Salâh Birsel (1919-1999) şair ve deneme türünün usta kalemlerinden biri. Dört Köşeli Üçgen yazdığı tek roman. Mehmet Güreli tarafından aynı isimle sinemaya aktarılmış.
Bir üçgen dört köşeli midir?
Neden olmasın?
Belki dördüncü köşesini göremiyor olabiliriz değil mi? Her şeyi göremediğimizi de biliyoruz üstelik.
İyi de neden üçgen demişler o zaman,
Üç köşesini gördüğümüz için.
Yukarıdaki diyalogu biraz sonra size anlatacağım kitaptan esinlenerek ve ayrıca kitabın ismini bu bağlamda bir kere daha vurgulamak için yazdım. Kitap boyunca anlatılmak istenen de bu. Gördüğümüz, görebildiklerimiz, daha görebileceklerimiz ve tabii ki göremediklerimiz. Diğer duyu organlarımıza ait fiilleri de benzer şekilde çekebilirsiniz. Anlamak ve anlamlandırmak… Beş duyu, bilgi ve tecrübenin harmanlandığı insana özgü ve sadece insana özgü o muhteşem deneyim.
Kitap, bir bekçinin etrafı gözetlerken, gözetlemenin nasıl da gözlemciliğe ve hayatı anlamlandırma çabasına dönüştüğünü anlatıyor. Bu hayatı gözetleme ya da gözlem yeteneği oldukça yorucu ve aynı zamanda da kişiyi yalnızlaştırıcı, çok ayrıksı yaptığı kesin.
“Gözlemcilik yolunda ilerlemelerim hızlandıkça esenliğimin uçup gittiğini, içimin karardığını, yük teknelerimin sığlıklarda lengerandaz olduğunu anlıyordum”. (sf. 56)
“Gözlemler beni yalnızlığa, bir iç dünya çölüne, bir boşluğa doğru sürüklüyordu.” (Sf. 46)
Roman boyunca kahramanımız da gittikçe yalnızlaşarak ve çok yorularak ama bıkmadan usanmadan gözlem yapmaya hatta gözlemlerini gözlemlemeye devam ediyor. Ve hatta gözlemlerini pazarlamaya başladı. Gözlemlerinden para kazanan bir adam düşünün. Kitap, insanoğlunun hüzünlü yüzünün bazen nasıl ustaca bir mizahla ifade edilebileceğini sunuyor okura. Örneğin yoksulluğun insanı ne kadar sessiz ve çaresiz kıldığı üzerine gözlemleri. Örneğin yayın dünyasındaki o çarpık düzende devam eden ilişkilerin menfaat uğruna nasıl da görmezlikten gelinmesinin trajikomedisi.
Kitapta hayata dair, insana dair ve gözlem yapmaya dair çok güzel cümleler var:
Yaşam ancak kimi şeyleri bilmek, kimi şeyleri bilmemekle ayakta durabiliyordu belki…
Anlaşılan kadınlar olsun erkekler olsun mutluluklarını ancak bu yarı bilmek, yarı bilmemek alanı içinde yuvarlanmakla uzatabiliyorlardı.
Bilmek, bildiğini sanmak, bilir gibi olmak, bir parçasını bilmek her çatışmayı ortadan kaldırıyordu.
Gelgelim, insanlar uşaklık pahasına elde ettikleri bir lokma ekmeği yitirmekten korktukları için görünüşlerin ötesine geçmekten çekiniyorlar, gözlemci olmaya yanaşmıyorlardı.
Salâh Birsel (1919-1999) şair ve deneme türünün usta kalemlerinden biri. Dört Köşeli Üçgen yazdığı tek roman. Mehmet Güreli tarafından aynı isimle sinemaya aktarılmış. Filmini merak ediyorum. Seyredenler şanslı. Kitabı okuyanlar ve okuyacak olanlar da.
İlginç bir kitap bence…
|
- YOKSULLUĞUN DERİN HALİ: AÇLIK - 18 Mart 2021
- Mahcubiyet ve Haysiyet - 7 Kasım 2020
- Martin Eden’i Okumak veya Okumamak - 22 Ağustos 2020
FACEBOOK YORUMLARI