Birazdan öğretmenleri yazılarını okuyacak tüm sınıfa. Onlarla gurur duyduğunu söyleyecek sınıfın ortasında.
Bahçede karşılaşıyorum çoğunlukla onlarla. Oğlanlar pet şişeyle futbol maçı yaparken yakalanırlarsa bakışıyoruz, yüzleri kızarıyor, gülüşüyoruz. Kızların daha sosyal olmalarını bekler insan ama bizimkiler utangaç ve mesafeliler. Göz göze gelince utanıyorlar, gözlerini kaçırıyorlar.
Fakat Perşembe günleri biraz daha dik mi yürüyorlar hepsi ne? Birazdan öğretmenleri yazılarını okuyacak tüm sınıfa. Onlarla gurur duyduğunu söyleyecek sınıfın ortasında. 8 ile 9 yaş aralığınızı düşünün kendinizi onların yerine koyun. Bir çocuğun hayatında bundan daha heyecan verici bir an olamaz gibi geliyor kendi çocukluğumu düşündüğümde.
Perşembeleri Çocuğa Bak günü ve bahsettiğim çocuklar Çocuğa Bak’ın yazarları. Yaşlarının küçüklüğüne bakmayın Türkiye ortalamasının kat kat üstünde okuyorlar. Okumakla kalmıyor, yazıyorlar da. Bu hafta da Beyaz Balina Yayınları‘nın kitaplarını okudular.
2000 yılında kurulan ve ağırlıklı olarak çocuk kitapları yayımlayan Beyaz Balina Yayınları‘nın çeşitli serilerine ait kitapları hakkındaki eleştiri ve yorumlarını paylaştılar sizlerle.
Umarım beğenerek okursunuz.
Ben öyle okuyorum.
Esen kalın.
Donum Dala Takıldı | Asya Belenkoğulları Merhaba arkadaşlar, şimdi sizlere “Donum Dala Takıldı!” adlı kitabın tanıtımını yapacağım. Efe adında bir çocuk varmış. Canavarlı kaykay almak istiyormuş. Dünyanın en havalı oyuncaklarından biriymiş. Bir arkadaşında da aynısı olduğu için onu kıskanıyormuş. Onu almak için para biriktirmesi gerekiyormuş. Biryandan da arkadaşlarını güldürmek isterken yanlış şeyler yaparak kendisini rezil edermiş. Yoldan geçerken bir kayan yıldız görmüş bu fırsatı kaçırmadan hemen bir dilek dilemiş. Dileği şuymuş; “Arkadaşlarımı güldürmek istiyorum, ama başımı derde sokmadan.” Ama kayan yıldız çoktan kaymış, bu yüzden dileğinin ilk yarısı gerçekleşecekmiş. Sonra sihirli bir gazı olduğunu fark etmiş. Bu gaz başını derde sokuyormuş. Dileğin ilk yarısı gerçekleştiği için böyle olmuş. Örneğin; kaykayı almak için limonata satarken birden ağzından gazı çıkmış baloncuklar hissetmeye başlamış ve sonunda gaz yapmış. Bu yüzden de artık limonata satamamış. Kısacası bu işten vazgeçmek zorunda kalmış. Canavarlı kaykayı almak için çok çalışan Efe’nin kayan yıldızdan dileği, amacına ulaşmasını zorlaştırıyormuş. Sizce gerçek hayatta kayan yıldıza dilek dilesek bu dileğimiz gerçekleşir mi? Siz hiç denediniz mi? Ben hiç kayan yıldız görmedim bu yüzden kayan yıldızdan dilek dileyemedim. Bir gün kayan yıldız görürsem mutlaka şunu dilerim; Ailemizdeki herkesin sağlıklı yaşamasını ve kendim için hiç sıkılmayacağım bir oyuncak isterdim. Peki, siz ne dilerdiniz? Hikayede sevmediğim karakter; Çakıl çünkü her şeye itiraz ediyor hiçbir şeyi kabullenmiyor. Kitap eğlenceli, güzel, komik gülerek okuyacağınız bir kitap. En eğlenceli kısmı işleri batırması çünkü işleri batırırken komik şeyler yapıyor. Tavsiye ederim çünkü bu kadar komik bir kitap ben hayatımda hiç okumamıştım. Siz de bu kitabı okurken çok eğlenecek ve güleceksiniz. Bir sonraki yoruma kadar hoşçakalın.
|
Sis Perisi Çise | Ecrin Berra Aksu Gökkuşağı Dizisi 12 -Sis Perisi Çise Merhaba arkadaşlar ben Ecrin Berra Aksu bu gün sislere Sis Perisi Çise’yi yorumlayacağım. Karakterlerimiz Kıvılcım, Rüya ve Çise’dir. Bir gün arkadaşı Rüya Kıvılcım’da kalıyordu. Birlikte uyuyorlardı. Kıvılcım uyandı ve Rüya’yı kaldırmaya çalıştı. Rüya zor uyandı ve Kıvılcım’a; “Donduran Jack cinlerini daha da büyüttü.” dedi. Kıvılcım ve Rüya bunu düşünmeye başladılar. Sonra kahvaltıya indiler. Kahvaltı masasında bir not vardı. Notta Yeşildal ormanındaki bir yarıştan söz ediliyordu. Kızlar cinin orada olduğunu düşündüler. Düşündükleri gibi de oldu, cin gerçekten de oradaymış. Koşucular yarışa başlamışlardı. Cinin elinde Hava perilerinin tüyünden biri varmış. Sonra birden Sis Perisi Çise belirdi. Kıvılcım ile Rüya çok sevindiler. Rüya’nın aklına tüyü almak için bir plan geldi. Arkadaşlar ben bu kitabı çok beğendim. Sizin de okumanızı isterim bir sonraki yorumda görüşmek üzere bay bay.
|
Alexander Graham Bell | Dilara Tanrıkulu Arkadaşlar bu hafta sizlere Alexander Graham Bell isimli kitabı yorumlayacağım: Aleck 3 Mart 1847′ de İskoçya’nın Edinburgh şehrinde doğmuştur. 3 kardeştirler. Büyükbabası öğretmendir. İşitme engellilere konuşma öğretmektedir. Babası da konuşma öğretmektedir. Aleck çok çalışkan bir öğrenci değildir. Bitkileri ve hayvanları sevmektedir. Ayrıca müzikle de ilgilenmektedir. Annesi ona piyano çalmayı öğretir. Ama annesi sağırdır. Piyano çalarken kulak borusu kullanmaktadır. Fakat Aleck ağzını annesinin alnına dayayıp alçak sesle konuştuğunda annesi onu duyabilmektedir. Aleck liseyi bitirdiği halde yapacağı işe karar vermemiştir. Bu durum babasını endişelendirir ve onu Londra’ya büyükbabasına gönderir. Büyükbabası disiplinli biridir. Onun eğitimine önem verir. Aleck artık sık sık kütüphaneye gitmektedir. Orada ses üzerine birçok kitap okur, araştırmalar yapar. Artık yapacağı işe karar vermiştir. Hem üniversitede okur, hem de işitme engellilere öğretmenlik yapar. Bir gün babası onu ve kardeşini bir mucitle tanıştırır. Mucidin konuşan kutusu ilgisini çeker. Daha iyi bir konuşan kutu yapmalarını ister ve kardeşiyle beraber bunu başarırlar. İşte bu konuşan makine Aleck’in telefonu icat etmesinde önemli bir adımdır. Çalışmalarını sürekli devam ettirir. İnsan seslerini telgraf telleri üzerinden gönderme fikri Aleck’in ilgisini çeker. Acaba böyle bir makineyi icat etmek mümkün mü? Arkadaşlar bence bu kitap çok güzel. Bir mucidin hayatını anlatıyor. Bu kitabı herkes okumalı. Keyifli okumalar…
|
Topaz Perisi Naz | Ece Çilingir Gökkuşağı Dizisi 25 – Topaz Perisi Naz Merhaba arkadaşlar ben Ece, bu hafta okuduğum kitabın adı “TOPAZ PERİSİ NAZ” Bu kitap birkaç bölümden oluşuyor. Ben sizlere bir bölümünden bahsetmek istiyorum. Rüya ve Kıvılcım adında iki arkadaş varmış. Bunlar cadılar bayramı partisine kostüm aramak için mağazaları gezmeye çıkmışlar. Balo kostümleri satan bir mağaza görmüşler ve sevinçle içeriye girmişler. Rüya sihirli bir şeyler giymek istiyormuş. Çünkü iki arkadaş da sihirli şeyleri çok seviyorlarmış. Onlar harika bir sırrı paylaşıyorlarmış. Arkadaşlıkları bir yaz, perilere yardım etmeleriyle başlamış. Donduran Jack’in Periler ülkesindeki renkleri çalmasına engel olmuşlar. O zamandan beri periler kralı ve periler kraliçesi kızlardan bazen yardım isterlermiş. Yine Donduran Jack iş başındaymış. Bu defa da, Kraliçe Titanya’nın tacından yedi tane pırıltılı mücevher çalmış. Bu mücevherler, perilerin uçmalarını ve insanlar âlemindeki çocukların güzel rüyalar görmesini sağlayan mücevherlermiş. Kutlamanın öncesinde mücevherlerin bulunması gerekiyormuş. Donduran Jack, sihirli mücevherleri kendi saklamayı planlamış. Fakat mücevherlerin sihirli ışığı, buzdan şatosunu eritmeye başlayınca öfkeden çılgına dönmüş. Bir büyü yapıp tüm mücevherleri insanların dünyasına atmış. Perilerin mücevherleri geri almasını engellemek için de zalim cinlerini yeryüzüne göndermiş. Rüya ve Kıvılcım perilerin çağrısı üzerine hemen harekete geçmişler. Bu mücevherlerden 3 tanesini bulmuşlar ama 4 mücevher daha varmış. Mağazada dolaşırlarken bir küçük çocukla annesi de varmış. Çocuk annesine mankenin hareket ettiğini söylemiş. Fakat annesi saçmalama diye terslemiş. Bunu duyan Rüya ve Kıvılcım mankene bakmaya gitmişler ve mankenin üzerinde cadı kostümü varmış. Bu, cadı kostümlü bir cin olabilir mi acaba? Evet, arkadaşlar eğer bu sorunun cevabını ve bu kitaptaki diğer maceraları merak ediyorsanız mutlaka okuyun. Eminim çok eğleneceksiniz. Sevgiler
|
Pırıltı Perisi Parla | Elmas Zehra Yavuz Gökkuşağı Dizisi 17 – Pırıltı Perisi Parla Merhaba Arkadaşlar! Bu hafta sizlere ‘’Gökkuşağı’’ kitap dizisinden ‘’Parti Perileri Pırıltı Perisi Parla’’ adında bir kitap yorumlayacağım. Acaba sihirli ve neşeli bir maceraya var mısınız? Önce ana karakterlerden bahsetmek istiyorum. Kıvılcım Tate ve Rüya Valker iki arkadaş, perileri görebiliyorlar ve onlara yardım ediyorlar. Pırıltı Perisi Parla – bir Parti Perisi, onun görevi bir sihirli tozla partileri düzenlemek. Cin – kötü bir karakter, Donduran Jack’in yardımcısı. Kitabın ilk sayfasında Koçbaşı Kasabasının haritasını görüyoruz. Bu harita bize ana karakterlerin yaşadığı yerleri gösteriyor. Sonraki sayfada Peri Ana bizi bir partiye davet ediyor ve kitabın macerası burada başlıyor… Kıvılcım ve Rüya küçük Deniz’e Doğum Günü Partisini hazırlamak için yardım etmek istediler. Her şey yolunda gidiyordu ta ki Cin gelene kadar. Kızların hazırladığı süsler bozuluyordu, balonları patlatıyordu, yani her şeyi mahvediyordu. Pırıltı Perisi Parla geldiğinde işler değişti. Üç arkadaş Cin’e karşı bir plan kurdular. Aslında Cin’in amacı sihirli tozu çalmak ve Donduran Jack’in hazırladığı partide bu tozu kullanmak. Acaba üç arkadaşın planı işe yarayacak mı? Yoksa Cin büyülü kesesini alacak mı? Merak ediyorsanız kitabını okumalısınız. İyi okumalar Arkadaşlar…
|
Küçük Yunus – Fergal’in Yüzgeçleri | Emirhan Ünsal Merhaba, bugün sizlere Küçük Yunus adlı kitabı yorumlayacağım. Bu hikâyede yunuslar, denizanası, kaplumbağa gibi hayvanlar var. Hikâyenin konusu büyüklere karşı yapılan denizaltı yarışı. Hikâyede köpek balıkları var birinin adı Livi ve herkes ondan çok korkuyor. Bazıları köpekbalıklarının çok korkunç olduklarını düşünür oysa o kadar korkunç değiller. Bu hikâyeyi hayvan sevenler ve denize ilgisi olanlar okuyabilir. Ben de denizin dibindeki hayvanları merak ediyorum ve görmek istiyorum. Bu arada yarışın birincisini merak ederseniz Yüzbaşı Pelerin. Görüşürüz.
|
Bubela İle Kurtçuk | Eylül Kademli Merhaba bugün size Bubela ile Kurtçuk hikâyesini anlatacağım. Bubela diye biri varmış. “Ayakların kokuyor, ayakların kokuyor!” diye bir ses gelmiş ama Bubela o sesin sahibini görememiş. Tekrar o ses gelmiş, o sesin sahibi küçük Kurtçuk’ muş. Aslında Bubela bir devmiş. Kimse Bubela’yla konuşmaz, onu gördüklerinde kaçarlarmış. Ama Kurtçuk Bubela’dan korkmuyormuş. Bubela Kurtçuk ile arkadaş olmuş. Bubela Kurtçuk’u evinin bahçesine davet etmiş. Bubela bir bahçeye bakmış. Bahçe çok kirliymiş. Orayı temizlemiş. Kurtçuk gelmiş. Çok eğlenmişler. Ertesi gün Bubela uçan balona binmek için Kurtçuk’u çağırmış. Ama Kurtçuk yukarıda öleceği için gitmemiş. Çünkü toprağın olmadığı yerde Kurtçuk yaşayamazmış. Bubela bu soruna bir çözüm düşünmüş. Kurtçuk için içinde toprak olan bir kap hazırlamış. Böylece onu da alıp balona binmişler. Balonda çok eğlenmiş, sonra evlerine geri dönmüş ve uyumuşlar. Bu hikâyede en beğendiğim şey Kurtçuk’un da Bubela ile birlikte uçabilmesiydi. İki arkadaş birlikte her şeyi başarabilir.
|
Küçük Dedektif | Mehmet Emin Varol Merhaba size Küçük Dedektif hikâyesini anlatacağım. Emil trenle Berlin’e anneannesinin yanına gidiyordu. Annesi Emil’e 140 mark vermiş ve “120’sini anneannene ver, 10’u yol parası, diğer 10’u senin olsun.” Demişti. Berlin’e gideceği gün aceleyle evden çıkmışlar ve Emil trene yetişmişti. Kompartımanına geldi, orada bir şişko kadın vardı. Yanında da bir adam vardı. Emil’in yanındaki koltukta da başka bir adam vardı. Sonra tren bir durağa geldi. Önlerinde oturan kadın ve adam indi. Yanında oturan adamla birlikte kalmışlardı. Sonra Emil adamdan korktu fakat uyuyakaldı. Sonra koltuktan düşerek uyandı. Uyandıktan sonra bir baktı parası çalınmıştı. Parayı melon şapkalı adamın çaldığını düşündü. Hikâyenin en etkileyici bölümü, Emil’in hırsızı arkadaşları ile birlikte yakalatması ve 1000 mark ödül alması oldu.
|
- Doğdu, Okudu, Düşler Kurdu, Yazdı ve Gitti; Muzaffer İzgü - 21 Mayıs 2018
- Rıfat Ilgaz, Çınar Yayınları ve Çocuk Bayramı - 23 Nisan 2018
- Merak Ediyorum da Bilgi Sevilmez mi? - 9 Nisan 2018
FACEBOOK YORUMLARI