1819 yılında yayımlanan Matmazel de Scudéry, basıldığı andan itibaren büyük bir ilgi ile karşılanmıştır.
Un amant, qui craint les voleurs,
N’est point digne d’amour.
“Hırsızlardan korkan sevgili, aşka layık değildir.” Metinde de yukardaki Fransızca haliyle geçen bu cümle, Matmazel de Scudéry anlatısının sır perdesini aralayan başat cümle oluyor.
17. yüzyıl sonları Paris’inde yaşanan seri cinayetlerin anlatıldığı Matmazel de Scudéry, Alman romantik yazar E. T. A. Hoffmann’ın yazdığı en iyi novellası olarak değerlendiriliyor. Kurgusu itibariyle dedektif öyküleri tarihinde örnek gösterilecek başarıya sahip olan bu eser aynı zamanda 17. yüzyıl Paris’inin ileri gelen insanlarının panaromasını da sunuyor. Adaletin kimler tarafından belirlendiğini de görebiliyoruz Matmazel de Scudéry’i okudukça. Eğer dönemin ileri gelenlerinden -kral ve çevresi- bir bağlantınız yoksa ‘adalet’ her zaman yerini bulmayabiliyor. (Günümüz Türkiyesindeki başkanlık tartışmalarını düşünmeden edemiyor insan tabii) Belki de yazar -karikatüristliği düşünüldüğünde- anlattığı hikâyeyle dönemin yargı mekanizmasına ince bi’ eleştiri getirmiş oluyor.
E. T. A. Hoffmann, Alman romantizm akımı içerisinde yaşayan bir sanatçı. Yalnızca edebiyatla değil aynı zamanda diğer sanat disiplinleriyle de iç içe geçmiş bir yaşama sahip. Eleştirmen, bestekâr, tiyatro yönetmeni, karikatürist ve operalar besteleyen bir insan. On üç yaşındayken beste yapmaya başlayan Ernst Theodor Wilhelm Hoffmann, ismindeki Wilhelm’in yerine Mozart’a duyduğu hayranlıkla Amadeus olarak değiştiriyor ve dünya onu E. T. A. Hoffmann olarak tanıyor. Aynı zamanda Prusya devletinin bürokratı ve yargıcı olarak hayatını sürdüren Hoffmann, 1804’ten 1807’ye kadar görevini sürdürdüğü Varşova’nın Napolyon ordusu tarafından işgal edildiğinde, işgal kuvvetlerine bağlılık yemini etmeyi reddederek işsiz kalan, bir baloda kentin ileri gelenlerini karikatürleştirdiği için yaşadığı kasabadan sürülerek cezalandırılan bir karaktere de sahip.
1819 yılında yayımlanan Matmazel de Scudéry, basıldığı andan itibaren büyük bir ilgi ile karşılanmıştır. Döneminde çokça baskıya giren bu eser dünyanın bir çok diline çevrilmiştir. Tiyatroya, sinemaya ve operaya uyarlanan bu eser Avrupa’nın bir çok şehrinde sahnede oynanmıştır. Çağımız yüzeyselliğinden sıyrılıp biraz da 18. yüzyıl dönemi Avrupasını okumak isterseniz kurgusu itibariyle enfes olan Matmazel de Scudéry’inin sayfalarını açmanızı tavsiye ederim.
|
- Satranç Ustası Don Sandalio’nun Romanı - 21 Ocak 2017
- Cinayet mi var? - 12 Şubat 2017
- Geç Gelen Şöhret - 25 Aralık 2016
FACEBOOK YORUMLARI