Kim korkar modernizmden?

Modernizm nedir, ne değildir, modernite ile arasındaki farklar nedir gibi en temel konulardan başlayarak eğlenceli bir dille modernizmin abc’si anlatılıyor.

Birçok insan için sanat, edebiyat, felsefe, siyaset, psikoloji, müzik vs. kuramlarını, akımlarını ya da bu alanlarla ilgili herhangi bir kitabı okumak zordur. Çoğu insan merak etmez ama düzenli kitap okuyan ve bu alanlara merak duyan biri için bile konuyla ilgili kitapları okumak göz korkutucu olabilir. “Ciddi” olarak nitelendirilen kitaplar ağır, anlaşılmaz ya da belirli bir kesime hitap edecek bir dil kullanılarak yazılması gerekiyormuş gibi düşünüldüğünden ve çoğu kitap buna uygun hareketle yazıldığından, aslında haksız değiller doğrusu. Herhangi bir konuda genel olarak fikir sahibi olmak ve merakını gidermek isteyen bir okur, mümkün olduğunca gündelik dil kullanılarak yazılmış bir kitap istemekte haklı.
Neyse ki bu konuya biraz olsun çözüm getirebilecek cep kitapları var. Çeşitli yayınevlerinin çıkardığı seriler ilgi alanına göre okuru basitçe bilgilendirebilecek, isterse daha ayrıntılı bilgi sahibi olması için başlangıç yapmasını sağlayabilecek şekilde hazırlanıp yayınlanıyor.

NTV yayınlarını yeni yeni keşfetmeye başlamış biri olarak “Modernizm” kitabı ile karşılaşmak hoşuma gitti. Daha önceki yazılarımdan birinde aynı yayınevinin merak konusunu işleyen bir kitabını anlatmıştım. Olabildiğince sade ve gündelik dille yazılmış olan bu kitap çok hoşuma gitmişti. “Modernizm” i görünce heyecan duymam doğal oldu bu durumda.

Küçüklüğümden beri güzel sanatlarla, özelikle de resimle alakalı biri olarak pek çok kitap okumuşluğum, bir sürü resmi saatlerce ayrıntıları ile incelemişliğim vardır. Güzel sanatlar alanı ile ilişkisi neredeyse tamamen alaylı biri olarak ben de kuram, akım vb. anlatan kitaplara temkinle yaklaşma eğilimindeyim. Konuyla alakası akademik olmayan her okur gibi ben de bütün o “izm” konularını sade bir dille anlatan kitapları tercih ederim. Sanat şu bu içindir tartışmalarını bir kenara bırakırsak yurdum insanının sanata uzak kalmasının sebeplerinden biri de biraz bu kitapların güven sarsan yapısı oluyor düşüncelerime göre. “Yüksek sanat” denilen uygulamaları anlamlandırmak sokaktaki insan için zor olunca bu konuları araştırmak bir yana, merak duygusu uyandırması bile pek kolay değil. Evet, genel olarak televizyon kanallarında yayınlanan o bitmek bilmeyen uzunluktaki dizileri izleyen bir kesim mevcut ama bundan uzak duran insanların ilgisini sanata çekme işi biraz da yayınevlerine kalıyor.

Tekrar kitaba dönersek, Modernizm nedir, ne değildir, modernite ile arasındaki farklar nedir gibi birçok açıdan ele alınışı konuyu açıklamaya oldukça yardımcı olmuş. Sanatın, felsefenin, siyasetin, psikolojinin, müziğin, sinemanın hatta fen bilimlerinin bile farklı açılardan bakarak ufuklarının açılmasını sağlamış moderizm. Ama öncüllerine burun kıvırarak ve çığır açıcı diye nitelendirerek giriştikleri bu akımın da zamanla klasikleşmesi, sınırları zorlama amacıyla düzenlenen apayrı galeri ve sergilerin bir zaman sonra önde gelen müzelere dönüşmesi ayrı bir ironi meydana getirmiş kitaba göre.

Kitabın kuram, akım anlatan diğer kitaplardan farkı az ve öz cümlelerle hap bilgiler vermesi ve bunları karikatür, kolaj vs. gibi görsellerle desteklemesi. Olaya esprili şekilde yaklaşması sanatın ve diğer alanların birçok kişinin düşüncesindeki o “soğuk, halka uzak” duruşunu kırıp herkesin ilgilenebileceği, merak duyabileceği ve öğrenmeye çalışabileceği fikrini vermiş. Serinin diğer kitaplarını inceleme fırsatı bulamadım ama okuduğum bu kitapta ressamların, müzisyenlerin, psikoloji, siyaset, felsefe vs alanlarındaki isimlerin fotoğraflarının, eserlerinin karikatürize edilmesi, bazı filmlerden sahnelerin çizimlerinin yer alması, bütün bu görsellerin çoğunun kolaj şeklinde birbirinin üstüne bindirilmesi, konuşma balonlarının ve slogan yazılarının eklenmesi kitabı muzip bir şekle büründürmüş. Öncelikle güzel sanatlar olmak üzere diğer birçok alanda oyunu, espriyi, çocuksuluğu her zaman çok seven biri olarak böyle bir kitapla karşılaşmak güzel geldi.

Kitabı okurken tanıdığınız isimlerle de karşılaşıyorsunuz, aynı zamanda hiç duymadığınız kişilerle de. Çok ayrıntılı anlatmıyor ama konuya ve gelişmelere önderlik etmiş insanlara merakınızı körüklüyor, daha çok araştırma dürtüsü uyandırıyor. Pek çok alanda yaşanmış olan bu akım anlatılırken bir yandan dönemin –ki dünya savaşlarının yer aldığı bir zamandan bahsediyoruz- tarihini de basitçe gözden geçirmiş oluyorsunuz.

Yazının başında değindiğim sadelik konusundan ele alırsak, olabildiğince rahat okunan bir kitap olmuş, hele de polisiye kitapları ile tanıdığımız Algan Sezgintüredi çevirisi ile okumak ayrı bir hoşluk katmış bence.

Roman okumanın insanı gündelik hayattan koparan sürükleyiciliği her zaman çok güzel ama arada evrene bakış açımızı değiştirecek konulardan bahseden edebiyat dışı kitaplar okumanın tatmin edici keyfini yaşamak isteyen okurlar için bir alternatif olabilecek bu kitabı öneririm. Belki serinin diğer kitaplarını da benim gibi merak edip alma dürtüsüne kapılabilirsiniz, kim bilir…

  • MODERNİZM – 20.yüzyılın kültürünü anlamak için çizgibilim
  • Yazan: Chris Rodrigues – Chris Garratt
  • Çeviren: Algan Sezgintüredi
  • 176 sayfa
  • NTV Yayınları, Şubat 2016
Perge Dündar
Latest posts by Perge Dündar (see all)
Vinkmag ad

Read Previous

Kaan Arslanoğlu: Dogmalar soldan temizlenmeli, bilime yer açın!

Read Next

Kendi Mutsuzluğuna Düşenlerin Romanı: F

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *