Korkut Akın 
“Bir Kadın Hikâyesi” izlenmesi, üzerine konuşulması, yaşlı genç, kadın erkek herkesin muhakkak izlemesi gereken bir oyun.
Doğum ile ölüm arasındaki görece yaşamı bir sahnede, ikisini bir arada ve inanılmaz bir gerilimle ve müthiş bir performansla buluşturan “Bir Kadın Hikâyesi”, hem tekst hem oyun hem sahne düzeni hem de müzik olarak izleyicinin zihninde kalacak sürekli.
Öykü yazımına oyuncu Taies Farzan’ın da katıldığı Çağıl Bozbeyoğlu’nun yazıp yönettiği, müziği Hakan Sezgin’in, dekoru Bekir Erdem Öz ile Ertunç Alıcı’nın, kostüm tasarımını Derimler Atölyesi Kıbrıs’ın üstlendiği, Taies Farzan’ın sahnede dorukta bir performans gösterdiği oyun; dönem dönem didaktik olsa da insanlık tarihi boyunca özellikle kadınların kâbusu olan taciz ve tecavüzü işliyor.
 |
İçinizdeki erkeği öldürün
Bizim ülkemizde, erkek egemen düşünce kadınları ikinci sınıf yaratık olarak görüyor (aslına bakarsanız bütün ülkelerde de aynı), buna da bağlı olarak hep kayrılıyor. Kravat takması iyi hal indirimi sağlıyor katilin ve/veya sapığın. Hem sahi, cezaevleri de dolu ağzına kadar, onun için tutuklanması bile gerekmiyor. Peki, kadın… kadının durumu ne olacak? Yok, kadının adı bile yok!
 |
Kadının adı yok!
Bu oyunda olsa da (Sara), bu gibi durumlarda kadın hep göz ardı ediliyor. Doğumdan başlayarak yaşamı boyunca sömürülen (erkek çocuk oynarken kız çocuk ya yemeğe ya temizliğe yardım etmeli), ezilen (sen kızsın, otur oturduğun yerde!), haklı olduğunda bile savun(ul)masına bile izin verilmeyen kadının haksızlıklara, adaletsizliklere, hukuksuzluklara, erkek egemen düşünceye karşı verdiği savaşıma artık herkes katılmalı.
Güldünya, Özgecan Aslan, Emine Bulut ve daha onlarca kadın cinayetinin altında yatan erkek egemen düşünceyi gerçek bir duyguyla ve isyanla dile getiren Taies Farzan’ın sahnedeki performansını anlatmalı asıl… Çok başarılı. Duygu yüklü. İzleyiciyi sarıp sarmalıyor ve oyun boyunca bırakmıyor asla.
Onlarca dizi var televizyonlarda, bir o kadar da film çekiliyor artık, tiyatrolarda da güçlü güzel oyunlar sahneleniyor ama Taies Farzan’ı -küçük bir azınlık dışında- belki de ilk kez izliyoruz. Tabii, şaşırıyor insan. Mutlu olduğu anlar ile isyan edip ağladığı anları çok iyi ayırıp, gerçekten hiç aksamadan altından kalkan Taies Farzan’ın bu güçlü oyunu daha yaygınlaşmayı hak ediyor.
 |
Sahne tasarımını da çok beğendim. Yönetmen Çağıl Bozbeyoğlu başarılı bir oyun koymuş sahneye… Besbelli oyuncusu, dekorcusu, müzikçisi ile iyi çalışmış. Bir de ışığa değinmeliyim… Oyunun önemli bir parçası, özünün en büyük destekçisi ışık.
Tiyatronun görece pahalı olması, medya tarafından tanıtımının yapılmaması, devletin desteklememesi nedeniyle özel tiyatrolar birçok zorluk yaşıyor. Oyun sergileyecek sahne bile bulun(a)mıyor birçok kentte (İstanbul’da bile aslını sorarsanız). İnsana ve yaşamına katkısını göz önüne aldığınızda gereken önemin verilmediğini sizler de kabul edeceksiniz. “Bir Kadın Hikâyesi” de izlenmesi, üzerine konuşulması, yaşlı genç, kadın erkek herkesin muhakkak izlemesi gereken bir oyun. Umarız sürdürebilir sahnelenmesini…
Bir Kadın Hikâyesi |
Yeşilçam’da ve televizyonda film çekmesine rağmen kendisini kısafilmci olarak tanımlıyor. Birçok ödülü var…
YAZKO Somut’la başlayan yazma süreci -senaryoları saymazsak- Dünya Kitap’la gelişti, büyüdü. Cumhuriyet ve Radikal Kitap’ta da yazdı… Ataşehir Kültür Dergisi’nde (noter tasdikli 8 bin tirajlı) sürekli ve düzenli yazıyor. Yerel, bölgesel, sektörel gazetelerde de… hep sanat kültür üzerine.İnternet üzerinden kitap tanıtımları, kültür yazıları, film eleştirileri yazdığı siteler de var.
Sanatın savaşı yeneceğine inanıyor. Barış ve demokrasi istiyor.
- Hayata bir de bu “pencere”den bak!… - 9 Nisan 2020
- BİTMEYEN AŞK: İSTANBUL - 7 Aralık 2019
- Türkiye’nin Çilingir Sofrası: Rakı Gastronomisi - 3 Aralık 2019
FACEBOOK YORUMLARI
