Kimi eleştirmenlerin uzun hikâye olarak da değerlendirdiği Kayıp Aranıyor, 1953 yılında 36 bölüm halinde Hürriyet Gazetesi’nde tefrika edildikten sonra kitap olarak basılıyor.
Kızın babasına yazdığı mektupla biten uzun bir hikâye, sizi içinizdeki kayıp parçayı bulmak, sandıklara gizlediğiniz duygularınızı gün yüzüne çıkarmak için harekete geçirir. Sait Faik Abasıyanık’ın Kayıp Aranıyor adlı romanında, mutluluk, öğretilmiş değerler, bastırılmış duygular var. Yaşanılan yer ve yapılan işin insanların fikirlerine, yaşamına kattığı etki var. Ve de illa ki insan var, hayat var.
“Konsolosun kızı”, “Gazetecinin karısı”, “Balıkçı Cemal’in aftosu’, isimlerinin yükünü bir kenara bırakarak, bunların kendine kattıkları ve ondan hoyratça aldıklarıyla, hayatına çizeceği yeni rotayı babasına yazdığı son mektupla anlatan, trenden nerede indiği belli olmayan, bir daha kendisinden haber alınamayan Nevin’in hikâyesi. Yurt dışında yetişmiş, yaşam tarzı, fikirleri ve alışkanlıkları farklı, eski konsolos Vildan Bey’in kızı, mutluluğun peşinde savruluyor. Babasıyla ilişkisi, alışkın olduğumuz baba-kız ilişkisinin ötesinde bir dostluk içeriyor. Kızının hayatındaki anlamı, mutluluğu bulması için her zaman destek veren bir baba.
İhanete uğradığı gazeteci kocası Özdemir’le ayrılışı, kendisinin de içinde bulunduğu gazeteci cemiyetindeki mesleki ve ahlaki savruluşlar, yetiştirilme tarzı ve doğrularıyla yaşadığı toplumunkiler örtüşmediğinden sürekli yadırganması Nevin’in içinde bulunduğu girdabı şiddetlendiriyor.
Ankara’nın kuru soğuğuyla donan yüreğini, İstanbul’ da ısıtmak için dönen Nevin, bu kez de Balıkçı Ali Ağa’nın oğlu Cemal’le yakınlaşıyor. Farklı dünyalar, aynı coşkun duygularla birleşiyor. Şimdiye kadar sahip olduğu mevki ve yeteneklerin kendisiyle özdeşleşmediğini düşünmeye başlıyor Nevin. İçindeki sonu gelmez arayışını İstanbul’un küçük bir kasabasında Cemal’le ve arkadaşlık yaptığı kasaba halkıyla devam ettiriyor. Ancak yine yerine yerleşemiyor. Bu kez de annesi başta olmak üzere, yöre halkı ve en son Cemal’in fikirleri, Nevin’i basit bir hayat ve saf bir sevgiyle düşlediği mutluluğa ulaşmasına engel oluyor. Sonunda her şeyi geride bırakarak, kayıp benliğini sil baştan başlattığı serüveninde bulmak için, nüfus kâğıdında yazan diğer ismiyle, Ayşe olarak yola çıkıyor.
Babası, ardından Nevin için kayıp ilanları veriyor. Baba kızını bulamıyor, biliyoruz ama Nevin aradığını bulabiliyor mu onu bilmiyoruz. Zaten önemli olan da nereye gittiğinden çok yolculuğun kendisi değil mi? Kayıp Aranıyor, insanın içsel yolculuğunu, özgürlük, mutluluk, tutku ve huzur arayışlarını anlatıyor. Yazar bu konuyu, insanların öğretilmiş değerlerinin, yaşam tarzının ve sabit fikirlerin gölgesinde, Ankara’da, İstanbul’da, bazen de bir Fransız kasabasında işliyor. Yabancı bir meczubun gözlerinde, gürültülü ziyafet sofralarında, kalabalık bir belediye otobüsünde, bazen de bir vapur güvertesinde hayat sorularımızın karşılığını buluyoruz.
“Kayıp Aranıyor” öykücü kimliğiyle edebiyat dünyamızın ustalarından olan Sait Faik Abasıyanık’ın ikinci ve son romanı. Kimi eleştirmenlerin uzun hikâye olarak da değerlendirdiği bu kitap, 1953 yılında 36 bölüm halinde Hürriyet Gazetesi’nde tefrika edildikten sonra kitap olarak basılıyor. Abidin Dino’nun, Sait Faik’i tanımakla ilgili olarak “yeni bir ada keşfetmiş sayılırsınız.” sözünü doğrularcasına, her sayfasında dilin, anlatımın ve hikâyenin tazeliğine, zenginliğine kapılıyorsunuz. Okul yıllarında 100 temel eser kapsamında Sait Faik’in öykülerini zoraki okunulduysa, bu kitapla Sait Faik’in romancı kimliğiyle yeniden tanışılmalı.
|
- ÖLÇÜLEBİLİR BİRİMİ OLMAYAN DUYGULARA İTHAFEN YAZILMIŞ BİR ROMAN - 6 Şubat 2020
- NAR TANELERİ NEREYE SAVRULUR? - 9 Ocak 2020
- YÜRÜDÜĞÜMÜZ YOLDA AŞK VAR - 8 Aralık 2019
FACEBOOK YORUMLARI