
Lise eğitiminin “klasik” olmaması, en temel toplumsal ve siyasal tanım ve kavramları bilmeyen bir yurttaşlar kitlemiz var… Gerek kişisel tarihimiz ve gerekse okuduklarımızdan anlaşılan odur ki, ülkenin hukukla ilişkisi hep sorunlu olmuştur.
Türkiye’nin yakın tarihi için yapılabilecek tanım cümlelerinden bir tanesine başlıkta yer verdik. Belki yakın tarih sınırlamasını biraz daha genişletebiliriz; gerek kişisel tarihimiz ve gerekse okuduklarımızdan anlaşılan odur ki, ülkenin hukukla ilişkisi hep sorunlu olmuştur. Şimdi ve öncesinde.
En son örnekler; askerin operasyonlarına hukuksal destek yasası ve yüksek yargının tepeden tırnağa değiştirilmesi. Bu değişiklikler hukukun acil sorunları mı çözecek? Saygınlık ve güvenilirlik yargının temel ve biricik sermayesi iken, saygınlığın ve güvenilirliğin ülke tarihinde en alt düzeyde olmasına yönelik girişimler var mı? Şimdilik yok.
Lise eğitiminin “klasik” olmaması, en temel toplumsal ve siyasal tanım ve kavramları bilmeyen bir yurttaş kitlemiz var. Eğitime ulaşamayanlar bir yana, lise eğitimine ulaşanlar bile bu halde. Sözünü ettiğimiz en temel kavramlar, düşünsel ve bilişsel insan etkinliğinin ham maddeleridir. Böyle olunca, hukuk alanında, yasa ne, anayasaya ne olmuş, güçler ayrılığı, yasama, yargı, yürütme kimdir, necidir ve bunların arasında nasıl bir ilişki var gibi pek çok soruyu, aslında kendileri akıllı yanıtlara muhtaç “allameler” bize anlatıyor. Uzman ve kanaat önderi olarak çıkıp konuşuyorlar, kanun maddelerin kekeleyerek okuyarak…
Son zamanlarda, hukukun bu denli gündemde olmasıyla birlikte, hukuk kitaplarında da gözle görülür bir artış oldu. Bunca olumsuz olayların yanında, bu iyi bir durum. Hukuk ve yasaların dilinden “sıradan” yurttaşlar hep şikâyet etmiştir. Bu açıdan, yayımlanan hukuk kitaplarına da okurlar belki bu nedenle uzak ve soğuk bakıyor olabilir. Yoksa, bu yoğun hukuk gündemine karşın, çok değerli kitapların fazlaca ilgi gördüğünden söz edemeyiz. İşte şimdi, özellikle hukukun özel dili açısından anlaşılma noktasında sorunlu olmayan yeni bir kitabı Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Ö. Kabaoğlu bizlere kazandırdı: “Türkiye’nin Anayasa Gündemi” adını taşıyan kitap, yirmi yedi uzman akademisyenin yanıtladığı altmışaltı soruya verilen yanıtlardan oluşmakta.
Günümüzde tartışılan pek çok konudaki sorunun, çok eğitimli olmayan “sokaktaki” insanın bile anlayabileceği bir dille yanıtlanmış olması kitabın başta gelen özelliklerinden ve yararlı yanlarından birisi. Üstelik anayasa gibi temel ve zor bir konu ele alınıp, ayrıntılı sorularla didik didik edilmiş. Sadece ülkemizle sınırlı kalınmamış, ABD, Meksika, Bulgaristan, İngiltere, Fransa, İsveç.. gibi pek çok farklı ülke de mercek altına alınmış. Örneğin başkanlık sistemi tartışmalarına ışık tutacak biçimde, bu hukuksal rejimin çok farklı coğrafyalardaki uygulamaları, tarihsel-toplumsal arka planı ve özgün özellikleri ile açıklandığı görmek, bilmenin verdiği umutsuzluğu da peşinden getiriyor. Umutsuzluk, bizdeki uygulama ve tartışmalar açısından geçerli! Çünkü tarih boyunca anayasa gibi bir temel hak metni, iktidarlar tarafından hukuksal boyutta da bir “şark kurnazlığı” ile ele alınmıştır.
Bir hukuk kitabı olarak, dilinin anlaşılır olması bir yana, bir bütün olarak içeriği, atıfları, kaynakları ve dizini ile aynı zamanda akademik bir kitaptır Türkiye’nin Anayasa Gündemi. Her ne kadar derlemeyi yapan Kaboğlu hoca sunuş yazısında Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği’nin bir el kitabı hazırlama tasarısı olarak ortaya çıktığını belirtmiş olsa da, zengin içeriği ile neredeyse akademik bir eser olma özelliğine de sahip. Umarız ve dileriz okunur. Okunur ve okuyanlar hukuk alanında daha da umutsuz olur ki, bu umutsuzluk belki yeni ve yaratıcı arayışlara neden olur.
- Türkiye’nin Anayasa Gündemi
- 27 Uzman, 66 soru-yanıt
- Derleyen: İbrahim Ö. Kaboğlu (Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği)
- Türü: Hukuk
- Sayfa Sayısı: 296 Sayfa
- Basım Tarihi: Haziran 2016
- Yayınevi: İletişim Yayınları
- Azerbaycan Şiiri ve Çağdaş Bir Derviş, İbrahim İlyaslı - 1 Kasım 2018
- Paslı Bir Kelime; Umut - 15 Eylül 2018
- Zor Olanı Yazmak; Kırgın Çocuklar Mevsimi - 1 Eylül 2018
FACEBOOK YORUMLARI