Çocuk Kitapları Yayıncılığı – Röportaj

Röportaj: Beste Köse, 7/F, 320 (Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu, Yalova)

Çocuk kitapları çocukların hayatına dair olmalı, onların duygularını, dünyalarını yansıtmalı.

Mutlu Fil Kitabevi editörü Nihal Ünver ile çocuk kitapları yayıncılığı konusunda röportaj yaptık.

Türkiye’de çocuk kitaplarına ilgi ne düzeyde?

İlgi oldukça yüksek. Çocuk yayınları, belki de kitap yayıncılığının en canlı kısmı. Oldukça da çok yayınevi var, çocuk kitapları basan.

Hep az kitap okunduğu söyleniyor. Dediğinize göre bu durum çocuklar için geçerli değil.

Hem anne babalar, hem öğretmenler çocuklara sürekli kitap okumak gerektiğini anlatıyorlar. Ödevler veriliyor, aileler çocukları özendirmeye çalışıyor. Çocuklar arasında kitap okuma oranı daha yüksek.

Buradan, gelecekte daha yaygın biçimde kitap okunacağı sonucunu çıkarabilir miyiz? Yani çocuklar büyünce, kitap okuyan yetişkinler de çoğalmış olacak mıdır acaba?

Bundan emin değilim. Çünkü anne babalar, hatta öğretmenler, çocukların karşısında kitap okuyan yetişkin olarak örnek oluşturmuyorlar. Bu da çocukların gözünde, “Küçükken kitap okunur, büyüyünce pek okunmaz” izlenimi yaratıyor. Ayrıca, telefon ve benzer aygıtlarla girilen internet ortamlarına ilgi giderek artıyor. Ama belki o yoldan da bir kitap okuma, en azından metin okuma alışkanlığı ortaya çıkabilir.

Çocuk kitapları hazırlarken nelere dikkat edilmeli? Bir yayıncı ve yazar olarak, ne düşünüyorsunuz?

Öncelikle, didaktik bir dilden, öğüt veren bir anlatımdan kaçınmak gerekiyor.

Didaktik… Yani, öğretici olmamalı mı demek istiyorsunuz?

Aslında öğretici olabilir. Ama yetişkinler de öğrenir. Çocuklara hiçbir şey bilmeyen, eksik insanlarmış gibi davranılmamalı. Yukarıdan aşağıya bir dil kullanılmamalı. Biraz dolaylı bir anlatımla, okurun kendisinin sonuç çıkarmasına fırsat verilmeli. Okur yetişkin de olsa, çocuk da olsa, onun metni doğru okuyup değerlendirme yapabileceğine güvenilmeli.

Günlük hayatta da çocuklara hep gelişmemiş insanlar olarak davranılıyor. Bazen aşırı korunuyor, bazen de görüş ve düşünceleri küçümseniyor.

Haklısın. Çocuk kitaplarındaki en büyük sorunlardan biri bu. Çok basit bir dil tercih ediliyor. Çocuğun anlamayacağı sanılıyor. Oysa çocukların algısı ve düşüncesi sanıldığından hızlı gelişir. Anlatım yetenekleri, dilleri genellikle kendi düşüncelerinden geri kalır. Bu nedenle, yani iyi anlatamadıkları için, normal bir ifadeyi de anlayamayacakları sanılır. Oysa anlarlar.

Öyleyse büyük kitapları ile küçük kitapları arasındaki asıl fark anlatımları değil mi?

Anlatım farkını çok abartmamak gerekir. Önemli olan her zaman hayata dair yazmaktır. Çocuk kitapları çocukların hayatına dair olmalı, onların duygularını, dünyalarını yansıtmalı.

Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Ahmet Ümit’e Mektup

Read Next

THKP-C’den Anılar: Tarihe Işık Tutan bir söyleşi

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *