Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu

Bir Kış Günü Eğer Bir Yolcu iç içe geçmiş ve hep yarım kalmış tamamlanamayan on öyküden oluşuyor. Bütün bu parça parça öyküler aslında başka bütün bir öykünün parçalanmış halleri gibi.

Bu ay Italo Calvino okudum. Eğer okumadıysanız bence hemen okuyun. Hangi kitabı olursa fark etmez. Ama ben Bir Kış Günü Eğer Bir Yolcu isimli kitabından bahsetmek istiyorum. Bir solukta okunabilir mi? Hayır. İlk okumamı bir okuma grubuna yetişmek için acele ile atlayarak zıplayarak okumuştum. Bu nedenle tadını pek anlayamamıştım. Okuyan arkadaşlarımın kendinden geçercesine anlattıklarından sonra dur dedim ben bunu tekrar okuyayım… İnanılmaz. Gerçekten damak zevki çok gelişmiş insanların ruhlarına kadar işleyen o yiyeceğin tadı gibi, sanki okuduğunuz cümlelerin içinizdeki izdüşümü. Edebi haz diye bir tanımlama yapmışlar mı acaba diye google’a baktım. Evet, yapmışlar ve bir yerde şöyle demiş: Okuduğunuz metnin serotonin üretmesi. Ne kadar doğru.  Ne kadar doğru.

Roman iç içe geçmiş ve hep yarım kalmış tamamlanamayan on öyküden oluşuyor. Bütün bu parça parça öyküler aslında başka bütün bir öykünün parçalanmış halleri gibi. Aynen hayat gibi. Hayatın bütünlüğü içinde yarım yamalak kalan birbirlerini nerede tamamlayacağı belli olmayan ama bir yerlerde mutlaka birbirleriyle ilintisi olabilecek parçalanmışlıklar. Bu öykülerin geçidi sırasında birbirlerine bağlanamayışları belki de en meraklı yerlerinde böyle ortada kalışları. Sonuçsuz. Üstelik okuduğunuz bu parçalanmış hikâyeleri okuyan bütünleştirmeye çalışan sonunu merak eden roman kahramanı sizsiniz. Evet siz. Yazar devamlı olarak erkek okur ve kadın okur diye size sesleniyor. Aynen kendi hayatınızdaki parçalanmış öykülerin kahramanı olan siz, bu romanda da geçen on öykünün peşine düşüyorsunuz. Romanın içindesiniz yani.

Bir de şunu eklemeliyim ki romanın gerçekten konsantre olarak içine girmeniz  gerekiyor öyküleri, olayları ve bağlantıları anlamanız ve kendinizi romanın kahramanı olarak hissetmeniz için. Bence dâhiyane bir kurgu. Bu on öykünün peşinde giderken yazar sizi okumak, yazmak ve aşk üzerine çeşitli sohbetlere katıyor.

Örneğin aşk üzerine bir paragraf aktarayım kitaptan. Daha ilk karşılaşmanın karmaşık doğaçlamasında, birlikteliğin olası geleceği belli olur. Bugün birbirinizin okuma nesnesi halindesiniz, her biri ötekinde onun yazılı olmayan öyküsünü okuyor.” (Syf. 156) Muhteşem değil mi?

Yazmak üzerine  müthiş saptamalar var: Sadece bir tanesini aktarayım buraya: Eğer bir kitap yazmam gerektiğini düşünüyorsam, bu kitabın nasıl olması ve nasıl olmaması gerektiğine ilişkin bütün sorular yolumu keser, ilerlememi engeller.Oysa bütün bir kütüphaneyi yazmakta olduğumu düşünürsem,ansızın kendimi hafiflemiş hissederim: Bilirim ki her ne yazarsam yazayım, yazmamı bekleyen yüzlerce yapıt tarafından tamamlanacak,yalanlanacak,dengelenecek, genişletilecek ve gömülecektir.” (Syf 178.) Muhteşem değil mi?

Okumak üzerine bir alıntı  Siz her öykünün bir başı ve sonu olması gerektiğine mi inanıyorsunuz? Çok eskiden bir öykü ancak iki şekilde biterdi: Bütün sınamalardan geçtikten sonra erkek ve kadın kahraman ya evlenirler ya da ölürlerdi. Bütün bu öykülerin ana fikrinin iki çehresi vardır: hayatın devamı ve ölümün kaçınılmazlığı (syf 248.) Muhteşem değil mi?

Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu… Okuyun ve kanınızdaki serotonin düzeyinizi yükseltin.

Son olarak ben de Calvino gibi sesleneyim:  Ey okur! Bugünlerde İzmir Kitap Fuarı açılıyor. Kitap okurları ve yazarlar buluşacaklar. Yeni kitaplar raflarda yeni hayatlarına başlayacaklar, eski kitaplar hatırlanmayı bekleyecek, bu okuduğum kitap gibi olanlar kendinden çok emin mağrur köşelerinde bekleyecekler. Kitaplar yaşasın onları yaşatalım. Çünkü her kitap bir başkasının içinden çıkıp geliyor.

  • Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu
  • Yazar: Italo Calvino
  • Çeviri Eren Yücesan Cendey
  • Türü:  Roman
  • Baskı Yılı: 16. Baskı – Kasım 2018
  • Sayfa Sayısı: 249 Sayfa
  • Yayınevi. Yapı Kredi Yayınları
Feride Cihan Göktan
Latest posts by Feride Cihan Göktan (see all)
Vinkmag ad

Read Previous

Bir zeytin ağacının tanıklığında evladiyelik bir hikâye: Ziziro

Read Next

24. İzmir Kitap Fuarı kapılarını açtı!

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *