Bir Ağacı Bütünüyle Görmek…

Jiddu Krishnamurti’nin “Yaşam Kitabı” adlı eserinin içeriği 1933-1986 yılları arasında yayımlanmış  ve daha önce yayımlanmamış konuşmalar, söyleşiler ve yazılardan alıntılar oluşturuyor.

Ortalama iki yaşından itibaren ilk kelimemiz dudaklarımızdan döküldüğünde ebeveynlerimiz konuşmamız, daha fazla konuşmamız için cesaretlendirir bizleri. Zamanla bizi dinlememeye başlarlar ama biz konuşmaktan usanmayız. Okul çağına geldiğimizde öğretmenlerimiz de derse katılmamız ve kendimizi ifade edebilmemiz için bizleri konuşma hususunda yüreklendirir ancak sınıfta sağlıklı iletişim kurulabilmesi amacıyla ‘Dinle!’ demeyi de ihmal etmezler. Fakat dinlemek zordur, konuşmayı öğrenen insan dinlemeyi çabuk öğrenemez.

Esasen konuşmak için dinlemeyi bilmek gerekir. Yalnız kendi fikirleriyle sesine değer veren, çevresindekilerin varlığına önem vermeyen kişiler insan ilişkilerinde yetersizdir. Bir insanı can kulağıyla dinlememek onun kişiliğine saygı duymamaktır, benmerkezciliktir. Halbuki karşımızdakini dinlemediğimizde toplantılar uzar, işler tamamlanmaz, ilişkiler sarsılır.

Peki, neden dinlemiyoruz? Sabrımız mı yok? Acelemiz mi var? Her şeyin en doğrusunu biz mi biliyoruz? Sürekli dinlenilen taraf olmak egomuza mı iyi geliyor? Yoksa karşımızdakinin dinlenecek bir sözü olmadığını mı sanıyoruz? Anlamaya çalışmak yerine sürekli konuşarak tüm ilişkilerimizin gelişme potansiyelini yerle bir ediyoruz.

“Dinlemenin kendisi bütünüyle bir iştir; dinleme eylemi kendi özgürlüğünü getirir. (…) Bakın, sürekli şu veya bu olmaya, özel bir duruma erişmeye, bir deneyim yakalarken başkasından kaçmaya çalışıyoruz. Böylece zihin sonsuza dek bir şeylerle meşgul ve sakin değil. Sade ol ve bir şey olmaya veya bir deneyim yakalamaya çalışma.” (Krishnamurti 2017: 17) Bu sözler Jiddu Krishnamurti’ye ait. Konuşmaları ve yazıları herhangi bir dinle bağlantılı olmayan, eserleri dünyayı dolaşarak yaptığı konuşmalardan başkaları tarafından derlenen Krishnamurti’nin “Yaşam Kitabı” adlı eserinin içeriğini 1933 – 1986 yılları arasında yayımlanmış  ve daha önce yayımlanmamış konuşmalar, söyleşiler ve yazılardan alıntılar oluşturuyor.

Dinlemeden öğrenmeye, sevgiden alışkanlığa, suçtan masumiyete, yaşamdan ölüme pek çok konuya değindiği bu kitapta kısa kısa notlarla bizleri düşünmeye sevk ediyor. Dinlemenin özgürleştirici bir unsur olduğunu, otoritenin öğrenmeyi engellediğini, otoriteden tümüyle sıyrılmadıkça yalnızca eğitileceğimizi, işittiğimizi yineleyeceğimizi vurgulayarak “Otorite güce yol açar; güç de her zaman merkezi ve dolayısıyla tümüyle yozdur; otorite yalnız gücü kullananı değil izleyeni de yozlaştırır. Bilgi ve deneyim otoritesi ister pirin veya onun temsilcisinin elinde ister din adamının elinde olsun saptırıcı ve ayartıcıdır,” (Krishnamurti 2017: 28) diyor.

Zihnimiz o kadar yoğun ki ne kendimizi ne de karşımızdakini dinleyebiliyoruz. Modern dünya, gündelik heyula, geçim derdi sabrımızı yok etme aşamasında. Hep acelemiz var. Sabırsızız. Uzun cümleler duymaktan çekiniyoruz, karşımızdakinin konuşması azıcık uzasa sözünü kesmeden duramıyor, sözünü dinlemeden bir sonraki hamlemizi planlıyoruz. Bizden farklı düşünen birini dinlemek zaman kaybı gibi geliyor, oysa farklı da olsa karşımızdakini anlamaya çalışmak onun söylediklerini kabul ettiğimiz anlamına gelmez, bunu hep unutuyoruz.

Zihnimiz özgür değil, kulaklarımız ya bildiği şeylerle dolu yahut dinlemeyi hiç öğrenmediler. Fakat iç sesimizi ve karşımızdakini can kulağıyla dinlemedikçe zihin fısıltılarımız arasında gezinip duracağız. Her şeyi bölük pörçük işitip yalan yanlış izlenimler ediniyor, eksik resimler çizerek notaları atlıyorsanız hep yarım kalıyor ve  “Bir ağacı bütünüyle görmüyorsanız ağacı görmüyorsunuz,” demektir. (Krishnamurti 2017: 150)

  • Yaşam Kitabı
  • Yazar: Jiddu Krishnamurti
  • Çeviri: Günseli Aksoy
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: Ocak 2017
  • Sayfa Sayısı: 319 Sayfa
  • Yayınevi: Omega Yayınları
Öznur Özkaya
Latest posts by Öznur Özkaya (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Uluslararası PEN’e Silivri’de jandarma engeli

Read Next

Soğuk Savaş Rusyası’ndan anılar

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *