“Görünmez El” değil, “Görünmez Çatal”

Oldukça keyifle okunan ve adeta bir başvuru kaynağı olan İnsanlığın Yeme Tarihi besinlerin toplumların geleceklerinde oynayacakları kritik rolün altını kalınca çiziyor, haykırıyor.

Kitap, bir bakıma toplumların dönüşümünde besinin oynadığı rolün göz kamaştırıcı tarihi.

Okurken insan gerçekten de heyecanlanıyor ve çok şey öğreniyor. Örneğin, besinle nelerin değiştiği değil, besinin neleri değiştirdiği perspektifi insanı zenginleştiriyor.

Adam Smith 1776’da Milletlerin Zenginliği’nde kendi çıkarı peşinde koşan bireyleri belirlemede piyasa güçlerinin ‘görünmez el’ine vurgu yapıyordu, yazarımız Tom Standage’da adeta öykünürcesine besinin tarih üzerindeki etkisi de tarihteki bazı kritik süreçlerde olduğu gibi insanları kışkırtıp onun kaderini belirleyen ‘görünmez çatal’ ı işaret ediyor.

Şahane bir ustalıkla dilimize Gencer Çakır tarafından çevrilen, İnsanlığın Yeme Tarihi, Avrupa, Asya ve Amerika kıtaları üzerinden hikâyenin izlerini sürerken, Napolyon Savaşları ve Sovyet Devleti’nin çöküşü gibi olayların temelinde yatan besin tahsisinin bilinmeyen yönlerine de değinerek, şaşırtıcı sonuçlar çıkartıyor.

Kitap ile besinin, tarihte karın doyurmaktan çok daha fazlasını yaptığını bir çırpıda anlıyor, imparatorlukların kurulmasına yardım eden, sanayileşmeye katkı sağlayan, savaşların kaderini tayin eden ve bu sayede insanlığın gelişimine yön veren teknolojik bir araç olduğunu kavrıyorsunuz.

Tom Standage, Çin’de M.Ö. 7500’de çiftçiliğin ortaya çıkışından günümüzde yakıt üretimine kadar, toplumları şekillendirmede ve dönüştürmede besinin oynadığı rolü gözler önüne seriyor. Bunu yaparken de, arkeoloji, antropoloji, etnobotanik ve iktisat gibi alanlardan yararlanıyor.

Kitap, giriş ve sonsöz ile zengin kaynakçası, bölümlere ait notlar ve indeks hariç altı ana bölümden oluşuyor:

  • Uygarlığın Yenebilir Kaynakları
  • Besin ve Toplumsal Yapı
  • Küresel Besin Ticareti
  • Besin, Enerji ve Sanayileşme
  • Silah Olarak Besin
  • Besin, Nüfus ve Kalkınma

PI178383 Kodlu Türk Buğdayı’na da ayrıntılarıyla değinen yazar, genetiği değiştirilmiş organizmalardan gıda ve yoksulluk arasındaki ilişkiye, yerel gıda hareketlerinde tarıma uygulanan modern yöntemlerin çevresel etki ve sonuçları ve de gıdanın siyasallaşması konularına kadar bugün tartışılan meselelerin aydınlatılmasında bizlere geniş bir ufuk sunuyor.

Kitabın son bölümü oldukça dikkat çekici tespitlere odaklanıyor. Yazar, teknolojik gelişimin güdüsü olarak modern tarımın ihtiyaçlarının oynadığı rolün farklı safhalarına değinerek, ‘yeşil devrim’in bugün karşı karşıya kaldığı güçlüklerinde bir dökümünü sunuyor.

Oldukça keyifle okunan ve adeta bir başvuru kaynağı olan kitap, gastronom Brillet – Savarin’in herkesçe bilinen “Bana ne yediğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim” sözünü de kanıtlarken, besinlerin toplumların geleceklerinde oynayacakları kritik rolün altını kalınca çiziyor, haykırıyor. Kimler farkında?

  • İNSANLIĞIN YEME TARİHİ
  • Yazar: Tom Standage
  • Yayınevi: Maya Kitap / İnceleme Dizisi
  • Sayfa Sayısı: 320
  • Baskı Yılı: İstanbul – Şubat 2016
Serdar Şahinkaya
Latest posts by Serdar Şahinkaya (see all)
Vinkmag ad

Read Previous

Doğaya boyun eğdiren insan ve Orman Kitabı

Read Next

İçimizdeki başkalarından kurtuluş yolları: Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *