CAN kere CAN

Can Yücel; şiirin sokak, sokağın şiir çocuğu. Şiir ve aşk gibi devletin tersi. Esastan ve usulden Ters Çocuk… Perspektif değil Terspektif sahibi çocuk. Bana sorarsanız küfürcaz, şiircaz çocuk.

Can Yücel; şiirin sokak, sokağın şiir çocuğu. Şiir ve aşk gibi devletin tersi. Esastan ve usulden Ters Çocuk… Perspektif değil Terspektif sahibi çocuk. Bana sorarsanız küfürcaz, şiircaz çocuk. Bilinenin aksine onun doğaçlama veya tasarlanmış “küfürlerini” felsefi ve estetik bir kategori olarak okumak bana heves. Bu nedenle de klasik anlamda “küfür” ile özdeşleştirilip klişe haline getirilmesine itiraz ediyorum.

“Aslında çirkin değilsin sen / Çirkin görünmek istiyorsun / Güzelliği tarif için” dizelerinden oluşan ESTETİK şiiriyle ezber bozan çocuk…

İşaret ve itiraz parmağını yitirmeden, yanlış yaşayıp yanlış yaşlanmadan devlete ve kapitalizme teslim olmadan ömrünü tamamlayan asi ve aksi çocuk. İmkanlı içkiye ve düz rakıya dadanan; “Boğma rakının tipisinde” yüzme öğrenen Rakışıklı Çocuk.

“Tansık Gerçekçiligi: İnsanım ben ve tanığım / Kendim olan o tansığa” diyerek kendini tarif edip; Sosyalist Gerçekçilik kavramına da şerh düşen çocuk. Mânâsını yitirmiş dünyada mânâ gönüllü olmanın hevesini bizim mahallenin çocuklarına bulaştıran diyalektik çocuk.

“Bin dereden bir kendimi getirdim” diyerek verili sosyalizmin ben ile biz (ağaç ile orman) bahsindeki Biz’in yani ormanın kutsanmasına itiraz eden; örgütlenince ben/ birey olmaktan istifa etmeyen tabusuz ve tapusuz çocuk.

İçimizden geçtiği halde söyleyemediklerimizi dil çabukluğu ile söyleyen rol model değil “hiç model!” çocuk. Ölümünden ve doğanın kucağına yatıya verildikten sonra 8 yaşındaki torunu Ali Bey’in “Dedemi nereye ektiniz?” diyerek yirmi dört ayar kıssadan hissesi olan cümleyle uğurladığı toprak hattı çocuk.

“Ağaç kuşa kuş ağaca kayıtlı” dizesiyle Devrime ve Sosyalizme kaydolan çocuk. Birlikte olduğumuz günlerde kavramlarına, analizlerine, çırak durduğum derviş çocuk.

“Bana bir varmış de…/ Bir vlVarmış Bir Yokmuş deme…/ İçime dokunuyor” dizelerinin dizi ve dili dibinde eski kendimden yeni kendime taşınmamı sağlayan el veren çocuk…

Kişi başına düşen devlet ve milliyetçilik miktarının şairler arastasında da yaygınlığına rağmen “Aleyhistan’da yeni bir lehçe” olmanın kıymeti olan çocuk. Kendi bilgisinin bilgesi “başıbozuk” çocuk…

Kötülük Toplumu’nun başına, taş yerine şiir atan çocuk…

Şiir ve devrim yerinde ağır; Can kalbimizde ağrı…

Sezai Sarıoğlu
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

‘Her zaman güçsüzden yana olun!’

Read Next

Gezgin, Kule ve Kitapkurdu

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *