Eleştirel Düşünme Kılavuzuyla “Doğru Düşünme”ye Giriş

Normand Baillargeon, sistemden uzaklaşmayı öncelikle “eleştirel düşünme” ile bağdaştıran yazarlardan.

Zaman, son yüzyılda hızına yetişilemeyecek derecede ilerlemeye devam ediyor ve pek çok düşünür/filozof, zamana ve yaşama dair durumun aslında bir illüzyondan ibaret olduğuna dair savlarıyla bu durumun ardında bir “sistem”in varlığını kanıtlamaya çalışıyorlar. Özellikle, Aydınlanma Çağı sonrasında herkesi gözeten bir sistemin, bir “panoptikon”un varlığına inanan ve bunun adına çalışmalar yapan Foucault, Baudrillard gibi isimler; bugün var olan durumun yakın geçmişteki habercisi olan düşünürler olarak nitelendirilebilmektedirler. Günümüzde gerek sosyal medya gerekse diğer kitle iletişim araçlarının etkin kullanımıyla gerçekleştirilen bu algı yönetiminin ardında şüphesiz bu algının oluşmasını isteyen bir kesim yer almaktadır; ancak bu algıyı kırmanın yolları, tarihte her zaman, bir biçimde, formüle edilmiş ve bu sistemden uzaklaşabileceğimiz belirtilmiştir.

Eleştirel düşünme

Normand Baillargeon, sistemden uzaklaşmayı öncelikle “eleştirel düşünme” ile bağdaştıran yazarlardan. Québec Üniversitesi’nde eğitim felsefesi dersleri veren Baillargeon, Aklın ve Bilimin Işığında Eleştirel Düşünme Kılavuzu adlı kitabında, “doğru düşünme” eyleminin “akıl ve bilim” ışığında nasıl yapılabileceğine dair dersler vermekte. Dipnot Yayınları’ndan çıkan kitap, 2016 yılında İbrahim Yıldız tarafından Türkçe’ye aktarılmış.

Kitap içerisinde, oldukça eğlenceli illüstrasyonlar ve alıntılar eşliğinde; aslında bir yönetim mekanizması tarafından algılarımızın nasıl kontrol edildiğine dair oldukça çarpıcı bölümler var. Özellikle giriş bölümünde, tatlı sert mizacı ile Baillargeon; son dönemde popülarite kazanan feng-shui, yoga ve benzeri Asya mistisizm pratiklerine eğilimin “tehlikeli” boyutlarına işaret ediyor. “Salt düşünce gücüyle kaşıkları bükebilme olasılığı” cümlesi ile bu tür pratikleri özetleyen Baillargeon, günümüzde akademik camianın “doğru düşünme” eyleminden uzak bir tavır sergilediğini de belirtiyor.

Aklın ve bilimin ışığında

Aklın ve bilimin ışığında, eleştirel bir düşünme eyleminin nasıl gerçekleştirilebileceğine dair noktaları, bizlerle adım adım paylaşan yazar, bu konuda hiç de sıkıcı bir dil kullanmıyor. Hem kitabın başında hem de sonunda Carl Sagan’ın “Yutturmacayı saptamada yardımcı olacak alet çantası”nı açan Baillargeon, doğru bir argümanın “doğru” kabul edilmesi için pek çok testten geçirilmesi gerektiğini her bölümde yineliyor.

Kitabın ilk bölümünde, “dil” meselesine eğilen yazar, aslında dilin ne kadar önemli bir manipülasyon aracı olduğuna dair oldukça doğru ve çarpıcı tespitlerde bulunuyor. Antik Çağ’ın en ünlü sofistlerinden biri olan Gorgias’a bu bölümde değinen Baillargeon: Gorgias’ın “söz güçlü bir efendidir” cümlesi ile başlayan alıntısını kullanıyor ve aslında medya üzerinde duyduğumuz pek çok cümlenin, kelimenin; “yanlış şeyleri meşru kılmak amacıyla doğru kelimeler kullanma” illüzyonundan ibaret olduğunu belirtiyor; örneğin, Irak Savaşı boyunca ABD’nin bu duruma “Çöl fırtınası harekâtı” adını vermesi ya da “öldürmek” yerine “etkisiz hale getirmek” kelimelerinin kullanılması gibi…

Doğru düşünme

Oldukça net tespitler ve eğlenceli alıntılarla kitabını zenginleştiren Baillargeon, sonraki bölümlerde eleştirel düşünmenin bilim ışığında olması gerektiğini yinelerken, burada “matematik” bilimini de es geçmiyor. Pek çok bireye göre “zorlu bir maraton” olan matematiğin, aslında “doğru düşünme” alanında işe yaradığını kanıtlıyor; aynı zamanda matematiğin yanlış kişilerce istenildiği gibi kullanıldığı vakit büyük bir manipülasyon aracı olabileceğini de keza, öyle. Kişiselleşen çan eğrisi, Y ekseninde ufak oynamalarla algı yaratma çabaları gibi bölümleri okumak, hem eğlenceli hem de farkındalığı arttıracak türden bilgiler ve tespitler içeriyor.

“Algılama bir inşadır” diyen Baillargeon, aslında algılanan pek çok şeyin “söylemler” ve “gösterilenler” aracılığı ile inşa edildiğine dair savını; Aklın ve Bilimin Işığında Eleştirel Düşünme Kılavuzu’nda bildirirken aynı zamanda bu duruma dair “ne yapmalı” derslerini de veriyor.

“Söylem gücü”; düşün hayatı boyunca Foucault’un temel terimlerinden bir tanesi olmuştur ve gerek o gerekse ondan önceki ve sonraki pek çok düşünürün algı manipülasyonlarına ne denli fazla önem verdiği bilinmektedir. Baillargeon, bu kitabında; bu manipülasyonlara ve sistemin oluşturduğu pek çok stratejiye baş kaldırmanız için sizlere bir giriş kapısı sunuyor. Bu kapıdan girerek, algılarınızı sistemin size dayattığından daha fazla açabilir; popülizmin pek çok etkinliğini olimpik bir bakış açısıyla “görme” fırsatını yakalayabilirsiniz. Bakmakla görmek arasındaki farkı anlayabilmek için, Baillargeon; şüphe yok ki iyi bir kılavuz.

Son olarak, yazarın kitap sonunda verdiği seçilmiş kaynakçası da; bakılmaya değer bir nitelik taşımakta.

  • Aklın ve Bilimin Işığında Eleştirel Düşünme Kılavuzu
  • Yazar: Normand Baillargeon
  • Çeviri: İbrahim Yıldız
  • Türü: Bilim
  • Baskı Yılı: 2016
  • Sayfa Sayısı: 280 Sayfa
  • Yayınevi: Dipnot Yayınları
Vinkmag ad

Read Previous

Eduardo Galeano derinden sarsan küçük hikâyeler avlıyor…

Read Next

Nobel ödüllü yazar Kazuo Ishiguro’dan birbirinden etkileyici 6 roman

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *