Neslihan Korkmaz 
S. J. WATSON’un yeni kitabı “İkinci Hayat” Türkçe baskısını Şubat ayında, Doğan Kitap’tan yaptı. Psikolojik gerilim türünde yazılmış olan bu kitap, yazarın ikinci kitabı.
S. J. WATSON’un yeni kitabı “İkinci Hayat” Türkçe baskısını Şubat ayında, Doğan Kitap’tan yaptı. Psikolojik gerilim türünde yazılmış olan bu kitap, yazarın ikinci kitabı. İlk kitabı “Uyuyana Kadar” ile bestseller mertebesine ulaşan yazar, bakalım bu kitabı ile aynı başarıyı yakalayabilecek mi?
İkinci Hayat: Londra’da yaşayan fotoğraf sanatçısı, evli ve bir çocuk annesi Julia’nın hayatını konu ediyor. Julia cerrah olan Hugh ile evlidir ve Connor isimli on dört yaşında bir oğlu vardır. Connor’u evlatlık almışlardır ve Connor’un biyolojik annesi Julia’nın kız kardeşi Kate’dir. Kate, evlilik dışı dünyaya getirdiği bebeğini daha iyi bakacaklarını düşünerek, ablasına evlatlık olarak verir. Connor on dört yaşına geldiğinde ise Kate için durum değişmiştir ve oğlunu geri istemektedir. Julia konuyu konuşmak için Paris’e Kate’i görmeye gider. Kate, o gece Paris sokaklarında bir cinayete kurban gider ve cinayetin gizemi bir türlü çözülemez. Çünkü herhangi bir gasp veya tecavüz gerçekleşmemiştir. Cinayetin sebebini obsesyon haline getiren Julia, katilin kim olduğunu kendi imkanları ile bulmaya çalışır. Kız kardeşinin ev arkadaşı Anna ile tanışır ve ondan çeşitli bilgiler alır. Kate son dönem, arkadaşlık web sitelerinde vakit geçirmekte ve bazıları ile buluşup cinsel ilişki kurmaktadır. Kate’in kullanıcı adını ve şifresini ev arkadaşı Anna’dan alan Julia, tehlikeli bir dedektiflik oyununa girişir. Kendisi de arkadaşlık sitesinde bir hesap açar ve Kate ile bağlantısı olabilecek kişiler ile sohbet etmeye başlar. İşte Julia’nın ikinci hayatı da aslında bu noktada başlar. Paris’te yaşadığını söyleyen Lukas ile arkadaşlık sitesinde tanışır. Lukas kendisinden yaklaşık on yaş küçük genç ve yakışıklı bir adamdır. Bir gün Londra’ya onu görmek için gelen Lukas ile görüştükten sonra ise Julia için her şey daha karmaşık hale gelir. Çünkü Lukas’a aşık olur…
Yazar kitabında uzun uzun tasvirlere yer veriyor, böylece anlatılanları rahatlıkla zihninizde canlandırabiliyorsunuz. Hikayeye konu olan bazı karakterlerden ise aniden bahsetmeye başlıyor ve karakterin kim olduğunu idrak edene kadar kafanız karışıyor. Kitabın ilk yüz elli sayfasının durağan gittiğini, hatta zaman zaman sıktığını itiraf etmeliyim. Çünkü kitap boyunca; kocasını aldatan bir kadının içsel süreçlerini ve aldattığı erkekle neler yaşadığını detaylıca anlatan bir hikayeye tanıklık ediyorsunuz. Ancak en başta zokayı yutturan yazar, kitabı yarım bırakmanıza izin vermiyor. Düşük bir heyecan eşliğinde acaba sonunda ne olacak diye okumaya devam ediyorsunuz. Şunu da itiraf etmeliyim ki kitabın sonu gerçekten sürprizli bitiyor. Ancak yazar nihai sona gelene kadar okuyucuyu o kadar detaya boğuyor ki, sonunda “Vay be!” demiyorsunuz, “Hmmm, demek öyle.” derken buluyorsunuz kendinizi. Yine de sonu itibariyle merak uyandıran bir roman olduğunu söyleyebilirim. Sadece psikolojik tahlillerini yetersiz buldum. Örneğin Julia’nın alkolü bırakmış bir bağımlı olduğunu anlıyoruz ve her şeyi uzun uzun anlatan yazar, bağımlılığın arka planından nedense hiç bahsetmiyor. Bu iki kız kardeşin nasıl bir ailesi vardı, Kate neden Paris’te yaşayan bir kaybeden iken, Julia bağımlı konumundan, cerrah eşi konumuna nasıl erişiyor? Anne ve babaları hayatta mı? Değillerse nasıl öldüler? Connor’ın biyolojik annesinin Kate olduğunu bildiğini anlıyoruz, ancak onunla nasıl bir ilişkisi var bunu pek anlayamıyoruz. Ya da öz babasının kim olduğunu merak ettirecek içsel süreçleri neler de bir anda babasını bulmak için evden kaçtığına şahit oluyoruz? Bunlar kitabın havada kalan kısımları…
Kitabın edebi dilini de biraz yetersiz bulduğumu söylemeliyim. Yazar, nihai sona gelene kadar tüm kitabı büyük bir titizlikle ilmek ilmek dokumuş. Ancak puzzle parçalarını sağa sola serpiştirip, sürpriz manzarayı merak ettireceğim derken, sanki okuyucuyu heyecanlandırmayı unutmuş. Yine de kitabı okurken her şeyi zihinde imajine etmeyi başarabildiği için başarılı buldum. Kitabı bitirdiğinizde imdb puanı 7.2 olan bir gerilim filmi izlemiş hissine erişiyorsunuz. Acaba filmi ne zaman çekilir diye merak ettiğim bu kitabı psikolojik gerilim seven herkese tavsiye ediyorum.
|
- Gezi ve Psikanaliz - 2 Haziran 2017
- İkinci Hayat - 25 Mayıs 2017
- Psikanalizin Unutulmuş Kadın Öncüsü - 8 Mart 2017
FACEBOOK YORUMLARI
