Güzel Kaybedenler

Kerimcan Kamal günlük hayatı, hissettiklerini, isteklerini, hayatın O’na aslında nelerden bahsettiğini, Kerimcan olarak, ‘bir Ben ile’ nasıl yaşaması gerektiğini yazıyor.

Büyük, çok büyük, kocaman, koskocaman her şey. Mevzular hep girift, çözülmeyecek türden. Hayatımız kaos, kamaşa hep. Modern, postmodern, metromodern, o modern, bu modern toplumun büyük dertleri hiç bitmeyecek. Her şey çok büyük; aşk, sevmek, nefret, şehvet, kazanmak, kaybetmek… Her şey büyüklüğüne gölge düşmeyecek kadar büyük. Basit yok artık. Basit olan ne varsa kalktı tedavülden.

Bilge değilim. Hiç Ferrarim de olmadı. Olsaydı da mecbur kalmadan satmazdım. Çocukluğumuzdan itibaren bizi kazanmaya, başarmaya, sınıf atlamaya, sahip olmaya güdüleyen sistem sonra mutluluğu ve huzuru Ferrarinizi satmakla bulacağınızı anlatıyor. Oysa kimse Ferrarisini satmak istemiyor. Çünkü güç, zenginlik, kazanmak hep en geçer akçe olmaya devam ediyor. Ama gün gelip hepimiz bir kazaya uğrarız. Bizler Ferrarisini çarpan bilgeleriz.

Bu kadar basit.

Bu cümleyi kurmayalı o kadar uzun zaman oldu ki!

Kerimcan Kamal’ın Güzel Kaybedenler kitabındaki bu paragrafı okuduktan sonra, en son ne zaman söylediğimi hatırlamadığım bu cümle geçti aklımdan işte. Okumadan önce beni hangi satırların beklediğini bilmediğim bu kitabın ismi de; herkesin kazanmak için savaştığı bu dünyada özlediğim ne varsa ona tekabül ediyordu: Güzel Kaybedenler.

En ufacık bir kaygı taşımadan; anlatma kaygısı, görünme kaygısı, çok satsın ya da az satar mı kaygısı, rahat okunsun ya da yazdıklarımla ilgili mümkün olduğunca çok düşünülsün kaygısı gütmeden, gayet dolaysız, gayet basit yazılmış ve evrenin boşluğuna sakince bırakılmış bir kitap bu. Kerimcan Kamal günlük hayatı, hissettiklerini, isteklerini, hayatın O’na aslında nelerden bahsettiğini, Kerimcan olarak, ‘bir Ben ile’ nasıl yaşaması gerektiğini yazıyor.

Oysa ki hayat hiç de bizlere algılatıldığı gibi değil. Bize öğretildiği gibi karmaşık, çözmemiz gereken, uğruna savaşmamız gereken bir oluş şekli değil hayat. Kaybedilebilen, üstelik de Güzel Kaybedilebilen bir yer.

Doğduğumuz adan itibaren sırtımızda bir kurma kolu. İki kürek kemiğinin ortasında. El atamazsın, ulaşamazsın, öyle yapışık ki, farkına bile varamazsın. Kuruyorlar bizi. Sahip ol. Daha çok sahip ol. Daha çok. Çok daha çok.

Bunlara karşılık inandığı ne varsa onları yazmış Kamal. Kazanmayı değil yaşamayı yazmış. Yaralı insanları yazmış. Eski tip kahramanları. Güzel olana olan inancıyla güzel olan ne varsa anlatma veya anlaşılma kaygısı gütmeden gayet basit yazmış.

Sormak isterim: Bu kadar basit demeyeli ne kadar oldu gerçekten?

Güzel kaybedenlerden olalım. Güzel geçsin günümüz.

  • Güzel Kaybedenler
  • Yazar: Kerimcan Kamal
  • Türü: Deneme
  • Baskı Yılı: Ekim 2016
  • Sayfa Sayısı: 193 Sayfa
  • Yayınevi: Doğan Novus

 

Aynur Kulak
Vinkmag ad

Read Previous

Yarının Aşkı

Read Next

Cumhuriyet Senin İçin…

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *