Homo İnformatiks – Bilişim, Matematik ve Mantığın Kesişen Dünyaları

VakıfBank Kültür Yayınları’nın (VBKY) okurla buluşturduğu “Homo İnformatiks – Bilişim, Matematik ve Mantığın Kesişen Dünyaları” Türkçe’de ilk kez yayımlanıyor.

Bir mühendis, matematik tutkunu ve aynı zamanda felsefe alanında akademik çalışmaları olan Fransız düşünür Luc de Brabandere, eserinde sayıların diliyle sözel dili karşılaştırarak Homo İnformatiks adlı yeni bir insan türünün doğmakta olduğunu haber veriyor ve bu insan türünün sınırlarını tartışıyor. Türkçe çevirisini İlhan Burak Tüzün’ün yaptığı kitapta yazar, Aristoteles’ten Hârizmî’ye, Leibniz’den Thomas Bayes’e, Bertrand Russell’dan Claude Shannon’a pek çok önemli ismi bir araya getiriyor.

Teknoloji insanlık için neleri mümkün kılabilir?

1984 yılında kaleme aldığı Les Infoducs, un nouveau mot pour un nouveau monde (İnfodukler, Yeni Bir Dünya İçin Yeni Bir Kelime) adlı ilk kitabıyla yayın dünyasına adım atan Luc de Brabandere’in bu eseri üç bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, matematik ve mantık disiplinlerinin kökenine inilerek, neden ve nasıl doğdukları, evrimleri sırasında hangi önemli aşamalardan geçtikleri ve doğal görünen birleşimlerinin neden olanaksız olduğu inceleniyor. İkinci bölümde bilişim öncesi tarihin çok az bilinen ya da hiç bilinmeyen üç dev düşünürü Thomas Bayes, Claude Shannon ve Norbert Wiener’in kuramlarının bilişimle ilgili fikirlerin ortaya çıkışındaki etkisine yer veriliyor. Okuyucuları geleceğe dair fikir jimnastiğine davet eden üçüncü bölümde ise teknolojinin insanlık için neleri mümkün kılabileceği ve aynı zamanda bütün bir toplum için ne tür zorlukları taşıdığı tartışılıyor.

80 yıllık bilişim tarihi

Luc de Brabandere, bilişimin doğuşunu, temelinde yatan ilkeler, kanunlar ve kavramları anlamak için öncelikle kökenine inilerek incelenmesi gerektiğini şu sözlerle hatırlatıyor: “Bilişimin tarihi, ancak 80 yıl önce, ilk bilgisayarın yapılmasıyla başladı. Bir düşünceyi programlamak ya da simule edebilmek için, önce onu anlayabiliyor, sökebiliyor ve parçalarına ayırabiliyor olmak gerekir. Başka bir deyişle -bilişimci diliyle söylersek- bir kodu yazabilmek için öncelikle onu çözebiliyor olmak gerek. Ve bu çözümleme arzusunun Antik zamanlardan beri var olduğunu da kabul etmeliyiz.”

Yapay zekâ fikrinin doğuşu

Bilişimin etkisiyle beraber bilişselcilerin düşüncelerin modellenebileceğine inanmaya başladıklarının aktarıldığı kitapta, okurlar İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasındaki çalışmalarıyla yapay zekanın hayalini kuran ilk kişi Alan Turing’in açtığı bu yol ile modern bilgisayar ve yapay zekâ fikrinin nasıl doğduğuna ve ne gibi gelişmelere yol açtığına tanıklık ediyor. Matematiği daha zevkli hale getirmek için başka bilimlerle ilişkilendirerek, insanla, gündelik hayatla ve kültürle olan bağının gösterilmesi gerektiğine vurgu yapan Luc de Brabandere, bunun en etkili yollarından birinin kitapta da yer verdiği matematiksel bilmeceler olduğuna işaret ediyor.

“Matematik, bilişim, mantık. Mesleki hayatımı belirleyen bu üç disiplin aynı zamanda bu kitabın da dokusunu oluşturuyor” diyen Luc de Brabandere, akıcı anlatım tekniğiyle önemli düşünürlerin görüşlerini değerlendirirken; veri, algoritma, sosyal ağ, kodlama, siber güvenlik, dijital göçebelik, yapay zekâ, internet gibi gündelik hayatımızın bir parçası olan kavramların sosyal, kültürel, ekolojik, siyasi, hukuki etkilerinin ve gücünün anlaşılabilmesine ışık tutuyor.

Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

DÜMTEK NECMİ’NİN MUHTEŞEM HİKÂYESİ

Read Next

Gerilim Dolu Bir Polisiye: Davetli Listesi

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *