KitapEki Takipçilerinin Seçtiği 2016’nın En İyi 5 Bilim-Kurgu/Fantastik Kitabı

KitapEki takipçileri 2016 yılının en iyi bilim-kurgu/fantastik kitaplarını seçti. Bütün bir yıl boyunca rafları dolduran yüzlerce bilim-kurgu/fantastik kitabı arasından en iyileri seçmek oldukça zorlu bir iş. Kitabın en iyisini seçmek ise görecelidir. Bize göre sizin en beğendiğiniz kitap en iyisidir…

www.kitapeki.com takipçileri düzenlediğimiz oylamaya oldukça yoğun bir ilgi gösterdi ve kendi beğenilerine göre en iyileri oyladılar. Binlerce takipçimizin katıldığı oylamamızda işte öne çıkanlar… Aşağıdaki liste yüzlerce iyi bilim-kurgu/fantastik kitabı arasından takipçilerimizin beğendiği en iyi 5 bilim-kurgu/fantastik kitabının sıralamasıdır.

KitapEki olarak ilk yılımızı geride bırakırken ilk kez bir oylamaya imza attık. Belki eksiklerimiz vardı, belki gözden kaçırdıklarımız oldu. Ama şunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki tüm yıl boyunca sizlere dolu dolu bir içerik sunduk. Önümüzdeki yıl ise şimdiye kadar yaptıklarımızdan çok daha iyisini yapacağız. 2017’de yine birlikte olalım, daha çok kitap okuyup, okutturalım… Bir nebze de olsa karanlığı aydınlatalım…

1

Krizalitler

Bilim-kurgunun altın çağı olarak bilinen 1950’li yıllarda yazılan “Krizalitler” ülkemizde de tam bir altın değerindeydi. 1978 yılında baskısı yapılan kitap bilim-kurgu severlerin elde etmek istediği fakat sahaflarda dahi ulaşamadığı bir kitap olma özelliği kazandı. Bu kitap aynı zamanda ülkemizde yayınlanan ilk John Wyndham kitabı olma özelliğini taşır.

Niran Elçi tarafından tekrar Türkçeleştirilen kitap bundan binlerce yıl sonrasında geçmektedir. Dünyada “Büyük Gazap” yaşanmış tüm doğa ve yaşamlar farklılaşmıştır. Doğada bulunan her şey artık eskisi gibi değildir. Büyük Gazap’ın etkisiyle sebzeler, ağaçlar, hayvanlar ve özellikle insanlar farklılık göstermektedir. Tüm farklılıklar ise Waknuk Bölgesi halkı tarafından “sapkınlık” olarak tariflenmektedir. Hükümetin görevlendirdiği yerel müfettişler “saf ırk” olma standartlarına karar verirler. Tarım arazilerinde üretilen ürünlerden tutun da, yeni doğan bebeklerin hepsi bu standartlara uygun olmak zorundadır. Büyük Gazap’ın etkisiyle yeni doğan insanlarda görülen fiziki farklılıklar toplum tarafından ‘mutantlık’ olarak adlandırılmıştır. Evlerin duvarlarında ‘Mutantlara Dikkat Edin!’ yazar ve tüm halk “sapkınlara” karşı son derece dikkatlidir.

Gün Çağ Aydın’ın kaleme aldığı yazı için TIKLAYINIZ

2

Elçilik Kenti

Bilim kurgu ve fantastik edebiyatın “Nobel”i sayılan Arthur C. Clarke Ödülü’nü üç kez kazanan tek yazar China Miéville’in Elçilik Kenti; dilbilim ile politikanın iç içe geçtiği bir tuhaf bölge, yazarın düşünsel, kurgusal ve biçimsel yetkinliğinin zirveye ulaştığı bir sanat yapıtı. Kitap 2012 yılında En İyi Bilim Kurgu Romanı seçilerek Locus Ödülü’nü kazandı.

Bazen’in kıyısında Herzaman’ın içinde bir dünyayı merkezine alan Elçilik Kenti, okuyucularını zaman ve uzamda benzersiz bir dalış macerasına davet ediyor. Roman, insanların, egzotların ve kendine özgü bir tür olan Ev Sahipleri’nin birlikte yaşadığı Arieka gezegeninde geçiyor. Arieka’da yaşayan bu farklı türlerin iletişiminin yegâne yürütücüsü ise birer genetik mühendislik ürünü olan Elçiler; ta ki beklenmedik bir başka Elçinin oraya gelişine dek…

Kitabın baş karakteri dalgıç Avice Benner Cho, Dışarı’da yaşadığı maceralar ve edindiği deneyimlerden sonra döndüğü Arieka kadar karmaşık ve gizemli. Ariekalılar içinse bir “benzetme”. Miéville’in, odağına dilin gücünü ve dilin sonsuza açılan ihtimallerini koyduğu bu romanında, incelikli bir diplomasiye, yeni elçinin varışıyla beraber farklılıkları bir arada tutan hassas dengelerin bozuluşuna; bir yandan da yeni bir dengenin doğum sancılarına tanık oluyoruz. Artık ne güvenebileceği bir aşkı ne de kendini güvende hissedebileceği bir evi olan, tüm ihtimallerle birlikte kaygan bir zeminde sürüklenen Avice ile birlikte…

“Bu genç yazarın kendisini göstermesini ve bilim kurgu sanatını, son zamanlarda ‘güvenli’ okuyuculuğa yatırım yapan yayıncılığın gerileticiliği ile postmodernizmin bütün formlar ve formsuzluklarla ortaya koyduğu hayret verici değişim ve gelişim vaatleri arasında sıkıştıran ataletin dışına çıkardığını görmek bir sevinç kaynağı. Elçilik Kenti tam anlamıyla yetkin bir sanat eseri.”
Ursula K. Le Guin

3

Başlama Yeri

Başlama Yeri, Ursula K. Le Guin’in en önemli yapıtlarından biri; fantastik edebiyatın nadide metinlerinden. Aşkın, tutkunun, hayalgücünün ve serüvenin iç içe geçtiği roman nefes kesen olaylarla yüklü.

Romanın esas karekterlerinden biri olan Hugh Rogers tekdüze ve sıkıcı hayatından bıkıp usanmıştır. Hayatını değiştirmek için çaba göstermektedir. Arayışları sonuç verir ve derken günün birinde beklenmedik bir şey olur: Hugh Rogers kendisini cennetten farksız, değişmeyen alacakaranlığıyla Tembreabrezi’ye, yani “başlama yerine” götürecek olan kapıyı bulur. Irena Pannis ise başlama yerini bulduğunda henüz on üç yaşındadır. Aradan yedi yıl geçer, Irena Pannis büyüyüp serpilir, genç ve güzel bir kadın olur. Dağkenti’ne izinsiz giriş yapan Hugh Rogers ile karşılaşır. Bu karşılaşmanın hemen ardından devasa bir gölge Dağkenti’ni yıkmakla tehdit eder. Hugh ve Irena bu gölgeyi bulup kovmak için bir araya gelir ve yola çıkarlar. Yolculuk esnasında birbirlerine âşık olurlar. Yeni bir başlangıca ya da kaçınılmaz bir sona doğru mu sürüklenmektedirler..?

4

Yıldız Gemisi Askerleri

Kitap askerlik üzerine çarpıcı bir hikayeye sahipken toplumsal konuları ele almaktan da geri durmuyor. Oy hakkı üzerinden üzerinde çok tartışılacak fikirleri kitabın içine yediriyor. Hikayenin geçtiği Terra Federasyonu’nda insanlar arasında hiçbir ayrım yoktur. Cinsiyet, din ve başka hiçbir özellik üzerinde bir ayrım tarif edilmez. Ancak hikayede insanların vatandaşlar ve siviller olarak ikiye ayrıldığını görüyoruz. Vatandaşların hak ve özgürlükleri sivillere göre çok daha geniştir. Vatandaş olmanın ise bazı koşulları vardır. Siviller eğer vatandaş olmak isterlerse 2 yıl askerlik yapmak zorundadır. Askerlik görevinin ardından ise kamuda çalışma ve oy hakkı kazanırlar.

Roman savaşa dair geliştirdiği bakış açısıyla bir çok tartışmayı da içinde barındırıyor. Savaşın tek başına şiddet ve öldürmek olmadığına dair bir fikre sahip olan bölük komutanı Çavuş Zim, savaşın amacını hükümetin kararlarını güç kullanarak desteklemektir diyor. Profesyonel bir askerin ağzından dökülen bu sözler günümüz koşullarına göre düşünüldüğünde objektif bir bakış açısına sahip. Güçlü olanın güçsüz olanı alt ederek ona dilediğini yaptırmanın bir aracı olarak tarifliyor savaşı. Çavuş Zim, düşmanın sadece öldürmek için öldürülemeyeceğini düşünüyor.

Yazar Robert A. Heinlein’ın 1959 tarihinde kaleme aldığı roman üzerine oldukça fazla tartışma yürütüldü. Kimi kesimler romanın militarizmin hatta belli noktalarda faşizmin bir savunusu olarak nitelendirdi. Romanın tartışmalı bölümlere sahip olduğunu söylemek mümkün, ancak oldukça fazla yerde ise militarizmin eleştirildiğine dair tespitlere de yer verildiği söylenebilir.

Üzerine çokça konuşulan Yıldız Gemisi Askerleri’ni okuyup, üzerine tartışma yürütmek okuyucuyu ilerletecektir. İthaki Yayınları’nın böyle bir klasik eseri okuyucusuyla buluşturması ise bilim-kurgu severler açısından oldukça önemli bir gelişme olarak nitelendirilmeli.

5

Ruhlar Kütüphanesi 

Tuhaf çocukların hikayesi, serinin üçüncü kitabı Ruhlar Kütüphanesi’yle son buluyor. Olağanüstü güçlere sahip bir çocuk. Ölümcül canavarlardan oluşan bir ordu. Tuhafların geleceği için verilen destansı bir savaş.

Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları ile başlayan ve Gölge Şehir ile devam eden macera, Ruhlar Kütüphanesi’nde nefes kesici bir son buluyor. Öykümüz on altı yaşındaki Jacob’ın yeni bir özel güç keşfedip, tuhaf yoldaşlarını sıkı korunan bir kaleden kurtarmak için tarihin içine dalmasıyla başlıyor. Bu yolda Jacob’a, ateşi kontrol edebilen Emma Bloom ve kayıp çocukları bulmakta üstüne olmayan Addison MacHenry adlı bir köpek eşlik ediyor.

Günümüz Londra’sından, Viktorya İngilteresi’nin en korkunç mahallesi olan Şeytanın Arka Bahçesi’nin labirentvari arka sokaklarına seyahat edecekler. Burada, bütün tuhaf çocukların kaderleri belirlenecek. Serinin önceki kitaplarında olduğu gibi, Ruhlar Kütüphanesi heyecan verici fantazi ile daha önce hiç basılmamış eski fotoğrafları ve eşi benzeri olmayan bir okuma deneyimini kusursuz biçimde bir araya getiriyor.

Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

HAYIR’lı Bir Roman

Read Next

10 kitapla her işte vardır bir “HAYIR”

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *