Konstantin’in Sırları

Sırlarıyla, gizemleriyle son derece sürükleyici tarihi bir kurgunun altına imzasını atan Matilde Asensi’nin Konstantin Mührü ilginizi çekecek hiç şüphesiz.

Sırları seviyoruz. Gizemleri de. Sırlar ve gizemler heyecanımızı cezbediyor hiç şüphesiz. Çünkü kadim anlatı geleneğinin baş tacı onlar. O yüzden sanatın dalları, özellikle edebiyat tarafından destekleniyor hemen hemen her tür kitapta baş köşeye kurulabiliyorlar. Merakımızı sarıp sarmalama özelliği bir yana sırlar ve gizemler sanki sadece bizim kulağımıza fısıldanıyor. Bir kitap yüzbinlerce satsa bile.

Da Vinci Şifresi’ni hatırlıyorsunuzdur. Çok kısa sürede yüzbinlerce satan kitap sinema sektörünün de hemen ilgisini çekmişti. Bunun sırrı neydi? Gizemler, olağanüstü olaylar niye bu kadar ilgimizi çekmekte? Neyi bulmaya çalışıyoruz? Her okuyucunun dimağında bu tür kitapları okurken farklı duygular oluşuyor muhakkak fakat ortak olan şey okuyucunun bu tür kitaplara kayıtsız kalamayışı.

Epsilon Yayınları tarafından yayımlanan Konstantin Mührü gibi gizemlerle ve tarihi sırlarla dolu bir kitabı okumayalı uzun zaman olmuştu. Kitabın yazarı Matilde Asensi özellikle tarihi romanlarda uzmanlaşmış İspanyol bir gazeteci. Yazarın bu özelliğini kitap boyunca hissediyorsunuz. Bu gizemli ve sırlı hikaye boyunca verilen ayrıntılar, sorulan sorular ve cevaplar bir okuyucu olarak merak duygunuzu kamçılıyor. Sır, hatta sırlar var ve bunun peşine düşüp çözmek istiyorsunuz. Tıpkı araştırmacı bir gazeteci gibi ve Asensi bu işi kendisi gibi kadın bir karaktere veriyor ki, bunu yaparak kurguyu daha hareketli, çatışmalı, karmaşık, ulaşılması güç bir noktaya taşıyor.

Kahramanımız Vatikan’ın Gizli Arşivler sorumlusu Ottavia Salina. Vatikan’ın bodrum katında bir çalışma masası bulunan, tarihin en eski yazıtları üzerine çalışmalar yapan, diğer Vatikan çalışanları tarafından pek de sevilmeyen fakat oldukça yetenekli, meraklı ve işini iyi yapan bir paleograf. Yani eski yazı çeşitlerini inceleyen Salina’nın kilise ile laboratuvar arasında geçen son derece sıradan hayatı  kendisine baş piskopos  tarafından verilen yeni göreviyle bir anda değişecektir.

Etiyopyalı bir adam tuhaf sembollerle dağlanarak korkunç bir şekilde öldürülmüştür ve bu semboller Vatikan’ın ilgisini çeker. Sembollerin araştırılması görevi Vatikan’ın en üst yetkililerince Salina’ya verilir. Kendisine verilen bu iş üzerinde çalışmaya başlamasından itibaren yapması gereken kendi işlerini bir kenara bırakan Salina kendini cesedin üzerindeki sembolleri çözmeye adar. Fakat işler beklediği gibi gelişmez. Kontrolden çıkma noktasına kadar gelir. Bu semboller için dünyanın dört bir yanındaki tüm kiliseler devreye girer. Yüzyıllar önce unutulmuş olan Konstantin Mührü dahil olmak üzere yedi farklı haçla dağlanan beden Salina’yı Hristiyanlığın kadim kardeşlik sırlarıyla karşı karşıya getirir.

İsviçreli Muhafız Röist ve Kıpti Profesör Farag da bu zorlu görevde Salina’ya yardım etmeye başlarlar. Semboller onları hiç ummadıkları bir sonuca ulaştırır: İsa’nın çarmıha gerildiği Gerçek Haç’a. Ve tabii dünyanın çeşitli kiliselerinde araştırmalar yaparken her dönem dünyanın başkenti olmuş eski adıyla Konstantinapolis, yani İstanbul’a da yolları düşecektir. Da Vinci’nin Şifresi’nde söz konusu olan tabloların yerini Konstanti’nin Şifresi’nin hikayesinde Dante üstlenecek edebiyatın kadim eseri İlahi Komedya’nın çizdiği yolu takip eden Salina antik başkentlerde ölüme çok yaklaşırken sırların ortaya çıkardığı hayatları ve inançları sorgulamaya başlayacaktır.

“Bunlar, dünyevi kibirlerini kırmak için devasa taşların ağırlığıyla ezilen, dar katta acı içinde ilerledikleri sırada dizleri göğüslerine bastıran ve yüzleri yorgunluktan büzüşen yabancıların ruhladır. İsa’nın durumlarına uygun duasının tuhaf bir halini naklediyorlardı: “Ey, zorunlu olduğu için değil, ilk yaratılarını daha çok sevdiği için göklerde oturan Babamız…” XI. Kanto böyle başlıyordu. Çektikleri acıları görünce dehşete düşen Dante “dönen yıldızlara” kısa süre içinde ulaşmaları için onlara Araf’ta hızlı bir geziye çıkmayı teklif eder. Daha iş bitirici olan Vergilius ise ruhlardan kendilerini ikinci kata giden yolu göstermelerini rica eder.”

Sırlarıyla, gizemleriyle son derece sürükleyici tarihi bir kurgunun altına imzasını atan Matilde Asensi’nin Konstantin Mührü ilginizi çekecek hiç şüphesiz. İnsanlık kurdukları şehirler, mabetler ve inançlarla birbirlerinden ayrılamayacak bir bütün aslında. Hikayeyi okudukça ve içine sürüklendikçe bunu da anlıyorsunuz ki hikayenin asıl cezbedici, merak uyandırıcı tarafı da bu. Bu tür kitapları seviyorsanız kaçırmamanız dileğiyle.

  • Konstantin Mührü
  • Yazar: Matilde Asensi
  • Çeviri: Müge Hestbek
  • Türü: Roman
  • Baskı Yılı: Nisan 2019
  • Sayfa Sayısı: 459 Sayfa
  • Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Aynur Kulak
Vinkmag ad

FACEBOOK YORUMLARI

Yorum

Read Previous

Bilirsin… Kalbinden başka hiçbir yerde uyuyamam

Read Next

İYİ EBEVEYN OLMAYA YEDİ ADIM: ANNE BABA SİHRİ

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Lütfen gördüğünüz rakamları bitişik olarak yazınız! *