Al Da At Dercesine kitap raflarındaki yerini Fransa’da Avrupa Kupası Şampiyonası’nın yapıldığı günlerde aldı. Futbol öyküleri…
En az İspanyollar kadar seviyoruz futbolu. Almanlar kadar ciddiye alıyoruz. İngilizler kadar endüstrileşebiliyoruz. Futbolu seviyoruz. Sadece biz değil tüm dünya seviyor futbolu. Futbol artık öyle bir noktaya geldi ki; ‘bir topun peşinde 22 kişi, bu 22 kişi peşinde de bir adam boş boş 90 dakika koşturuyor’ yorumu kişisel bir yorumun ötesine geçmiyor. Futbol entelektüel bir bireysellikten (yorumdan) bahsedemeyeceğimiz kadar toplumsal bir oyun çünkü.
Real Madrid’li Zidane’ın 2002’de Bayer Laverkusen’e attığı golü hatırlıyor musunuz? Estetik harikasıdır ve futbolu sevmeniz için bir sebeptir. Öyle bir golü seyrettiğiniz an yılda bilmem kaç Euro kazanıyor, tabii ki gol atacak, diye düşünmezsiniz. Türk değilseniz. Evet futbolu İspanyollar kadar seviyoruz fakat doğru dürüst sevmiyoruz. Evet Almanlar kadar ciddiye alıyoruz fakat disiplinli değiliz. Endüstrileştik mi? Teoride belki evet, pratikte gösterebileceğimiz hiçbir şey yok.
Yine de futbolu seviyoruz. Tam da bu günlerde Fransa’da yapılan 2016 Avrupa Şampiyonası grup elemelerindeki ilk iki maçımızı kaybetsek de ve Çek Cumhuriyeti maçındaki akıbetimizi kestiremesek de kesin yeneceğimize dair bahisler oynanmıştır çoktan. Futbol, Türkler için çocukluklarını ve ilk gençliklerini yad ettikleri, içinde çok güzel hikayeleri, öyküleri barındıran harika bir oyun çünkü.
Al Da At Dercesine kitap raflarındaki yerini Fransa’da Avrupa Kupası Şampiyonası’nın yapıldığı günlerde aldı. Futbol öyküleri… Yukarıda bahsettiğim çocukluğumuzu ve ilk gençliğimizi yad ettiğimiz türde on sekiz öyküden oluşan bir seçki.
Al Da At Dercesine on sekiz öyküden oluşuyor. Daha doğrusu her biri birbirinden bağımsız on sekiz yazarın on sekiz öyküsünden oluşuyor. Soyunma odaları, malzeme çantaları, futbolcu lisanları, top hırsızları, top toplayıcılar, duvar pasları, çılgın taraftarlar, kızlar, futbolu sevmeyen kızlar, efsane başkanlar, totemler…
Öyküleri okumaya başladığınızda futbola dair birçok çağrışım eşliğinde bilgi ve envanter. Futbolun çocukluk ve ilk gençlik zihninde bıraktığı izler hiç silinmiyor. Bisiklet sürmek gibi. Futbolla ilgili yaşanılan her ne varsa zihnimizin en sağlam yerine yerleşiyor. Al Da At Dercesine kitabına Işıl Kocaoğlan tek kadın yazar olarak katılmasına rağmen son derece maskülen bir kitap yorumu fazla kaçmayacağından bana da çocukluğumda sokakta mahalle erkekleriyle oynadığım futbolu, sol ayağımın ne kadar iyi olduğunu, Metin-Ali-Feyyaz’ı ve Zidane’ı hatırlattı.
Alper Atalan- İlyas Barut – Murat Başekim – Emre Bayın – Can Belge – Bülent Çallı – Mustafa Çiftçi – Necdet Dümelli – Serhan Ergin – Mahir Ünsal Eriş – Ayla Duru Karadağ – Giray Kemer – Ercan Kesal – Işıl Kocaoğlan – Kıvanç Koçak – Yekta Kopan – Hakan Kulaçoğlu – Akif Kurtuluş
Her bir yazar ayrı ayrı bizim için futbolun ne anlama geldiğini yazıyor. Her ne olursa olsun duygusal bir bağ bizimkisi. Bu yüzden futbolun şu günlerde içinde bulunduğu halet-i ruhiyesi de bu öykülerde gizli. Futbolla olan bağımızın ne kadar çocukça bir bağ olduğunu, yetişkinliğe geçememiş bir amatörlük taşıdığını sevgimizin de bu sebeplerden sonsuz olduğunu ve hiç yitirilmeyeceği yine bu öykülerde gizli. Edebiyatçıların gözü, bakış açısı ve anlatımıyla Al Da At Dercesine kitabı futbola hiç tahmin edemeyeceğimiz perspektiflerden bakmamızı sağlıyor.
Soramadan edemeyeceğim: Çek Cumhuriyeti maçımız ne olur? Gruptan çıkabilecek miyiz? Tek farklı galibiyet mi, beraberlik mi? Tahminleri alayım…
- Al Da At Dercesine
- Yazar: Kolektif
- Türü: Öykü
- Basım Tarihi: Haziran 2016
- Sayfa Sayısı: 161 Sayfa
- Yayınevi: İletişim Yayınları
- TOPRAKTA BÜYÜR, TOPRAKTA YAŞAR, TOPRAKTA ÖLÜR İNSAN - 9 Ağustos 2021
- NE TAM OLARAK SUYA, NE DE TAM OLARAK GÖKYÜZÜNE AİT: SAKARMEKE - 8 Temmuz 2021
- YÜRÜMEMİŞ İLİŞKİLERİN, HAYAL KIRIKLIKLARININ, VAZGEÇİŞLERİN VE KABULENMELERİN ÖYKÜLERİ - 20 Haziran 2021
FACEBOOK YORUMLARI