Kuğukulak: Yeterince dinlersen sen de duymaya başlarsın

Çocuk kitapları konusunda deneyimli yazar Sıla Baki Alkan’ın kaleme aldığı ve Doğan Egmont’tan yayımlanan Kuğukulak çocuklara dünyanın tüm canlıların ortak yaşam alanı olduğunu akıcı bir dille anlatıyor.

Küçükpatatis Gölü çevresindeki köyün duyarlı ve zeki üyesi genç kahramanımız Keriman, doğanın önemiyle ilgili unuttuklarımızı hatırlatıyor. Kendi oyunlarının kahramanı olan, her daim tabiata saygı duyup özen gösteren dokuz yaşındaki Keriman’dan hepimizin öğrenebileceği çok şey var…

Çocuk kitapları konusunda deneyimli yazar Sıla Baki Alkan’ın kaleme aldığı ve Doğan Egmont’tan yayımlanan Kuğukulak çocuklara dünyanın tüm canlıların ortak yaşam alanı olduğunu akıcı bir dille anlatıyor. Huban Korman tarafından resimlenen Keriman karakteriyle beraber siz de uzaklardaki küçük maden kasabasının bir ferdi oluyor, adı gibi kuğukulaklı karakterimize yolculuğunda eşlik ediyorsunuz.

“Yeterince dinlersen duymaya başlarsın” diyen yazar, hepimizi doğayı ve çevremizi dinlemeye, bu alandaki bilincimizi arttırmaya davet ediyor. İnsanların huzurdan, dinginlikten uzak, daimî bir koşturmacanın peşinde sürüklendiği hayatlarının aksine doğada hayat mükemmel bir denge ve düzende yol alır. Keriman çoğu insanın gözden kaçırdığı bu gerçekliğin farkında olarak büyüdüğünden, yaşıtları kaybedilecek bir savaşa hazırlanan askerler gibi neşesiz olsa da o hayatındaki tüm olumsuzlukların üstesinden neşesiyle gelmesini bilmiş. Bu noktada kendinizi dinlemeyi ne kadar hatırladığınız, neşenizi ne kadar kaybetmemeyi başardığınızı sorguluyor, bir iç hesaplaşma yaşıyorsunuz.

Annesi ve babasını onlarla olan anılarını hatırlamayacak kadar küçük yaşta kaybeden Keriman, abisi Vakkas ve ailesiyle yaşıyor. Onun varlığını günlük rutinindeki ev işlerinin yardımcısı olarak gören yengesi Menekşe dahi Keriman’ın gün içinde kitaplarıyla hayallere dalacak zaman bulmasına engel olamıyor. En yakın okulun kilometrelerce uzakta olduğu Küçükpatatis kasabasının gri havası karakterimizin içindeki renkleri solduramıyor. Ansiklopediler onun elinden tutup bilmediği dünyalarda gezindiği yakın arkadaşları ve bu durum maden kasabasındaki diğer herkesten farklı bir yetiye sahip olmasına önayak oluyor. Okulunun çoğunlukla karlı havalarda kapalı yolu onun yengesine ev işlerinde yardımcı olmasına sebep olsa da bu olumsuzluğa odaklanmak yerine gün içinde kaçıp kendi başına kitap okuyarak hayallere daldığı anların kıymetini biliyor.

İri kahverengi gözler, koyu renk saçlar ve çekingen bakışlarıyla resmedilmiş Keriman karakteri her çocuk ve yetişkinden birer parça barındırırken okuyucularına da ilham vermekte. Bu naif yapılı küçük kız için arı, gökmeşe, fare, kerkenez, kesiş yengeci, çıyan, gelincik, söğüt fark etmez her biri iletişim kurabileceği dostları. Arkadaşı Hasan’dan yengesi Menekşe’ye, abisi Vakkas’tan Hasan’ın yengesi Meymenet’e tüm karakterler gerçek hayatın içinden, derinlikli, üzerine düşünülmüş. Bununla birlikte kasaba halkının Keriman’ın karakteri çevresinde değişen, iyiye evirilen tutumları da okuma zevkini bir hayli katlıyor.

Okurken yalnızlıktan, çocukluğun saflığına, kırılmış hayallerden, ailenin ne olduğuna, doğanın iyileştirici gücünün etkisine, kötülüğün tanımına, gri ve sıkıcı hayatlarımızın nasıl renklendirilebileceğine dair birçok mesele üzerine düşüneceksiniz. Keriman’ın sohbetleri en çok da doğayla iletişimimizi azaltıp teknolojiye teslim olduğumu günümüzde bizlere iyi birer hatırlatıcı ve yol gösterici olmaya aday.