Aynur Tümen’in ilk romanı: Mina Lejyonerin Kızı

Mina Lejyonerin Kızı, Tümen’in ilk romanı. Yaşanmış bir hayat hikayesini konu almasından mütevellit oldukça vurucu…

Aynur Tümen, 2004 yılından beri profesyonel olarak yaşam koçluğu ve motivasyon danışmanlığı yapmakta. Bu süreçte; Aynur Tümen, Aşk Kodları, Para Kodları ve Aşkın Gizli Bahçesi isimli dört kişisel gelişim kitabı da yayımlanmış. Bir gün, dinlediği hayat hikayelerinden birini danışanının arzusu üzerine kağıda dökmeye karar vermiş ve Mina Lejyonerin Kızı’nı okuyucularla buluşturmuş.

Mina Lejyonerin Kızı, Tümen’in ilk romanı. Yaşanmış bir hayat hikayesini konu almasından mütevellit oldukça vurucu, kız çocuklarının yaşam savaşını anlattığı için de bir hayli buruk bir öykü. Romanın yazılış sürecini, bu süreçte neler hissettiğini ve mesleğinin detaylarını Tümen’in ağzından dinleyelim.

  •  Öncelikle yaşam koçu olmak size nasıl kapılar açtı?

Farklı statüler de insanlar ile çok özel sohbetler paylaşabilme zemini oluşturdu. Ünlü insanlar, ünlü markalar, siyasetçiler ile tanıştım ve çalıştım, kitaplar yazdım. Ufkumu ve vizyonumu geliştirecek kapılar açtı.

  • Nasıl beslendiniz bu süreçten?

İnsan hikayelerini dinlemek, davranışlarını incelemek, duygularını paylaşmak, yaptığım işten deneyimler ve sonuçlar çıkarmama sebep oldu. Beni kitaplar yazmam konusunda motive etti. Daha fazlasını öğrenme, uygulama ve danışanlarım ile paylaşma heyecanı kattı.

  • Sema’nın hikayesini yazmak nerden geldi aklınıza ?

Sema gibi bir çok danışan karakteri geldi hayatıma. Bir çoğu hikayesini anlatmaya başlarken,” benim hayatım roman olur” cümlesini kurdu. Bu cümle itici gücüm oldu. Gerçekten bazıları roman olabilecek özellikleri taşıyordu. Sema karakteri gerçek adının ve yaşının saklı kalması koşuluyla hayatını romanlaştırılmasına istekliydi. Zaten meslek etiği olarak onaylanmayan bir hikaye yazılamazdı. Ve ben de çocukluğumdan beri kurduğum hayalim Roman yazarlığına “Mina” yı yazarak adım atmış oldum.

  • Onu diğer hikayelerden ayıran neydi sizin için?

Çocuk istismarı benim için çok hassas bir konu, çok sık seans konularımın içinde yer aldı. Başka hayatlara özenen genç kızlarımızın erişkin olmadan, değerleri oluşmadan, ödenecek bedellerden habersiz, gözü karalık derecesinde düşünülmeden gerçekleştirilen eylemlerin sonuçlarını örnek teşkil etmesi için yazdım.

  • Bu tarz hikayeler talep anlamında çoğunlukla okuyuculardan karşılığını bulur. Sizin böyle gerçek bir hikayeyi yakalamış oluşunuz, seçiminizde etkili oldu mu?

Çok güzel onuru verici, motive edici geri bildirimler aldım. Açıkçası alacağım tepkileri hesaplamadan yazdım. Roman yazmak, istediğim bir romanım ile bir mesaj verebilmek arzusu ile yazdım. ”Mina” gibi çok hikaye  var toplumda. “Mina” onları temsil etsin istedim.

  • Sema ile nasıl tanıştınız? Ne vesile oldu?

Referans yolu ile tanıştım. Benden hizmet alan bir danışanımın dostuydu. Yaz aylarını İstanbul’da geçirmek için geldiğinde, referans olan kişi “seni Aynur ile tanıştıracağım, onunla çalışmalısın seanslar yapmalısın” diyor böylece tanıştık. Koçluk da uyumlanmak diye bir şey vardır. Biz bu uyumu yakaladık. Kaldığı süre içinde düzenli seanslar yaptık. Seans aralarında hayatından kesitler paylaştı. Ben de notlar aldım.

  • Hikaye başlı başına bir yükseliş hikayesi. Fakat aynı zamanda bu koşullarda bir genç kız çocuğunun başına neler gelebileceğinin altını çizen bir hikaye. Sizce, okuyucu da bu hikayenin karşılığı nasıl olacak?

