
Selvedin Avdić ilk romanı olan 7 Korku 2009’da Bosna Hersek’te yayımlandıktan sonra 2013 yılı itibariyle bazı uluslararası edebiyat ödüllerine aday olarak gösterildi.
Hangi dönemde olursa olsun dünyanın dört bir yanında savaşlar olsa da, Avrupa’da meydana gelen savaşlar, barışlar, gerginlikler, çekişmeler dünya gündeminin en üst sırasında yerini almıştır. Avrupa’daki savaşlar gerçek iken; diğer dünya savaşları gerçek dışı olduğu için mi? Ya da dünyanın finansı Avrupa’da döndüğü için mi Avrupa bu kadar önemli? Daha da önemlisi en kanlı, en uzun savaşlar Doğu’dan daha modern olan Avrupa’da nasıl oluyor da meydana geliyor ve gün gelip de bitti gibi gözükse de dönem dönem yeniden hortluyor?
Birçok, pek çok cevabı olabilir bu soruların. Aslına bakarsanız bu sorular ve cevaplarının sanata katkıları, daha doğrusu savaşların sanata dönüşmesi, dönüşebilirliği ilgilendiriyor beni. Savaştan yola çıkarak yazılan bir kitap, çekilen bir film, bestelenen bir müzik kadar ilgimi çeken çok az şey var gündelik hayatta.
Dedalus Yayınları tarafından yayımlanan Selvedin Avdić kitabı 7 Korku, Avrupa’nın göbeğinde yaşanan Bosna – Hersek savaşını konu alırken, insani hikayelerin savaşla beraber neye dönüştüğü üzerine yazılmış, hiç acele etmeksizin sakince yazılmış bir kitap. Özellikle böyle tanımlamak istedim çünkü merkezde savaş olduğunda sakinlikten bahsedebilmemiz mümkün değil.
7 Korku şu cümlelerle başlıyor:
“Bu metni kim okursa okusun; bu konuda herhangi söz hakkım olmadığından bu benim tercihim olmayacak. Belki de bu iyi bir şeydir, çünkü hayatta en iyi seçeneği bulmayı asla başaramam. Haydi, bu durumun bana çekilmez bir kötümserlik getirmeyeceği umuduna bir şans tanıyalım.”
Böylesine naif cümlelerle başlayan 7 Korku kitabının hikayesinin savaş, dramlar, kahramanlık üzerine kurgulandığını ilk cümlelerde anlamak güç. Fakat 7 Korku tam da böyle bir hikaye üzerine kurulu bir şekilde ilerliyor.
Selvedin Avdić ilk romanı olan 7 Korku 2009’da Bosna Hersek’te yayımlandıktan sonra 2013 yılı itibariyle bazı uluslararası edebiyat ödüllerine aday olarak gösterildi. Kitap için söylenmiş en önemli söz; “Dokuz ay boyunca sadece üç gün uyuyabilen roman” olduğu gerçeği. 7 Korku’nun kahramanı savaşın yarattığı anksiyete ile karşımıza çıkıyor. Delilik ile uzlaşma, yaşayanlarla ölüler, evlilik ile yalnızlık ikilemlerinin bir arada tutarak gerçekten zaman zaman uzaklaşsa da hikaye ile ilgili gerçeklik hissini hiç kaybetmiyorsunuz. İnsanı asıl olarak esir alanın korkuları olması hikayedeki gerçeklik duygusunu ayakta tutuyor.
Ve 7 Korku tam manasıyla kitabın sonunda birden yediye sıralanmış bir şekilde karşımıza çıkıyor.
- Ayna Korkusu
- Issız Ev Korkusu
- Utanç Verici Ölüm Korkusu
- Devasa Şeylerden Korkmak
- Geniş Orman Korkusu
- Delirme Korkusu
- Yalnızlık ve Karanlık Korkusu
Bu korkular arasında yabancısı olduğunuz bir korku var mı? Tam da tahmin ettiğim gibi çünkü; Ruhlar yalnızdır.
![]()
|
- TOPRAKTA BÜYÜR, TOPRAKTA YAŞAR, TOPRAKTA ÖLÜR İNSAN - 9 Ağustos 2021
- NE TAM OLARAK SUYA, NE DE TAM OLARAK GÖKYÜZÜNE AİT: SAKARMEKE - 8 Temmuz 2021
- YÜRÜMEMİŞ İLİŞKİLERİN, HAYAL KIRIKLIKLARININ, VAZGEÇİŞLERİN VE KABULENMELERİN ÖYKÜLERİ - 20 Haziran 2021
FACEBOOK YORUMLARI