
Oğlu Nâzım Hikmet yirmi sekiz yıllık hapis cezasının on ikinci yılında ölüm orucuna başlayınca, bir panter gibi ileri atıldı ve büyük şairi, ölümün kıyısından çekip aldı.
Celile, koca yürekli Nazım’ın koca yürekli annesi. Herkes Nazım Hikmet’i bilir, bense artık Celile’yi.
Celile, Osmanlı’nın en nüfuzlu ailelerinden birine sahip, Osmanlı’nın en önemli devlet adamlarından biri olan Hasan Enver Paşa’nın kızıdır. Ayrıca Osmanlı’nın ilk kadın nü ressamı olarak da tanıtır kitap bize Celile’yi. Günümüzde bile zor bulunabilecek türden bir kadın olan Celile okumayı, araştırmayı ve resim yapmayı çok sever. Öğrendiklerini ve düşündüklerini sık sık kayınpederi Mehmet Nazım Paşa ile tartışmaktan büyük zevk duyar. Bir de kocası vardır. Hiçbir zaman Celile’ye yetememiş; elini attığı hiçbir işte tam olarak başarılı olmamış, arkasını çoğu zaman babasına dayamış bir adam, Hikmet.
Celile eskiden beri alıştığı rahat ve zengin hayatına kayın pederinin Halep’e atanmasıyla yavaş yavaş veda etmeye başlamıştır. Eşinin İstanbul’dan umudunu keserek babasının ardından gidip Halep’te yeni bir iş ve yeni bir hayat kurma hayali yüzünden Celile de yollara düşmüş ve Halep’ e yerleşmiştir. Bu arada İstanbul’da doğmuş olan küçük Nazım büyürken Celile de ikinci çocuğuna hamiledir. Ne var ki zaman ilerledikçe kocasında hiçbir değişiklik görmeyen Celile İstanbul’a geri döner ve kocasından boşanır. Sonraları bir şekilde tekrar nikahları kıyılır. Fakat elbette aralarında herhangi bir aşk yoktur.
Celile artık eski ve rahat hayatını çok gerilerde bırakmış ve daha sade ve sakin bir hayata başlamıştır. Geçen yıllar içinde büyüyen Nazım en büyük hayali olan Harbiye’ye başlamış; vatan, millet aşkıyla yanıp tutuşmaktadır. Nazım’ın okuldan edebiyat öğretmeni olan Yahya Kemal Beyatlı ile Celile tesadüfen bir arkadaş ortamında tanışmışlar ve birbirlerine aşık olmuşlardır. Ne var ki Celile hem evli bir kadındır hem de o dönemin şartları bu yasak aşka izin vermeyecektir. Fakat Celile bu aşk uğruna hiçbir fedakarlıktan kaçınmamış Yahya Kemal’le daha sık görüşebilmek için Büyükada’da bir ev bile tutmuştur. Ne var ki çıkan dedikodular bu yasak aşka zaman içinde zarar vermiş ve bitmesine neden olmuştur. Yahya Kemal Celile yüzünden tehditler almaya başlamış hatta Nazım’dan bile iyi şeyler işitmemiştir. Bunun üzerine şu mısraları yazarak bu aşka bir son vermiştir:
Gönlümle oturdum da hüzünlendim o yerde,
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar ağarırken konuşurduk tepelerde,
Sen nerde o fecrin ağaran dağları nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Hulyâ gibi yalnız gezinenler köye indi,
Ben kaldım, uzaklarda günün sesleri dindi,
Gönlümle, hayâlet gibi, ben kaldım o yerde.
Nazım da Yahya Kemal’i bir öğretmen olarak çok severken asla bir baba olarak görmeyeceğini yazdığı şu notta çok net bir biçimde belirtmiştir:
“Muallimim olarak girdiğiniz bu eve , babam olarak giremeyeceksiniz.”
Tüm bu olanlar Celile’yi elbette çok etkilemiştir. Hem bir kadın olarak duyguları sarsılmış hem de bir anne olarak Nazım’a söz geçiremememin verdiği hüznün altında ezilmiştir. Çünkü o dönemlerde şiirlerini yazmaya başlayan Nazım önce vatan için Milli Mücadeleye katılmış ardından Rusya’ya gitmiştir. Rusya dönüşünde büyük sıkıntılar yaşamış, hiçbir şiiri yayınlanmamış ve yıllarca hapislerde yatmıştır. Annesi yıllarca evlat hasretinin acısı altında ezilmiştir. Artık tüm bu olaylar Nazım’ın canına tak etmiştir, yaşı da bir hayli ilerlemiştir ve açlık grevine başlar. Bu duruma daha fazla dayanamayan Celile oğlunu kurtarmak için çeşitli çareler aramaya koyulur. Uzun bir süre sonra Nazım kurtulur ve hapisten çıkar fakat ne var ki bundan iki yıl gibi kısa bir süre sonra Celile dünyaya gözlerini kapar.
![]()
|
- Dünyayı Güzellik Kurtaracak - 6 Şubat 2017
- Koca yürekli Nazım’ın koca yürekli annesi - 13 Şubat 2017
FACEBOOK YORUMLARI