
Adam Johnson, Pulitzer Ödüllü tescilli bir yazar. “George Orwell Arkadaşımdı” isimli kitabı ilk basımı 2018’de yapılmış çok yeni bir kitap.
Bu dünyayı, içinde yaşadığımız bu dünyayı bir insan yüzü olarak düşünürseniz ya da dünya üzerinde gelmiş geçmiş tüm insan yüzlerinin ifadelerini bir fotoğrafta, bir bilgisayar programı ile üst üste getirip tek bir yüz oluşturulsa, nasıl bir suratı olur acaba dünyanın? Kötülüğün derinleştirdiği kırışıklarla dolu, asık suratlı ve gözyaşları kurumuş bir yüz olurdu büyük ihtimal. Geçmişinde birçok acıyı saklayan. İşte bazı kitaplar bu yüzü daha yakından görmemiz içindir. O kötülüğe baktıkça içinizde tarif edilmez bir sızı duyarak ve başkalarının yaşadıklarına karışarak kendi sınırlarımızın dışına taşabiliriz. Okudukça daha çok insan olmak diyorum ben buna.
Adam Johnson’ın George Orwell Arkadaşımdı isimli kitabı da okudukça daha çok insan olacağımız bir kitap. İçinde altı öykü var. Altı tane neredeyse ellişer sayfalık uzun öyküler. Hem uzun hem geniş. Sizi içine alan saran sarmalayan ve etkisinden kurtulması zor öyküler. İlginç olan şu ki: öykülerin kurgusu bildiğimiz gerçek olaylar ve yerler üzerine kurulmuş. Kitaba ismini veren George Orwell Arkadaşımdı isimli öyküde, Berlin-Hohenschönhausen (1) müzesini gezdiren eski bir tutuklu, Doğu Almanya’yı tüylerinizi diken diken edercesine anlatıyor. (Bu müze gerçek hayatta da aynı şekilde eski tutuklular veya eski stasi elemanları tarafından gezdiriliyormuş) Kendi insanlığınızdan utanırken bir yandan da işkencecilerin bile aslında ne kadar zavallı insanlar olduğunu düşünüyorsunuz. Nasıl muhteşem bir öykü! Acı çekenler: kurbanlar ve kurban olduğunun farkında olmayan zavallı insanlar ve içinize çöken o tuhaf sıkıntı.
Evrensel yaralarımız her bir öyküde derinlemesine işlenmiş. Geçenlerde basınımız gündemine oturan hatta yazarı linç edilen pedofiliye ait bir öykü de var kitabın içinde. “Karanlık Çayır”. Toplumsal bir gerçek olan ve hiç kimsenin görmezlikten gelme lüksünün olmadığı bu insanlık dışı olayın bir failin gözünden nasıl anlatıldığını mutlaka bir okuyun derim.
Anonim kasırgalar. Katrina kasırgasını yaşayan insanların hayatından bir kurgu. Diyaloglar muhteşem. Kasırganın ortasında kalan bir ailenin dramı.
Nirvana isimli öykü teknolojinin en yüksek düzeyine gelmiş, yapay insanı yaratmış günümüz dünyasında ölüm gerçeğinin hiç değişmediği üzerine. Ölüm. En büyük çaresizliğimiz.
İlginç Bir Bilgi öyküsünde, meme kanserinden ölmüş bir kadının gözünden hayatı anlatıyor. Aile, kıskançlık, sevgi, çocuklar, ihanet. Biliyorsunuz kanser bu dünyanın gündeminden silinemeyen kötülerden biri.
Gülen Talih öyküsünde ise dünyanın farklı coğrafyalarındaki insan acılarının ortaklığı üzerine. Kuzey ve Güney Kore hakkında bildiğimiz kabataslak bilgiler nasıl da etkileyici ve asla hafızanızdan silinmeyecek duygusal bir dille ve harika bir kurgu ile anlatılıyor.
Bu altı öykü aynen bir hayat gibi. Yaşarken hissettiklerimiz düşündüklerimiz ve konuşamadıklarımız. Yaşadığımız hayatlarda ne kadar çok konuşmadığımız, konuşamadığımız ve hiç konuşamayacağımız anlar, olaylar ve düşünceler var. İşte bu kitabın satırları bütün bunları deşiyor gibi. Kısaca daha çok insan oluyoruz okudukça.
Adam Johnson, Pulitzer Ödüllü tescilli bir yazar. “George Orwell Arkadaşımdı” isimli kitabı ilk basımı 2018’de yapılmış çok yeni bir kitap. Hatta Kitap Eki gibi binlerce kitabın tanıtımının yapıldığı bu sitede ilk defa benim tarafımdan tanıtılıyor yaptığım araştırmaya göre. Bu yüzden çok sevinçliyim. Ayrıca size bir tavsiyede bulunmak istiyorum. Günde bir öykü okuyunuz. Yavaşça ve sindirerek. Her okuduğunuz öyküde daha çok insan olmak için.
Bu kitabı okumamı tavsiye eden Kabuk Öykü Grubu’na teşekkür ederim.
(1) https://www.museumsportal-berlin.de/tr/muzeler/gedenkstatte-berlin-hohenschonhausen/
![]()
|
- YOKSULLUĞUN DERİN HALİ: AÇLIK - 18 Mart 2021
- Mahcubiyet ve Haysiyet - 7 Kasım 2020
- Martin Eden’i Okumak veya Okumamak - 22 Ağustos 2020