Özellikle kız çocukları olanlar çocukları ile empati kurabilir. Genç kız ve genç kadınlar, her bir eylemlerinin sorumluğu ve sonuçları olacağını hatırlayacak. Sonuçları düşünülmeden dürtüsel hareket etmenin nelere sebep olabileceğini görecekler. İyi yerlere gelebilmek için gençlik ve güzelliğin yeterli olamayacağını, eğitimin, vizyon geliştirmenin, insan ilişkilerinin hayatta ne kadar önemli olabileceğini vurguladığı mı düşünüyorum. Kitapta Tahsin kurtarıcı gibi görünse de, aynı zamanda Mina’nın annelik hakkını elinden alan kişi. Olaylara pek çok açıdan bakılması gerektiğinin farkındalığını yaratıyor.

  • Fakirlikten zenginliğe gidilen bir hikaye mi? Yoksa kız çocuklarının başlarına gelen olaylar mı?

Asıl konu hayatta her şeyin her insanın başına gelebileceği ile ilgili, her şeyin mümkün olabileceği ile ilgili. Ortada olan bir gerçek var ki, bu hikaye içindeki benzer olayları yaşayan her genç kız, zengin olmuyor. Aralarında çok kayıp var, intihar edenler var, daha ağır bedeller ödeyen mutsuz hayatlar ve insanlar var. Kısaca kız çocuklarının başlarına gelen olaylar ve bu olaylara etken eden pek çok dinamik ele alınıyor. Genelde çocukların özellikle de kız çocuklarının itiraf etmeye utandığı, çekindiği, yargılanmaktan, ayıplanmaktan, dışlanmaktan, cezalandırılmaktan korktuğu olaylar.

  • Romanda bekaret, kızlık zarını diktirme, çocuk yaşta hamile kalma, meselelerine de değiniyorsunuz, Sema’nın hayalini kurduğu hayat bir çok bedelle inşa edilmekte. Yüzlerce kız çocuk böyle hayaller kurmakta. Bu konular ile ilgili ne söylemek istersiniz?

Mina dışında “Aşk Kodları” ve “Aşkın Gizli Bahçesi” kitaplarımda da toplumdaki kadınları, inançları, değerleri, kalıpları üzerine bilgiler paylaştım. Nasıl hayallerin kurulduğunun farkına varıldığında, hayaller yeniden yapılandırılabilir. Kız çocuklarının geleceklerini inşa ederken davranışlarına, düşüncelerine ve söylemlerine dikkat etmeleri gereken konulara değinmeye çalıştım daima.

  • Şimdiye kadar danışanlarınızdan dinlediğiniz hayat hikayeleri ve tecrübeleriniz ışığında, kadınlar ve erkekler arasında belirgin ihtiyaç ve tutum farklılıkları var mı sizce?

Kesinlikle. Beklentiler, tutumlar, geçmişler, ihtiyaçlar, hayaller, her şey çok farklı. Önemli olan farklılıkları birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılıyor olması. Birbirlerinin eksik yanlarını tamamlayabildiklerinde, nitelikli ilişkiler oluyor. Beklentiler çatıştığında sorunlar oluşuyor.

  • Kadınların hayata tutunma savaşında bu kadar zorlanmaları ve yıpratılmaları ile ilgili neler söylersiniz?

Kadın yaratıcıdır, üretkendir, annedir, evlattır, eştir. Geleceği şekillendirecek çocukları yetiştirendir. Kadınları destekleyenler hayatı ve geleceği destekler. Eğitim çok önemli. Kadınlara eğitim verilmeli, iş olanakları çoğaltılmalı, istismar ve şiddetin daha ağır cezaları olmalı. Kadının toplumdaki rolünün önemi verilen eğitim içeriğinde yeterince vurgulandığında yıpratılmaların ve zorlanmaların ortadan kalkacağına inanıyorum.

  • Yazmayı ve okuyucuyla buluşturmayı planladığınız başka hayat hikayeleri var mı?

Kesinlikle. Zaman içinde göreceksiniz. Yaşadığım süreçte yazmaya, hayat hikayeleri aracılığı ile mesajlar vermeye devam edeceğim.

  • Romanınız ile ilgili çevrenizden ve danışanlarınızdan nasıl tepkiler aldınız?

Çok mutluyum. “Mina” çok sevildi. Yazmaya devam etmek konusunda teşvik aldım. “Benim hayat hikayemi de yazmanı istiyorum” diyenler oldu. “Mina”yı alıp okuyanların çoğu, kitap kapağını beğenerek, “ Mina”nın yarım yüzünü tamamlayan, kendi yüzleriyle çekilmiş fotoğraflarını sosyal medyalarında severek paylaştılar. Burada her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

  • Mina: Lejyonerin Kızı
  • Yazar: Aynur Tümen
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: 2018
  • Sayfa Sayısı: 272 Sayfa
  • Yayınevi: Ceres Yayınları
Vinkmag ad

Read Previous

Sınırları Ustaca Belirlenmiş Belirsizlik

Read Next

Jo Nesbo, Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün sahibi oldu.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *