“Göğü yere indirelim!”

Özgür Balpınar’ın “Göğü Yere İndirelim” adlı romanı 11 yaş ve üzeri okurlara hitap ediyor;  yetişkinlerin de irdeleyip sorgulayabileceği, kendine ve çevresindekilere yansıtabileceği ayrıntılar içeriyor.

Okuma; başka hayatların, insanların, fikirlerin dünyasına yapılan bir yolculuktur, ötekini anlayabilmenin en erdemli yoludur. “Okuma bizim için, sihirli anahtarları bize kendi derinliklerimizde, içlerine giremeyeceğimiz konutların kapısını açan bir kışkırtıcı olduğu sürece, hayatımızdaki rolü de esenlik getiricidir.” (Proust 2014: 39) Bireyin kendini geliştirme, değiştirme, benliğini aşma süreci ve imgeler, çağrışımlar ile anlamlar arasında tutkuyla gezinmesidir.

Ah, kitap; mutluluk ve eğlence demek, hüznü de sevinci de paylaşmak, dost edinmek demek. Kitap; bireye hayatı anlatır, ona kim olduğunu gösterir, doğruları saptamasına, yargılar oluşturmasına, irdeleyip yorum yapmasına imkȃn tanır. Çözüm odaklı olma, iletişim kurma, anlatma ve araştırma becerilerini ilerletme hususlarında destekleyici rol oynar.

İşte bu yüzden çocuğunuza ‘Oku!’ diye direttiğiniz kitabı önce siz okuyun. Okurken sıkılıyorsanız emin olun çocuğunuz da sıkılıyordur. Aksine okurken eğleniyor, meraklanıyor, kitabı kapattıktan sonra hikȃyenin kurgusunda geziniyorsanız ve yüzünüzde eşsiz bir tebessüm oluşmuşsa elinizdeki harika bir çocuk kitabıdır. Çünkü yetkin bir çocuk kitabı çocuklara seslenirken kendini yetişkinlere de okutabilen kitaptır.

Bazı çocuk kitaplarının salt belirli bir yaş grubuna yönelik olduğunu düşünmek ciddi anlamda haksızlık gibi geliyor bana. Çocuk kitapları rafları arasında dursalar da yetişkinlerin de başucundan ayırmaması, dönüp tekrar okuması gereken kitaplar var. Bu tarz kitaplar bir çocuğun masumiyetini anımsamamızı, kendimize ayna tutup eksikliklerimizi görmemizi, dünyaya daha aydınlık ve ferah bir kalple bakmamızı sağlar.

Özgür Balpınar’ın “Göğü Yere İndirelim” adlı romanı da 11 yaş ve üzeri okurlara hitap ediyor;  yetişkinlerin de irdeleyip sorgulayabileceği, kendine ve çevresindekilere yansıtabileceği ayrıntılar içeriyor. Babası, kahramanımız Deniz’e bir masal anlatmıştır. Masalda geçen alaca kuşun kanadı Deniz’in kalbine de dokunur. Yaramazlıklarıyla herkesi canından bezdiren, bir dediği iki edilmediği için hiçbir şeyin kıymetini bilmeyen Deniz, ailesinin desteğiyle bir öğrenci değişim programına katılır ve kendini Afrika’da bir kabilede bulur. Kabile yaşamına uyum sağlama sürecinde yeni dostluklar edinir; eşitliğin, paylaşmanın, yardımlaşmanın anlamını öğrenir, doğayla bütünleşir.

Dostluğun, kardeşliğin, birlikte yaşamanın, paylaşmanın, eşitliğin önemini vurgulayan bu güzel roman gökkuşağının ardında umudu ve sevgiyi barındırıyor. Çünkü “Bu, sıradan bir gökkuşağından fazlasıdır. Kötü günlerin içinde umutla beklenen iyi günleri simgeler. Bazen açlıktır, yoksulluktur ve hastalıktır. Bazen ise var olabilmen için bütün güzelliğini cömertçe sunar sana. Öyle bir büyüsü vardır ki, hayatında en çok değer verdiğin bir insanı alıp götürebilir senden uzaklara. Bir hüzündür. Bazen de mutlulukların en güzelidir. Paylaşmaktır. Dostluk ve kardeşliktir. En renksiz anların rengȃrenk sevincidir.” ( Balpınar 2016: 135) O zaman ne diye duruyoruz?  Göğü yere indirelim!

* Göğü Yere İndirelim, Özgür Balpınar, Genç Timaş, Eylül 2016.
* Okuma Günleri, Marcel Proust, Çev: Murat Erşen, Aylak Adam, Nisan 2014.

Öznur Özkaya
Latest posts by Öznur Özkaya (see all)
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Alternatif gezi rehberleri I: İtalya

Read Next

Celil Oker ile “Herkes İçin Yazı”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *