Hem eğlenceli hem de alternatif bir peri masalı örneği sunan kitap, masallara ilgi duyan tüm yaş grupları için uygun.
Güldünya Yayınları adını 2004 yılında iki ağabeyi tarafından sokak ortasında vurulduktan sonra kaldırıldığı hastanede, yine ağabeyleri tarafından öldürülen Güldünya Tören’den alıyor. Feminist dünyanın yayınevi olarak anılan ve kadın hareketi üzerine pek çok kitap yayınlayan Güldünya Yayınevi aynı zamanda feminist çocuk kitapları basma konusunda da öncü olacağa benziyor.
Daha önceden Küçük Feministin Kitabı isimli çocuk kitabıyla gönlümüzü fetheden yayınevi, şimdi de Bu Senin Bildiğin Peri Masallarından Değil isimli sıra dışı bir peri masalı ile karşımızda.
Masallar, hepimizin çocukluğunda önemli bir yere sahiptir. Çocuklukta çok farkına varamasak da, klasikleşmiş peri masallarının çoğunda prensini aramaktan başka işi olmayan prensesler, birbirleri ile evlenme yarışına giren genç kızlar, güçlü ve yakışıklı erkekler, güçsüz ve göz kulak olunmaya muhtaç kadınlar çıkar karşımıza hep. Toplumsal cinsiyet rolleri açısından ibretlik kabul edilebilecek bu peri masallarını düşündüğümüzde, bu rollerin hepimizin minik beyinlerine çok küçük yaşlarda işlediğini de itiraf etmek gerekir. İşte tam da bu yüzden son zamanlarda çoğalmaya başlayan alternatif masallar, bu kabul edilmiş tabuları yıkmak ve çocuklara farklı bakış açıları kazandırmak açısından oldukça faydalı olabilir.
Bu Senin Bildiğin Peri Masallarından Değil, daha ilk sayfasındaki “İçindekiler” bölümü ile alışık olmadığımız kitaplar kategorisine yerleşiveriyor. “Bir zamanlar Candi adında bir prenses vardı” gibi klasik masalların klasik girişlerine benzeyen bir cümleyle başlayan hikâye, işin içine ayrıntılar girdikçe klasiklikten sıyrılıveriyor. Candi, sadece güzel değil aynı zamanda akıllı ve matematiği çok seven bir prensestir. Annesi, Candi doğduktan hemen sonra bir büyücü tarafından turşuya dönüştürülmüş, babası da yine aynı büyücü tarafından biraz şapşala çevrilmiştir. Böylece Candi, kavanozda yaşayan ve herhangi bir yaşam ya da iletişim belirtisi göstermeyen annesi ile, sürekli kızının adını unutan, kendini kelebek koleksiyonuna adamış, kızının evlenme çağına geldiğinin bile hizmetkârların hatırlatması ile farkına varan bir babadan oluşan aileye sahiptir.
Candi, evlenme yaşı geldiğini söyleyen babasının, kendisi için eş seçmesini saçma bulur ve kendi eşini kendisi seçmeye karar verir. Babası zaten şapşallığından ötürü buna itiraz edebilecek durumda değildir. Bütün karı-koca ilişkilerini anne babasının evlilikleri gibi (mutlaka eşlerden birinin turşu olduğu) zanneden Candi, gerçek evliliklerin ne şekilde olduğunu öğrenince, seçeceği prensin özelliklerinin de çok önemli olduğuna karar verir. Böylece kendine prens bulma yöntemleri geliştirir. Canavar Avı yöntemi ile bir canavarı alt edip gelebilen güçlü bir prens adayı arar ancak sahtekâr prensler arasında aradığını bulamaz. Kurbağa Öpücüğü yöntemiyle tek tek kurbağaları öperek yakışıklı prensine kavuşmayı dener ama yine başarısız olur. Hastalanma yöntemiyle, kendini iyileştirecek prensi de bulamayacağını anlayınca çözümü iyilik perisinden yardım istemekte bulur.
İyilik perisinin Candi için yarattığı kusursuz prens adayı ise, tabi ki Candi tarafından beğenilmeyecektir çünkü masalımızın prensesi bildiğimiz prenseslerden değildir. Tek işi Candi’yi sevmek ve mutlu etmek olan prens, pek çok prensesin aksine bizim prensesimize yetmez, hatta Candi tarafından oldukça sıkıcı bulunur. Zaten matematiği bile sevmeyen biriyle nasıl bir ömür geçirecektir ki?
Masalın alışık olmadığımız detaylarla süslü gidişatı, sona yaklaştıkça alışılmışın daha da dışına çıkıyor. Gerek klasik masallarla kıyaslamaya alışık beyinlerimizi absürtlüğü ile şaşırtması gerekse de bir prensesin büyücü ile anlaşma yöntemi olarak matematik yarışını seçmesi, matematik bursu bulup üniversiteye gitmeye karar vermesi gibi pek çok küçük ama mizahi ayrıntı, bize masalların sıkıcı ve hep aynı olan sonlarından farklı bir son sunuyor. Ama en önemlisi prensesin güçlü ve akıllı bir karakter olarak kendi ayakları üzerinde durmaya karar vermesi, ömrünü geçireceği erkeği başkalarının dayatması ile ya da bir erkeğe muhtaç olduğu için değil, zamanı geldiğinde kendisi istediği için bulması, günümüz çocuklarına aktarılan toplumsal cinsiyet rolleri açısından umut verici. Yazar son cümle olarak da, gerçeklikten uzak ama hep inandırılmak istediğimiz “Sonsuza kadar mutlu yaşadılar” cümlesi yerine “Herkes becerebildiği kadar uzun süre mutlu yaşadı” cümlesini kullanarak en azından daha mantıklı olan umut dolu makullükte bir sonla bitiriyor.
Kitabın çizimleri aynı zamanda çizgi film çizeri de olan Qin Leng’e ait. Tam da bu yüzden hikâyenin çizgi filmi andıran tüm çizimleri kitabı bitirdiğinizde bir film izlemişsiniz izlenimine kapılmanızı sağlıyor.
Hem eğlenceli hem de alternatif bir peri masalı örneği sunan kitap, masallara ilgi duyan tüm yaş grupları için uygun.
Keyifli okumalar…
Ebeveynlere Faydacı Puanlama:
|
|
- DÜMTEK NECMİ’NİN MUHTEŞEM HİKÂYESİ - 24 Mart 2021
- DUT AĞACINDAKİ HAYALET - 9 Şubat 2021
- KİTAP TAMİRCİSİ TOPRAK - 7 Aralık 2020
FACEBOOK YORUMLARI