
Cevat Turan’ın son romanı olan “Bir Eylül Yarası” romanı ise “Unutmalar Şehri” romanındaki Kızıl Ömer karakteri üzerinden Çorum olayları ile 2000’li yıllar Türkiye’sini anlatıyor.
Yakın tarihimizde yaşanan birçok olaya tanık olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu coğrafya yüzleşilmemiş, ders çıkarılmamış olaylarla dolu. Bu olayların edebiyata yansıması da bir o kadar geç olmuştur. Olayların tanıkları, olayı yaşayanlar bu acıları kağıda çok dökmemişler; bir yürek yangını olarak hep içlerinde yaşamışlardır. Bazen gözyaşı, bazen ise boğazlarında bir düğüm olarak…
Tarihimizdeki bu acı günlerden biri olan Çorum olaylarını ise Çorumlu bir yazar olan Cevat Turan taşıdı edebiyatımıza. “Unutmalar Şehri” romanı Çorum olaylarının perde arkasını, olayların nasıl meydana geldiğini, olaylarda kimlerin rol aldığını belgesel bir roman tadında anlatıyor. Aşk, acılar, gizli ilişkiler Cevat Turan’ın kaleminden bir bir dökülüyor.
Cevat Turan’ın son romanı olan “Bir Eylül Yarası” romanı ise “Unutmalar Şehri” romanındaki Kızıl Ömer karakteri üzerinden Çorum olayları ile 2000’li yıllar Türkiye’sini anlatıyor. Karakterler aynı ama zaman değişmiş olarak karşımıza çıkıyor. Kızıl Ömer 2000’li yılların ünlü bir işadamı Ömer Soylu’ya dönüşüyor. “Bir Eylül Yarası” romanı Ömer Soylu’nun hayatı, geçmişi ve aile ilişkileri arasında değişen zamanı ve değişen insan karakterlerini gün yüzüne çıkarıyor.
Romanın karakteri Kızıl Ömer yani Ömer Soylu 70’li yılların devrimcisidir. İdealleri için birçok bedel ödemiştir. Ama herkesi etkileyen 80 Darbesi onun da hayatını altüst etmiştir. İşkenceler, hapis hayatı Ömer Soylu’nun hayatında derin izler taşır. Darbeden önce bir banka soygunu gerçekleştirirler, soygun sırasında banka bekçisi ölür. Bu bekçinin oğlu polis olur ve bu polis babasının katilini bulmak için uğraşır. Polisin tüm araştırmaları Ömer Soylu’ya çıkar. Ömer Soylu’yu tutuklar. Aslında romanın ana olayı budur fakat yazar bu olayı bilindik bir şekilde değil Ömer Soylu’nun tuttuğu günlüklerin satırlarında anlatır. Yazar bu ana olayı, Ömer Soylu’nun günlüklerini kızı Filiz vasıtasıyla okuyucuya sunar. Yani okur olayları Ömer Soylu’nun kızı Filiz ile birlikte öğrenir. Anlatım tekniği olarak günlükler ile bir roman anlatımı yapılmıştır.
Olaylar ekseninde değişen kişilikler, değişen çağ ve idealler Cevat Turan’ı kaleminde okuyucuya sunulur. 70’li, 80’li yıllardan 2010’a kadar değişen hayatlar, bir hesaplaşma çerçevesinde anlatılır. Bu hesaplaşmanın içinde aşk da vardır acı da. Geçmişe özlem yazarın satırlarında yer bulur kendine…
Yazarın diline de birkaç söz etmek gerekir. Cevat Turan, “Unutmalar Şehri” romanında olduğu gibi “Bir Eylül Yarası” romanında da bu karmaşık hesaplaşmayı güzel bir dille anlatır okuyucuya. Romanın içindeki olaylarda boğulmadan olayın içine girerek bazen özlem duyar geçmişteki yaşantılara, bazen de acı çeker geçmişte yaşananlarla.
Cevat Turan ve romanları için son olarak şunu demek isterim: Geçmiş tarihimiz -Çorum olayları gibi- Cevat Turan’dan anlatılmayı bekleyen birçok olaylar ile dolu. Yazar, kitaptaki bir cümlesinde şöyle diyor: “Biz gerçektik. Hayatı ve anı değiştirebilme kabiliyeti olan yüreğinde, yurdunun tepelerinde yakılan çoban ateşlerinin sıcak alevini taşıyan, gerçekten de öte, masum ve hüzünlü varlıklardık. Ama ne tarih anlayabildi bizi, ne de biz öğrenebildik kendimizi. Acıyla sevinci, aşkla ayrılığı harman edip yüzleştik insan yanımızla ama bir türlü kendimiz olamadık.” İşte Cevat Turan, “Bir Eylül Yarası” romanında bizi bize anlatıyor yani kendimiz olmayı anlatıyor.
İyi okumalar…
![]()
|
- Geçmişin hesaplaşması: Bir Eylül Yarası - 8 Mayıs 2019
- Levent Yanlık’ın “Sürgün Ruhlar” Romanı Üzerine - 23 Nisan 2018
- “Ait Olduğumuz Yer İçimizdeki Yaradır Aynı Zamanda” - 1 Kasım 2016
FACEBOOK YORUMLARI