Kalbi kirik bir ergeni sanal aleme bırakırsanız neler olur? Cevabı bir ergen bakış açısıyla veriyor size Ben Brooks. Arafta kalmanın öyküsü Lolito
Sanal alem hayatlarımıza kalıcı şekilde girmekle kalmayıp hayatımızda mevcut olabilecek her alanı fethetmeye koyuldu. Öyle bir durum ki bu, sanal alemde başlayan kimi tanışmalar bile orada kalmak yerine gerçek hayata geçiş yapıyor artık. Gideceğin yeni bir şehirde seni ağırlayacak birini mi arıyorsun: Couchsurfing. Aşk hayatın yeterince canlı değil ve canını mı sıktı: Tinder, sohbet siteleri ve nice çöpçatan uygulamaları… Peki kalbi kırık bir ergeni bu alemin içine bırakırsanız neler olur? Bu sorunun çarpıcı cevabını yetişkin değil, bir ergen bakış açısıyla veriyor size Ben Brooks.
Ben Brooks, İngiltere’nin yeni nesil yazarlarından. 1992 doğumlu yazarın ilk romanı Büyümek (Grow Up) Canongate Books Ltd. tarafından 2011 yılında yayımlanmış ve geçen dört yıl içerisinde bu romanı, sonuncusu Lolito olmak üzere, beş roman takip etmiş. April Yayıncılık tarafından yayımlanan Lolito, Ben Brooks’un Türkçeye çevrilerek yayımlanan ilk romanı. Böylece Türkiye’deki okuru başarılı ve farklı bulunan oldukça genç İngiliz yazar ile tanışma fırsatı elde etmiş oluyor. Ne peki Lolito’yu farklı kılan, bu genç yazara gözlerin çevrilmesini sağlayan ve bu kitaba kesinlikle bir göz atmalısın dedirten?
Bu romanın baş karakterinin on beş yaşındaki bir erkek
Romanı ilk gördüğünüzde, benim de yapmış olduğum gibi, Vladimir Nabokov’un Lolita’sının yeni bir basımının önünüzde durduğu yanılgısına kapılabilirsiniz. Kapağı kaldırıp pembe perdelerin ardında sizi bekleyen dünyaya çekildiğinizde ise bu romanın baş karakterinin on beş yaşındaki bir erkek olduğunu görüyorsunuz. İspanyolca bir kadın ismi olan Lolita, günümüzde ise birçok dilde seksi, baştan çıkarıcı küçük kızlar için kullanılan argo bir kelime. Yazar İspanyolcada isimlerin son harflerindeki fark ile kadın (-a) ve erkek (-o) olarak ayrılmasına ilişkin dilbilgisi kuralını zeki bir şekilde kullanıyor ve ilk bakışta anlamsız gelen ama üzerinde biraz düşünüldüğünde ufak çaplı bir aydınlanmaya neden olan Lolito ismi ile çıkıyor karşımıza.
Romanın anlatıcısı ve başkarakteri Etgar Allison, üç senelik kız arkadaşı Alice’in onu aldattığını öğrenmesi üzerine Alice’den ayrılıyor. Hayatının aşkı olduğunu düşündüğü küçük kadından ayrılmasının sonucu derin bir depresyona düşen Etgar, arkadaşları ile takılmayı keserek babasının zulasından arakladığı alkol şişeleri ile yatağına sığınıyor. Etgar kısa sürede uyumak, içmek ve mastürbasyon yapmak üçlemesine ek olarak Yetişkin Sohbet isimli sitede kafasını dağıtabileceğini fark edip Macy isimli otuz beş yaşlarında olduğunu düşündüğü bir kadınla sohbete başlıyor.
Yaşa, işe, uğraşlara, kısaca tüm hayatına ilişkin yalanlarla başlayan bu sohbete fotoğraf göndermeler de ekleniyor ve Etgar sonunda kendini Macy ile tanışmak üzere Londra’ya giderken buluyor. Macy’nin kırk altı yaşında olduğu ortaya çıkarken onun çocuğu olabilecek yaştaki Etgar ile beraber olup olmayacağı okuyucunun kafasını kurcalamaya başlıyor. Yazar ise bir adım daha ileri gidiyor: Macy, Etgar ile beraber olmasına oluyor ama aslında evli ve çocuklu bir kadın olan Macy’nin yokluğunda bilgisayarını kurcalayan kocası Macy’nin onu bir çocukla aldattığını fark ederek yetkililere haber veriyor ve Macy çocuk istismarından – Etgar’ın arkadaşlarının deyişiyle sübyancılıktan – yargılanmaya başlıyor.
Ergenler ne düşünüyor?
Kendisini bir çocuk değil, erkek olarak gören Etgar’ın dünyasına indirilen büyük bir darbe oluyor bu dava. Satır aralarında, çocuk dediğin nedir diye soruyor yazar okura? Yasal yaş sınırını geçene kadar herkes çocuk addedilirken günümüz modern toplumunda kimi insanlar otuzunda bile çocuk kalmıyor mu ve kimileri de erken yaşta büyümeye zorlanmıyor mu? Yazar, Etgar’ın önceden de aktif seks hayatı olduğunu birçok kez vurguluyor. Kalbinin kırık olduğu bir dönemde kendisi gibi mutsuz olan bir kadında geçici bir teselli bulmuş ve onunla beraber olmayı kendisi de istemiştir. Eski kız arkadaşı ondan iki çocuk aldırmışken, bu travmatik kürtaj deneyimlerini yetişkinlerin bilgisi dışında atlatmış ergenlere hala çocuk denebilir mi? Rızaları sonucu beraber oldukları yetişkinlerin istismardan yargılanması hakkında bu ergenler ne düşünüyor?
Macy’nin ayrıca başöğretmen olduğunu öğrenir okur romanın sonuna doğru. Çocuk yaşta erkek ile kadın öğretmenin beraber olması, okul katliamları gibi yaygınlaşan bir olay olmuştur Batı ülkelerinde. Etgar’ın annesi gibi birçok kişinin öfkesini çeker bu durum ve kadının işinden olup hapis cezası alması ile sonuçlanır genelde. Peki, hiç oradaki çocuğun ne düşündüğünü merak ettik mi? Onun bakış açısını? Ben Brooks ilk başlarda insanın tek kaşının kalkmasına neden olan bol küfürlü ve argolu rahat bir dille bu “modern” çağda toplumsal bir muamma haline gelmiş konunun içine çekiyor sizi ve uç noktalar sandığımız yaşamların genç kuşak arasında daha yaygın olduğuna ve normal olarak algılandığına dikkat çekiyor.
|
- Lolito farklı okumalara açık, güçlü bir roman. - 6 Ocak 2016