
Bugün popüler kültürü de besleyen mit ve mitolojik karakterlerin, bilhassa görsel sanatlarda değerlendirildiği görülmektedir.
Danimarkalıların, Norveçlilerin ve İsveçlilerin tamamını ifade eden Viking sözcüğü; körfez adamı, savaşan adam ya da yerleşen adam anlamlarına gelmektedir. Avrupa ve Avrupa ötesindeki en etkili güç olan Vikingler; her gittikleri yere eski tanrılara olan inançlarını da götürmüşlerdir. Bugün, bize kadar ulaşan mitleri ilk şekilleri ile yaratanlar da onların şairleridir. İskandinav mitolojisini, en genel anlamda bu ifadelerle sınırlandırır Kevin Crossley-Holland.
Kitabın girişinden mitlere kadar olan bölümünde, sırasıyla; İskandinav dünyası, kozmoloji, panteon, kaynaklar, mitlerin edebi yapısı, yaklaşım konuları ele alınmaktadır. Mitler bölümünden itibaren ise araştırma ve inceleme kılığından soyunan eserde, kolektif bilinçdışının arketiplerine dayanan mitler, tüm zenginlikleriyle okurlarına sunulur.
Bugün popüler kültürü de besleyen mit ve mitolojik karakterlerin, bilhassa görsel sanatlarda değerlendirildiği görülmektedir. İlk olarak 1950’de Marvel Comics’in Venüs çizgi romanının 11. sayısında, bir yan karakter olarak ortaya çıkan Şimşek Tanrısı Thor, 1962’de Journey İnto My Stery serisinin 83. sayısında ana karakter olarak yer alır. Ünü çizgi romanla sınırlı kalmayan Thor, Hollywood yapımcıları tarafından Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderilir hatta kendisi burada “dünyalı” bir kıza aşık olur. Bununla da kalmayan yapımcılar Thor’u Kaptan Amerika, Hulk, Demir Adam ve Kara Dul gibi hayali kahramanlardan oluşan bir takımın parçası yapar. Sinsi ve şekil değiştiren Tanrı Loki de mitlerdeki kimliğiyle bu filmlerde karşıt güç olarak yer almaktadır (Thor-2011). Yaratılış ile başlayan, 9 dünyanın yok edilmesiyle, yani Ragnarok savaşıyla son bulan mit de Thor serisinin 2017’de çıkacak 3. filmine konu olmuştur.
J. R. R. Tolkien’in The Lord of the Rings adlı meşhur üçlemesinde Middle Earth denilen hayali mekânın adının, İskandinav mitolojisindeki dokuz dünyadan insanlara ait olan Midgard’dan esinlenildiği bilinmektedir. Eserin, sahibini yok eden altın yüzüğün laneti temasının çıkış noktası da gene Kuzey mitolojisidir.
İskandinav mitolojisi, sadece görsel sanatlara malzeme olmakla kalmaz; dillere ve kültürlere de etki eder. Bunun akla gelen ilk örnekleri İngilizce’deki çarşamba (wednesday) ve perşembe (thursday) günleridir. Tanrıların en yücesi ve en yaşlısı, 9 dünyanın yaratıcılarından Odin; Germen mitolojisindeki Savaş Tanrısı Wodan ile ilişkilendirilir. İngilizce’de wednesday olan kelime, Eski İngilizce’de wodensday şeklindedir ve Woden’in günü manasına gelmektedir. Şiddet ve savaşı temsil eden Odin’e karşın; düzeni temsil eden, tanrıların en güçlüsü Thor ise İngilizce’deki perşembe gününün kaynağıdır ve Thor’un günü manasına gelmektedir (Thor’s day). Germen mitolojisinde ise Thunor, Donar olarak karşımıza çıkan Thor, Almancadaki perşembe gününün kökenidir (Donnerstag).
İskandinav mitolojisinin, fantezi edebiyatına ya da fantastik filmlere bu denli malzeme olması veyahut onları beslemesi tesadüf değil elbet. Mitlerin çoğunda oyunbazlık ve neşeli mizah öğeleri bulunmaktadır. Müthiş mücadelelerin, hırsızlıkların ve geri almaların ve beklenmedik aşk ilişkilerinin oluşturduğu bu mitlerde tanrılar, insanlara benzemekle birlikte dev boyutludurlar. Tanrılar da tıpkı insanlar gibi yer, uyur, doğar, ölür, sever, nefret eder, korkar ve kederlenirler. İnsanlar ise hizmet ettikleri tanrıların onları tehlikeden ya da felaketten kurtarmayacaklarını bilir ve bunu yapmalarını talep etmezler. Tanrılar daha çok devler ile kutuplaştırılmış zıtlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Aslında onları aynı karakterin farklı yüzleri olarak görmek de yanlış olmaz.
Darvincilik sonrası toplumlar, mitleri gerçekten doğru olarak onaylamazlar. Tanrıların bulunması, belki Hıristiyanlık öncesi Avrupa’daki Germen aileler, kabileler ve ülkeler arasındaki çatışmaların yol açtığı şiddeti gerekçelendirmek, İskandinav mitolojisinin ortaya çıkış nedenlerinden biri olabilir; fakat hiç şüphesiz bundan ibaret değildir. Fransız antropolog Mircea Eliade mitlerle alakalı şöyle yazmıştır: “Mitleri bilmek her şeyin kökeninin sırrını öğrenmektir. Diğer bir deyişle, insan sadece bir şeylerin nasıl oluştuğunu değil aynı zamanda onları nerede bulacağını ve ortadan yok olduklarında onları nasıl tekrar ortaya çıkaracağını da öğrenir.” Bir okur olarak ben ise insanın bugün de sergilediği, hayatı anlamlandırma çabası olarak görmekteyim.
![]()
|
- İskandinav Mitolojisi - 27 Mart 2017