Özgür irade nedir? Belki de Bartleby’nin o meşhur cümlesi: “Yapmamayı tercih ederim”
Bir kitabı bitir… Uzun uzun düşün. Kendinle yüzleş. İnsanlıkla yüzleş. Sistemle yüzleş. Kendini tuhaf hisset. Huzursuz ol. Tekrar düşün. Üstelik bu kitap yüz yıl önce yazılmış olsun. İşte bir kitabın neden gerçek bir edebiyat eseri olduğunun kanıtı burada… Zihnini meşgul etmesi, huzursuz etmesi, kendini ve etrafını sorgulama hali… Kâtip Bartleby’den bahsediyorum. 1850 ‘de Herman Melville tarafından yazılmış ama hiç eskimemiş bir edebiyat şaheseri. Amerikan Edebiyatının klasiklerinden. Hatta yarattığı karakter yani Kâtip Bartleby, Kafka, Beckett, Derrida ve Albert Camus gibi filozof ve yazarların ilgisini çekerek hakkında sayfalarca yazı yazılmış.
İnsanların gittikçe daha çok köleleştiği bu dünya düzeninde bu köleleşme hali gittikçe daha çok sorgulanıyor. Bu bir paradoks gibi görünüyor. Sorgulandıkça kapitalizmin gerilemesi, şiddetinin azalması gerekir diye düşünüyor insan. Ama sistem içinde o kadar girift ve spiraller oluşmuş ki sorgulandıkça daha da karmaşıklaşıyor ve daha da şiddetleniyor. Ama eminim yüz yıl öncesinden Kâtip Bartleby gibi eserlerle sorgulanmaya başlayan bu içinde bulunduğumuz kıyıcı parçalayıcı dünya düzeni bir gün bir yerlerinden değişmeye başlayacak. Kaç nesil, kaç yıl sonra bilinmez ama mutlaka bu olacak.
Kitabın konusu çok basit: Küçük bir avukatlık bürosu. İşveren ve çalışan üç personeli. Sistemin tek tipleştirdiği sıradan insanlar olduklarından isimleri yok. Çünkü hepsi itaat ediyorlar. Sistem çarklarını böylece döndürüyor. İşte Wall Street denen dünyadaki vahşi kapitalizmin kısa bir özeti olan bu dönen çarka, bir gün bir küçük memur sopa sokuyor. Durup dururken… Efendisine yani egemenine itaat etmemeye başlıyor ve bunu oldukça nazik ve oldukça kırılgan bir dille yapıyor, yapmamayı tercih ediyorum, diyerek.
Bunu ilk okuduğunuzda, siz de bu sistemin bazen efendi bazen köle tarafında bir bireyi olduğunuzdan, bu cümle size çok komik ve çok saçma geliyor. Hayatın olağan akışına aykırı diye düşünüyorsunuz hemen. Nasıl yani, ne demek yapmamayı tercih etmek? Yapma o zaman, defol git, diyor efendi tarafınız. Köle tarafınız da bunu söylemeyi göze alamaz zaten. İşte bu cümleyi tuhaf veya komik bulma evresinden sonra bir adım daha giderek iktidar ilişkilerini ve derinliklerinde bütün bir insanlık tarihinin sorgulaması var.
Böylece, Herman Merville yeryüzünde bu sistemin içinde yaşayan her bireyin kendini konumlayabileceği ve kendi hakkında düşünebileceği bir atmosfer yaratmış. Özgür irade. Bu egemen/köle düzeninde ve gittikçe yükselen duvarlar arasında kaldıkça, son yıllarda daha yüksek sesle konuşulmaya başlanan “özgür irade” kavramı var. Ne kadar özgürüz? Kilit soru. Cevabı bu sistemin duvarlarını çatlatacak gibi görünüyor. Bir başka söylemle “yapmamayı tercih ediyorum” diyebilmek. Tabii ki bu cümle söylendiğinde, hesaplayamayacağınız ve asla kestiremeyeceğiniz sonuçların da göze alınması gerek. Nitekim Kâtip Bartleby öykünün sonunda yalnız başına yine her şeyi red ederek ölüyor. Özgür irade, belki de bu dünyayı terk etmek daha doğrusu terke edebilmek cesaretini göstermek demek.
Öyküyü şaşırtıcı ve düşündürücü yapan sadece anti kahramanımız Bartleby değil, katibinin çalışmaması karşısında onu anlamaya çalışan egemen bir zihniyet var. Ona acıyan, öfkelenen ama onu anlamaya çalışan. Bu kısacık kitabı yazar Herman Melville, avukatın ağzından öyle bir cümle ile sonlandırmış ki, sanki dünyanın gidişatının hüznü bu cümlede saklanmış. Ben de aynı cümle ile sonlandıracağım:
Ah Bartleby! Ah İnsanlık!
|
Okuma önerisi!Feride Cihan Göktan’ın incelemesi; “Bozkırkurdu Dans Eder mi?“
|
- YOKSULLUĞUN DERİN HALİ: AÇLIK - 18 Mart 2021
- Mahcubiyet ve Haysiyet - 7 Kasım 2020
- Martin Eden’i Okumak veya Okumamak - 22 Ağustos 2020
FACEBOOK YORUMLARI