Hangi kitabı okuyacağı konusunda kararsız kalanlar için Derviş Şentekin‘den bir kitap listesi istedik. Söz konusu kitaplar olduğunda akla gelmesi gereken ilk isimlerden biridir Şentekin. Uzun bir süre Radikal Kitap’ta editörlük yapan usta yazar, şimdi Çınar Yayınları, Yeni Deniz Mecmuası gibi çalışmalarda yer alıyor.
Kitap dünyasını yakından takip eden Şentekin’in önerilerine tüm kitapseverlerin dikkat kesilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Her zamankinden farklı bir kitap arayışı içinde olanlar için hazırlanan seçkimize göz atabiliriz.
1. Dişlerimin Hikayesi – Valeria Luiselli
Kitabın kapağını gördüğümde “Dişlerimin Hikâyesi diye kitap adı mı olurmuş yahu?” demekten alamadım kendimi. Kitabın ilk paragrafını okuduğumda böyle bir cümle kurmuş olduğum için kendimden utandım. Bu durumu anlattığım dostum Çağlayan Çevik beyefendi, “Geçen yıl sana bu yazarın Kalabalıkta Yüzler kitabıyla ilgili bir saat dil dökmüş ve mutlaka oku demiştim” diye çıkışıp ertesi gün Kalabalıkta Yüzler’i de hediye etti… Uzatmayayım. Dişlerimin Hikâyesi’ni iki gecede bitirdim. Semih Gümüş, Radikal Kitap’taki yazısında “Kalabalıkta Yüzler, şaşırtıcı olduğu kadar zor bir metin ama ikinci okumanın hazzını düşününce, okumak istediğim, olağandışı bir roman bulduğumu görüyorum” demiş. Aynı şeyi ben de Dişlerimin Hikâyesi için söylüyorum; bir kez daha okuyacağım…
Merak edenler için kitabın ilk paragrafını şuraya yazıyorum:
“Dünyanın en iyi müzayedecisiyim ama kimse bilmez, çünkü ihtiyatlıyımdır. Adım Gustavo Sánchez Sánchez, gelgelelim herkes bana Otoban der, beni sevdiklerinden olsa gerek. İki kadeh rom içtikten sonra Janis Joplin taklidi yapabilirim. Kısmet kurabiyesi yorumlayabilirim. Tıpkı Kristof Kolomb gibi bir yumurtayı masanın üstünde dikine durdurabilirim. Japonca sekize kadar sayabilirim: ichi, ni, san, shi, go, roku, shichi, hachi. Sırtüstü yüzebilirim.”
2. Süperben – Algan Sezgintüredi
Süperben, Algan Sezgintüredi’nin yeni kitabı. Algan Sezgintüredi’nin okuyucusuyla fuarda buluşacak olan kitabına henüz elimi sürmedim, yani kitabı bile görmedim. “İyi de, okumadığın bir kitabı bize niye öneriyorsun kardeşim?” diye soracak olanlara “Algan Sezgintüredi ne yazsa okunur kardeşim” diye yapıştırırım yanıtı… Bu arada, Algan Sezgintüredi 11 Kasım Cumartesi günü 16:00’da fuarda kitaplarını imzalayacakmış, imza kuyruğunda ben de olacağım…
3. Midland Oteli’nde Çay – David Constantine
2000’lerin başında yükselişe geçen öykü kitapları okumak, yerini “ne güzel abimizdin sen dergileri”ne bırakınca iyi öykülere hasret kaldık. Yekta Kopan’ın Sakın Oraya Gitme’siyle Behçet Çelik’in Yolun Gölgesi kitaplarını okuduğunuzu varsayarak David Constantine’in Midland Oteli’nde Çay’ını okumanızı öneririm. Doğada bulunan her şeyin hayatımıza nasıl dahil olduğunu inanılmaz bir kurgu ve dille anlatan Constantine’in öykü okumayı sevenlere olduğu kadar öykü yazanlara da iyi gelecek bir kitap.
4. Antree ve Thyeste Trajedisi – Prosper Jolyet de Crebillon
Voltaire’in gölgesinde kalmış… Edgar Allan Poe’nun bile atıfta bulunduğu bir yazara ilgisiz kalınmamalı derim. Dönem Fransa’sının iç sarsıntılarını, ahlaki çöküntüsünü ve siyasi kutuplaşmalarını anlatması da için bir başka boyutu. Ayrıntı’nın Klasikler serisi de yavaş yavaş büyüyor. Kapaklar da çok güzel ayrıca…
5. Hakikatin İzinde – Thomas Bernhard
Türkçeye çevrilen her eseri mutlaka okunmalı Thomas Bernhard’ın. Hayatta ne varsa onun yazdıklarında da var. Gerçekleri yüzümüze vurarak anlatıyor. Hakikatin İzinde’nin Bernhard’ın farklı mecralarda yaptığı konuşmalarını, söyleşilerini, okularının kendisine gönderdiği mektupları ve edebiyat üzerine yazdığı yazılarını bir araya getirmesi kitabı bir kat daha önemli kılıyor. Has okurun kaçırmaması gereken bir kitap bu.
6. Tarık Akan: Ülkemin Güzel Yüzü – Kollektif
Son yıllarda pek çok sanatçının sanatıyla olduğu kadar politik duruşuyla da önem kazandığını biliyoruz. Geçen yıl kaybettiğimiz Tarık Akan’ın herkeste ayrı bir yeri olduğu kesin. Oyunculuğuna kimsenin tek kötü söz söyleyebileceğini sanmıyorum. Son yıllarda gösterdiği politik duruşunaysa ancak ve ancak şapka çıkarılır. Tarık Akan: Ülkemin Güzel Yüzü kitabı Akan’ın dostlarının, izleyicilerinin, okurlarının ve yoldaşlarının bir vefa borcu olarak onun birinci ölüm yıldönümü için hazırlanmış. Bu güzel gülüşlü aydınımızı unutmamak için bile okunmalı bu kitap.
7. Zoo’m: Harflerden Hayvanat Bahçesi – Enis Batur
Enis Batur’u bilenler bilir; burada uzun uzun anlatmayacağım. Başlayıp birkaç günde bitecek kitaplar yazmıyor Enis Batur; uzun sure elinizin altında olmalı onun yazdıkları. Zoo’m: Harflerden Hayvanat Bahçesi de bu tür kitaplarından biri. Kitabın arka kapağından bir alıntıyı şuraya ekleyeyim de Zoo’m’u siz hayal edin gari:
“Beni hayvanlara kendi hayvanlarım getirdi. Ya onlara, tek tek nasıl gelmiştim? Kıramadığım yalnızlık, kırdırmadığım gurur, ertelenen, hep ertelenen bir son karar taşımış olsa gerekti beni: Akrebe. İşim, seçtiğim uğraş, seçtiğim uğraşın tözü ve ekonomisi beni ağla özdeşleştirdi: Örümcek. Hem ehlileşen hem de yabanıllığını bütün bütüne yitirmeyen duruştu: Şahin. Bâkî evrende, sahte tarihte, kıyamete sınırlı ve kayıtlı gelecekte tek ışıktı: Semender. Soyumun tükenişiydi: Gergedan. Başkalaşımın içindeki aynı kalış maskesiydi: Bukalemun. Merak böceği: Belki de sıçrayan fasulyenin içindeydi.”
8. Kırmızı Piyano – Josh Malerman
Korku-gerilim romanları beni kendine çekmiş romanlardır. Zor bir türdür; ilk sayfasından anlarsınız kalitesini. Eğer pat diye sizi kendisine bağlayıp sayfalarınını çevirtmiyorsa kağıt israfından başka bir şey değildir. Kırmızı Piyano da işte bu tür kitaplardan biri. Josh Malerman, Kafes adlı romanıyla büyük gerilim yaşatmıştı okuyucusuna. Kırmızı Piyano’da ise bir gizem hikayesi anlatıyor.
- Netflix Türkiye mayıs programı belli oldu - 23 Nisan 2022
- Halsey’den İstanbul konseri - 23 Nisan 2022
- Sepultura Türkiye’ye geliyor - 23 Nisan 2022
FACEBOOK YORUMLARI