz etmiştim. Harika kitap isimleriydi.

Aslında Bayan Blum Sütçüyü Tanımak İstiyordu” ise Türkçeye Perihan Anaç tarafından birebir ismiyle çevrilmiş (Eigentlich möchte Frau Blum den Milchmann kennenlernen). Harika ve dikkat çekici bir kitap ismi.

Yazarı hakkında en ufak bir bilgiye sahip olmasanız da, kitabın içeriği hakkında bir ön bilginiz yoksa da ve hatta hiç duymamış olsanız bile rafta gördüğünüzde alıp okumak isteyeceğiniz incecik bir öyküler kitabı.

Ben de öyle yaptığımı çok iyi hatırlıyorum. Beşiktaş’ta şimdi kapanmış olan Kabalcı Kitabevi’nin ikinci katında, dip taraftaki indirimli kitaplar reyonundan almıştım. Yıl 2003, aylardan bu aymış.

Kitabın künye sayfasının üst sağ köşesine attığım tarih öyle diyor.

Bu sefer de kendi kitaplığımda bir kitap ararken tesadüfen karşılaştım kendisiyle ve “bu da neymiş.?” diyerek elime aldım, bir kupa kahve içimlik süre içinde soluksuz okudum, şimdi de oturdum size yazıyorum.

Aslında Bayan Blum Sütçüyü Tanımak İstiyordu” çağdaş İsviçre edebiyatı´nın kendinden en çok söz ettiren yazarlarından biri olan Peter Bichsel´in ilk yapıtı.

Tanıtım yazısında “Bichsel 1964 yılında kaleme aldığı bu yapıtında, sade vatandaşın gündelik yaşam içerisindeki iletişim yoksunluğunu, kendine özgü abartısız biçemiyle yansıtır. Keyifle ve bir solukta okunacak öyküler.” ifadeleri var.

Gerçekten de öykülerin konusu çoğu kez basit, göze batmayan, önemli değilmiş gibi görünen, sıradan olaylar.

O kadar ki; bu yalın anlatım karşısında her öyküyü okuyuşunuzda “Benim de buna benzer bir olayım var, ben de onu yazsam ya..!” diyorsunuz ister istemez.

“Basit” yazmanın ise güç işlerden biri olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

Bence kısa öyküde en önemli öge, olay ya da durum örgüsü iken, romanda kişilikler önemlidir” diyor Borges.. (evet lafı döndürüp, dolaştırıp yine Borges’e getirdim..)

Bichsel´in öykülerinde de gündelik davranışlar, durumlar, olaylar var. İsimsiz kişilikler (adam, karısı, kız, büyükbaba, birisi, çiçekçi) ise genellikle iletişim yoksunluğu içinde yitip giden bireyler.

Bichsel´in ünlü paragrafı “Kitap iptiladır.” diye başlar ve İletişim Yayınları’nın tüm tanıtım broşürleri, ayraçları ve poşetleri üzerinde kullandığı bir slogana dönüşür; “Okumak iptiladır, müptelalara selam olsun”

(genç kardeşlerimiz için iptila bağımlılık, müptela bağımlı olan açıklamasını yapalım..)

O paragrafı yazmadan önce Peter Bichsel’in “kitap yok oluyor!” yakınmalarına karşı söylediklerini okuyalım;

Kitabı kurtarmak için parmağımı bile oynatmam. Batacağı varsa batar. Benim kitaplarım var, evde. Onlar batmaz, orada duruyorlar işte.

İnsanın neden kitap için bir şeyler yapması gerektiğini anlamıyorum. Kitaba ihtiyaç kalmazsa kitaba ihtiyaç kalmamış demektir.

Evimdeki kitaplar bana ölene kadar yeter. Hem bazılarını ikinci üçüncü defa okurum, ne güzel. Bana bir şey olmaz.” 

Evet sanırım bana da bir şey olmaz..!

Gelelim o ünlü paragrafa..

Kitap iptiladır. Bazı insanlar kendilerini okur sayar. Sonra da “ Biliyor musunuz ben doktorum”, derler “okumaya hiç vaktim yok”. Şimdiye kadar bir alkoliğin “ Biliyor musunuz ben doktorum, içmeye hiç vaktim yok” dediğini duymadım. Herhangi bir tiryakinin, “Aslında günde üç paket içerim ama şu sırada hiç vaktim yok” dediğine de şahit olmadım. İptila nedir, ona işaret etmeye çalışıyorum. Okumak, harfleri yan yana dizmek ve bu harflerin ağaçlar ve evler ve insanlar ve anlaşmazlıklar ve güçlükler yaratması, bunların sadece harflerden oluşabilmesi gibi bir mucize, bu coşku, insanı müptela yapar ya da yapmaz. Ve bir müptela ihtiyacı neyse ona ulaşmanın yolunu her vakit bulur.

Sevgili müptelâlar; okumaya ulaşmanın yolunu her vakit bulabilmeniz dileğimle.., 

(*) http://kitapeki.com/ceviri-harikasi-kitap-isimleri/ 

 

  • Aslında Bayan Blum Sütçüyü Tanımak İstiyordu
  • Orjinal Adı: Eigentlich möchte Frau Blum den Milchmann kennenlernen
  • Yazar: Peter Bichsel
  • Çeviri: Perihan Anaç
  • Baskı Yılı: 1995
  • Sayfa Sayısı: 97 Sayfa
  • Yayınevi: Kabalcı Yayınevi
Ali Tanrısever
Vinkmag ad

Read Previous

Anıl Mert Özsoy; “Bir yazarın en büyük sorumluluğu çağına karşı…”

Read Next

Metrobüste ‘telefonu bırak, kitap oku’ performansı

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *