James Joyce’varî bir roman “C”

Tom McCarthy’nin “C” romanı üslup olarak klasik unsurları barındıran modern bir eser; çarpıcı, karmaşık, tarihsel ve evet hayli “James Joyce’varî” bir roman.

2010 yılında Man Booker Ödülü’ne aday gösterilen Tom McCarthy’nin romanı “C” daha ilk cümlesinde klasik bir romana başlama duygusu veriyor: “West Masedown ve New Eliry bölgelerine yeni atanmış pratisyen hekim Doktor Learmont, Versoie Evi’nin hafif meyilli patikasından inmekte olan iki kişilik arabanın ön koltuğunda sarsılıp duruyor.”

Tom McCarthy-C-KİTAP-KAPAĞITom McCarthy’nin “C” adlı romanının başkarakteri olan Serge Carrefax, 1898 yılında İngiltere’nin güneyinde pastoral bir malikânede, arazide doğuyor. Büyümüş de küçülmüş ve sorunlu kız kardeşi Sophie’yle birlikte neşeli bir telaş içerisinde entelektüel maceralarla, botanik, elektrik ve edebiyatla dolu bir yaşam sürüyor. Öğretmenleri, dadılar ve bahçıvanların gözetiminde olmalarına rağmen karanlığın ve sorunların uzağında değiller. Savaş söylentileri etrafta dolaşıyor. McCarthy’ye aile ilişkilerinin çözülmesi, cinsel ilişkiler ve savaş temalarıyla oynamasına olanak tanıyan ve “C”ye ciddi bir nitelik kazandıran, toplumsal kabarmanın ve karışıklığın eşiğinde bir dünya.

Buna rağmen “C” kasvetli, hüzünlü bir roman değil. Ana teması, doğal ilgi alanları dünyada teknolojik heyecanlarla örtüşen bir dönemde kısa bir hayatı olan (1898 – 1922) Serge’in biyografisi. Bu dönem, elektronik deneyler zamanı, sadece Mors alfabesinin değil, Marconi ve Nicola Tesla’nın cihaz ve alan testleriyle birlikte radyo, şifreleme ve şifre kırmanın dâhil olduğu daha karmaşık yaratıcı teorilerin dönemi. “C”deki bir diğer tema da insanların iletişim kurabilme (ve yanılma) yolları da dâhil olmak üzere teknoloji dışı her cinsten, her düzeyde olayların ve gerçeklerin med ceziri.

Serge ve Sophie ilaçlardan sersemlemiş bir karısı olan ve sağırlar için bir okulu yöneten tuhaf, garip, alelâcayip bir mucidin çocukları. Baba, sadece kendi ilgisi nedeniyle sağır çocuklar için elektrikli cihazlar üzerinde çalışırken, kendi çocukları, kendi hayal dünyalarında kaybolmuş gibiler. Diğer yönlerden ise aile kaotik… Baba hafiften duygusuz, despot, çocuklarını genellikle hizmetlilerin vesayetine, bakımına terk etmiştir sanki.

Tom McCarthy
Tom McCarthy

Zira Serge’in doğumu esnasında babası Mr. Carrefax eşi Mrs. Carrefax’ın yanında değil. Doktor Learmont doğumu gerçekleştirmesini ardından yemek yerken hizmetçi Mr. Carrefax’ın kendisini görmesini istediğini söylüyor. Doktor Learmont, Mr. Carrefax’ın “Telgraf cihazları, telefon alıcıları, içlerinden dışarı sarkan büyük fonograf makineleri, balmumu pistonları, şişeler, isim ve işlevlerini bilmediği ancak tahmin edebildiği nesneler ve aletler” bulunan atölyesine gidiyor. Mr. Carrefax telgraf tellerinden, telgraf sinyalinden, postaneden, bahsederken birden çocuğunun cinsiyetini soruyor: “Oğlan mı oldu, kız mı?” Oğlan karşılığını verdikten sonra bebeğin üzerinde cenin zarı olduğunu, bu zarın özellikle denizciler arasında iyi şans getirdiğine inanıldığını anlatıyor. Fakat Mr. Carrefax’ı bebeğin kafasını bir ağ gibi saran cenin zarını duysa da kayıtsız kalıyor.

Carrefaxlar gibi tuhaf ve zengin İngiliz ailelerine tarihte rastlamak mümkün. Edebiyatta Frances Hodgson Burnett’in “Gizli Bahçe”sinde olduğu gibi…

İlk başlarda Serge’in David Copperfield gibi kafasında doğum sonrasında da uzunca bir süre kalan bir zarla doğan 80 binde bir doğumdaki ender bebeklerden olduğunu öğreniyoruz. McCarthy buna çok fazla değinmese de bu durum adeta Serge’in özel bir kadere sahip olduğuna işaret ediyor. Dickens’ın otobiyografik romanı gibi, “C” de bir Bildungsroman (En öz biçimiyle, bir insanın yaşamı boyunca geçirdiği tinsel gelişim ve/veya oluşum sürecini ele alan roman olarak nitelendirilen Bildungsroman, Alman edebiyatına özgü bir türdür). Serge’in gençliğinden erken yetişkinliğine kadar psikolojik ve ahlaki gelişimini dört temalı bölümde ele alıyor.

Romanın birinci bölümü Cenin Zarı’ında ergenlik ve gençlik; ikinci bölüm Oluk’ta Serge’in 1. Dünya Savaşı sırasında 19 yaşındayken düşman hatlarının gerisine gözlemci olarak uçtuğu savaş dönemi anlatısı; üçüncü bölüm Çarpışma’da uyuşturucu ve seks düşkünlüğü içerisinde Londra’da savaş sonrası çöküşün anlatısı mevcut. Son bölüm Çağrı’da Serge’in Kahire ve İskenderiye’de görüyoruz.

Tom McCarthy’nin “C” romanı üslup olarak klasik unsurları barındıran modern bir eser; çarpıcı, karmaşık, eğlenceli ve evet hayli “James Joyce’varî” bir roman.

  • “C”
  • Yazar: Tom McCarthy
  • Çevirmen: Kaya Genç
  • Yayınevi: Notos
  • Sayfa Sayısı: 445
  • Baskı Yılı: 2015
Cengiz Kılçer
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Nagazaki’de Bir Arka Oda

Read Next

Günlerin Akışına Gömülenler

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *