![](https://kitapeki.com/wp-content/uploads/2018/07/02072018-kucuk-kosucular.png)
Küçük Koşucular, sade anlatımıyla okuru kolayca sararken, etkileyici sonu ve olay örgüsü ile de zihnini uzun süre meşgul eder. Liam’ın koşunun sonunda hayata ve koşuya olan bakış açısının değişmesi de olgunlaşma anlatılarını çağrıştırır. Bu anlamda Küçük Koşucular, okuma serüvenine henüz başlayan çocuk okurlar için serüvenin devamı konusunda hem estetik hem de düşünsel açıdan iyi bir rehber ve yol arkadaşıdır.
Okumak, öğrenmek, büyümek ve kısacası hayat, büyük bir serüvendir. Okuma serüvenine henüz başlamış okurların tanıştığı kitaplar da, onlara bu serüvenin tamamını etkileyecek bir estetik zevk kazandırır ve onların hayata bakışını şekillendirir. Bu anlamda okurların tanışacağı ilk kitaplar, özdeşleşebileceği ilk karakterler ve içine girecekleri kurmaca dünyalar düşündüğümüzden çok daha önemlidir. Minik okurlara tavsiye edebileceğimiz bu ilk kitaplardan biri de David Almond‘un Küçük Koşucular adlı öykü kitabıdır. Geçtiğimiz Mayıs ayında Günışığı Kitaplığı etiketiyle rafa çıkan kitap, hayat serüveninin henüz başındaki bir çocukla onu tamamlamak üzere olan mutlu bir ihtiyarı buluşturur ve etkileyici bir okuma deneyimi sunar.
Kitabın on bir yaşındaki kahramanı Liam, yakın bir arkadaşıyla birlikte geleneksel Büyük Kuzey Gençler Koşusu’na katılmaktadır. Koşu için antrenman yapacağı gün annesi; kendi evinden bir bakımevine taşınacak olan yaşlı Harry Miller’ı ziyarete gitmek için Liam’a çok ısrar eder. Bunu gönülsüzce kabul eden Liam’ın kafasında ise fırtına gibi koşma ve bitiş çizgisine gelme hayalleri dolaşmaktadır. Harry Miller’ın evinde gerçekleştirecekleri kısa sohbet ise onun bu koşuya bakışını epey değiştirir.
Liam, Harry’nin de arkadaşlarıyla bu koşuya katıldığını ve tam yirmi bir kilometre koştuğunu öğrenince yaşlı adamın hikayesi ilgisini çeker. Öykünün en etkileyici yanı ise buradaki koşunun aslında hayatı temsil etmesidir. Yaşlı adam, hayatındaki en güzel dondurmayı bu koşu esnasında yer ve unutamadığı aşkı Veronica ile bu koşuda tanışır. Koşucuların yaşı on yedi iken Harry ve arkadaşları on bir yaşındadır, yani koşuya altı yaş küçük katılmışlardır. Ancak acele etmezler. Kazanma hırsıyla etrafındaki güzellikleri fark edemeyen birçok insanın aksine, onlar bu koşuyu dinlenerek, insanlarla konuşarak ve selamlaşarak tamamlarlar. Koşunun sonu ise kocaman bir denize çıkar. Birlikte yüzmek ve eğlenmek, onlar için en güzel ödül olur. Yaşlı adam da Liam ve annesine, “Biliyor musunuz,” der, “En büyük başarım mutlu olmak, hep mutlu oldum ben.”
Hayat koşusu devam ediyor
Harry, doğduğu ve hayatını geçirdiği evden bakımevine hiç taşınamaz. O gün, Liam antrenmana gittiği sırada ölüverir. Öykü, yaşlı adam aracılığıyla ölümden sonraki hayat ve cennet gibi kavramlar üzerine de düşündürür. Harry, “Dedikleri gibi bir cennet var mı?” diye sorduktan sonra, “Önemi de yok belki. Cennet budur belki. Ömrümüzün en güzel günlerinde yaşıyoruz cenneti belki, denize koştuğumuz o gün ve başka günler gibi.” diye ekler.
Yaşlı adamın hayat koşusu üzerine yaptığı bu sohbet, Liam’ı oldukça etkiler. Koşunun sonunda arkadaşının bitiş çizgisine Liam’dan önce varması, onu hiç üzmez, aksine mutlu eder. Çünkü onun amacı artık fırtınalar estirmek ve madalya kazanmak değildir. O, kendi cennetini bulmuş ve mutlu olmuştur: “Koşuyu tamamlamıştık ve kendimizi o kadar özgür ve hafiflemiş hissediyorduk ki, sanki cennetin içine kadar koşmuşuz gibi geldi bana.”
Kitabın sonunda Liam ve annesi, koşu alanında tıpkı genç Harry ve arkadaşlarına benzeyen bir koşucu grubu görür ve gruptan bir genç, onlara tanıyormuş gibi el sallar. Bu da oldukça etkileyici bir sondur. Çünkü bu olay, birçok insanın doğarken birçoğunun da öldüğü dünyamızda, hayat koşusunun durmaksızın devam ettiğini hissettirir.
Kısacası, Küçük Koşucular, sade anlatımıyla okuru kolayca sararken, etkileyici sonu ve olay örgüsü ile de zihnini uzun süre meşgul eder. Liam’ın koşunun sonunda hayata ve koşuya olan bakış açısının değişmesi de olgunlaşma anlatılarını çağrıştırır. Bu anlamda Küçük Koşucular, okuma serüvenine henüz başlayan çocuk okurlar için serüvenin devamı konusunda hem estetik hem de düşünsel açıdan iyi bir rehber ve yol arkadaşıdır.
*“Koşmak için doğmak” Bruce Springsteen’in “Born To Run” parçasına referans vermektedir.
![]()
|
Okuma önerisi!![]() Çağla Üren’in incelemesi; “Hayvanlara şiddet, toplumsal cinsiyet rolleri ve daha fazlası: Çiko’nun Seçimi”
|
- Sabahattin Ali’nin kitapları artık telifsiz - 3 Ocak 2019
- Ece Erdoğuş Levi her şeyi baştan anlatıyor - 17 Ekim 2018
- Özlem Özdemir yanıtladı: Ekonomik kriz yazarları nasıl etkileyecek? - 28 Eylül 2018
FACEBOOK YORUMLARI