1. Home
  2. Author Blogs

Yazar: Doğuş Sarpkaya

Doğuş Sarpkaya

1980 İzmir doğumlu edebiyat eleştirmenidir. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi DTCF Antropoloji bölümünde, yüksek lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yetişkin Eğitimi anabilim dalında tamamlamıştır. İlk yayınlandığı dönemlerde meraklı bir okuyucusu olduğu BirGün Kitap Eki'nde önce yazar nihayetinde ise editör olmuştur. Aynı zamanda Ayrıntı Dergi yayın kurulu üyesidir. Yazıları Karşı Düşler, Refleks, Lacivert, İzafi, 14 Şubat Dünyanın Öyküsü, Redaksiyon, Ayrıntı gibi dergilerde yayımlanmıştır. Ankara'da yaşamaktadır.

Liste
“Yaz Rehavetinde” Okunabilecek 10 Ayrıntı Yayınları Kitabı

“Yaz Rehavetinde” Okunabilecek 10 Ayrıntı Yayınları Kitabı

Bu listede hem “okumanın zamanı olmaz” diyenleri hem de “ama o kitap çok ağır” itirazını dillendirecekleri gözeten bir liste oluşturmaya çalışacağım… Yaz ayları okumak için zaman yaratabileceğimiz fırsatlar barındırır ama okumaktan kaçmanın suçunu sıcaklara atabileceğimiz

Roman
Hayalete Dönüştürülen Ölülerin Romanı

Hayalete Dönüştürülen Ölülerin Romanı

Şafakta Ayrılık, işkenceleri, ölümleri, katliamları merkeze alan bir roman değil. Daha çok tüm bunlar yaşanırken hayatta kalmaya çalışan genç bir kadının yaşamına odaklanıyor. Egemenin iktidarını en çıplak haliyle sergilemesi, devlet terörünün üst düzeye çıktığı, hukuksuzluğun

İnceleme
Akıntıya Karşı Gazetecilik

Akıntıya Karşı Gazetecilik

Faruk Bildirici’nin, Ayrıntı Yayınları tarafından yayımlanan Günahlarımızda Yıkandık: Örneklerle Gazetecilik Meslek Etiği kitabı Türkiye’de gazeteciliğin geldiği noktayı anlamak açısından önemli bir kaynak. Türkiye’de gazetecilik son kırk yılda inanılmaz bir dönüşüm geçirdi. 1980 sonrasında gazetecilik kökenli,

Roman
Suya Atılan Taş

Suya Atılan Taş

Barış İnce, Türkiye’nin 1980 sonrasında tarikatların eline terk edilişini isimsiz adanın dönüşümü üzerinden anlatıyor. Bazı hikâyeler birinin suya taş atmasıyla başlar. Anlatılanların aynı taşın yarattığı dalgalar gibi genişlediğini hissederiz. Proust’un “Bir dalganın bütün bir denizi

Roman
Saf Gülüşün Yıkıcılığı

Saf Gülüşün Yıkıcılığı

Jaroslav Hašek’in Aslan Asker Şvayk'ta kullandığı siyasal dili, halkın kaderci dilini aşarak, savaşın anlamsızlığını, orduların gereksizliğini dolayımsız bir şekilde anlatmayı başarmasını sağlamış. Şvayk’ı elime almadan önce, romana dair bildiğim tek şey aslan asker nitelemesi idi. Ne

Gözden Kaçanlar
Kayıpların Ardından

Kayıpların Ardından

Savaşlar, ölümler, kayıplar gibi felaketleri ardı ardına yaşayan Peru’dan taşan bir ses Kayıp Kentin Radyosu. Alarcón, felaketin bilincini aradığı kelimelerle buluşturmayı başarıyor. Son dönem Latin Amerika romanında, iki yönelişe şahit olduğumuzu söyleyebiliriz: Birisi geçmiş ile

Gözden Kaçanlar
Gerçekçiliğe Dönüş

Gerçekçiliğe Dönüş

Turing’in Hezeyanı’nda, darbe marifetiyle iktidara gelen hükümetlerin yarattığı terör ortamı ve neoliberal politikalar sonucu gün geçtikçe yoksullaşan, yaşam alanları sınırlandırılan insanların hikâyesi anlatılıyor. Latin Amerika edebiyatı denilince akla hemen büyülü gerçekçiliğin gelmesi sık karşılaşılan bir

Çizgi Roman
Mülteciler, “Kriz” ve Gerçekler

Mülteciler, “Kriz” ve Gerçekler

İngiliz yazar ve çizer Kate Evans, Avrupa değerlerinin ardına gizlenmiş kültürel ırkçılığı gözler önüne serdiği eseri İlmekler: Mülteci Krizinden Bir Kesit’te, Avrupa kültürü fikrinin nasıl bir dışlama pratiğini desteklediğini dile getiriyor. 1990’lı yıllar 2000’li yıllara

Söyleşi
Başka Bir Edebiyat Mümkün!

Başka Bir Edebiyat Mümkün!

Ayşegül Tözeren; "Suya yazdığımı düşünmüyorum. Ama elbette akıntıya karşı kürek çekiyorum. Zaten edebiyat ve tabii ki eleştirisi de, nehirleri tersten akıtmaya çalışmak değil midir?" Ayşegül Tözeren son dönemin dikkat çeken edebiyat işçilerinden. Öykü eleştirisi üzerine

Edebiyat
Ortanca Çocuk Sevgisi

Ortanca Çocuk Sevgisi

Sait Faik Türk Edebiyatı’nın tartışmasız en iyi öykücülerinden biridir. Sait Faik’in sıradan insanların yaşadıklarını nasıl canlı ve gerçekçi bir dille anlattığı konusunda hepimiz hemfikirizdir. Öykü, edebiyatın ortanca çocuğu gibidir. Şiirle romanın arasında kalmış, ne ilk