
Dört bölümden oluşan Marcel Duchamp ve İşin Reddi kitabı “İşin reddi” ve “tembel eylem” meselelerini sanatsal, hareketli ve durağan estetik, üretim, öznelleşme süreçleri kapsamında ele alıyor.
Sürekli çalıştığımız; buna rağmen sürekli borçlandığımız; bu bağlamda da sürekli algılarımızla oynama hakkını kendinde gören kapitalist düzenin içinde bir hakkımız olduğunu biliyor musunuz? Haberiniz yok muhtemelen. Böyle bir kapitalist hengame içinde nasıl haberiniz olabilir ki zaten “tembellik hakkımızdan.”
Kolektif Kitap etiketiyle yayımlanan Maurizio Lazzarato tarafından yazılan Marcel Duchamp ve İşin Reddi kitabı bize yeniden “tembel eylem hakkımızı” sosyoekonomik, sosyokültürel, çalışma şartları ve eylemleri olarak hatırlatmakta; hatırlatmakla da kalmayıp tüm bunları gerçekleştirilebilir eylemler meselesi olarak tartışmaya açmakta.
Çalışarak özgürlüğe kavuşulur mu?
Duchamp’ın sorduğu soru şu: “Amaçlanan çalışmama özgürlüğü müdür, yoksa çalışarak özgürlüğe kavuşmak mıdır?”
Dört bölümden oluşan Marcel Duchamp ve İşin Reddi kitabı “İşin reddi” ve “tembel eylem” meselelerini sanatsal, hareketli ve durağan estetik, üretim, öznelleşme süreçleri kapsamında ele alıyor. Birinci bölümde Duchampçı tembellik diyor Lazzarato bir yandan sosyoekonomik bir eleştiriyi temsil ederken diğer yandan felsefi bir kategoriyi oluşturur. İnsanlık tarihindeki hiçbir nesil kapitalist sistemin içine doğmuş olanlar kadar zamanını çalışmaya feda etmemiştir diyor Lazzarato, Duchamp’tan şu alıntılamayı yaparken: “Faşist değilim ama demokrasinin bize getirdiği de hiç rasyonel değil. sırf yaşamak için hala çalışıyor olmamız utanç verici. Var olmak için çalışmak zorunda olmamız; bu gerçekten de utanç verici.”
Duchamp’ın kitaplarına, söylediklerine baktığımızda şunu da apaçık bir şekilde anlamaktayız. Duchmap toplumun temelden dönüşümü olmadan “tembel” bir yaşam sürmenin imkansız olduğunun büsbütün farkındaydı. Buna rağmen “reddini” açık bir dille ve yüreklilikle ortaya koyuyordu diyor Lazzarato.
Tembel eylem ve hareketsizlik
İkinci bölüm olan Kahve Değirmeni – Hareketin estetiği ile Durağan estetik bölümü tembel eylemin ve hareketsizliğin; eylemi, zamanı ve öznelliği yeniden düşünmemize nasıl imkan sağladığını anlamamıza yönelik. Duchamp’ın 1911’de resmettiği küçük ebatlı eser ‘Kahve Değirmeni’ durağan olanla hareketli olan eylemler arasındaki zamansal boyutu göstermesi açısından sanat tarihçilerin ilgisini çekmiş ve Duchamp’ı daha en başta avangartlardan ayıran bir yere konumlamıştır. Bu eserle beraber Duchamp şunu açık olarak söylemiştir: “Benim sermayem para değil zamandır.” Burada bahsettiği şey der Lazzarato, ölçülebilen ve biriktirilebilen zaman değil, aynı anda geçmiş, gelecek ve şimdiyi kuşatan üretimdir.
Lazzarato, Duchamp’ın üzerinde durduğu ‘Hazır nesne tembellik tekniğidir.’ ‘Sanatsal faaliyet’ ‘Hazır-Nesne Zihinsel teknikler’ konularında da tüm bunları aslında bizlerin seçmediği onların gelip bizleri seçtiği konusunda çarpıcı örnekler vermekte. Bu arada Duchamp’ın dile karşı hiç itimadı olmadığını da söylemekte ve dile karşı ne düşündüğünü de anlatmakta. Dilin iktidarına asla güvenmeyen Duchamp dilin bütün farklılıkları yok ederek insanların moleküler uzama erişmesini engelleyen bir yapısı olduğuna inanıyordu.
Kapitalist üretim ve kapitalist üretimin reddi
İki tip üretim isimli üçüncü bölümde Lazzorato bu kavramı iki tipe ayırıyor. Kapitalist üretim ve kapitalist üretimin reddine dayalı öznellik. “Bir sanat işi kendi başına var olmaz. Tabloyu yapan seyircilerdir.” Duchmap bu düşüncesiyle bir değer teorisini açıkça ortaya koyar diyor Lazzarato. Buna göre değer kendi başına var olmaz; değeri yaratan ilişkilerdir. Diğer yandan, değer sanatçıyla kamu arasındaki ilişkide belirlenir. Bu anlamda Duchamp üretimde doğrudan bir rolleri olmadığı için spekülatörlere asalaklar, sahtekarlar ve haraççılar der. Duchamp bu durumun işaret ettiği dinamiklerin ve krizlerin tamamen farkındaydı der Lazzarato. “Fiyatların rahatsızlık verici olduğuna inanıyorum. Eğer para çoğalıyorsa bunu sürdürmek zorundadır. Sayısal bir şey ilelebet çoğalabilir mi? Eğer çoğalmazsa iflas denen şey meydana gelecektir.”
Bir Öznelleşme Süreci Olarak Üretim
Dördüncü bölüm; Bir Öznelleşme Süreci Olarak Üretim: Duchamp reddetmek ve bunlara direnmek için “yaratıcı süreci” bir öznelleşme süreci, sanatçıyı da bir medyum araç olarak düşünmeye davet eder. Yaratıcı süreç sadece sanatsal yapıtlarla ilgili değildir, her faaliyet türünde mevcuttur. Duchamp der Lazzarato, hayatını sanat için feda etmedi. Tam aksine eylemde bulunma kabiliyeti, tavrı ve karakteriydi.
Tembel eylem kapitalist faaliyetle kıyaslanamaz ölçüde daha “zengindir” çünkü ekonomik üretime yaslanmayan olanakları içinde barındırır. Ve devam eder Lazzarato; tembel eylem estetikten türemez, varoluşsal bir edim bilgisinin parçasıdır. Ve Duchamp sözü şöyle alır: “Sizler için yaratmak hiçbir zaman çalışmayla ilişkili olmadı, daima bir engel oldu. Bence yaşamak için çalışmak aptalca. Ama bu başka bir hikaye.”
Evet Duchamp’ın da söylemek istediği gibi aslında bu bizim kapitalist hikayemiz, çünkü aptallık dünyaya hala hükmediyor ve bizler tembellik eyleminin de haklarımızdan biri olduğunu hala bilmiyoruz.
![]()
|
- TOPRAKTA BÜYÜR, TOPRAKTA YAŞAR, TOPRAKTA ÖLÜR İNSAN - 9 Ağustos 2021
- NE TAM OLARAK SUYA, NE DE TAM OLARAK GÖKYÜZÜNE AİT: SAKARMEKE - 8 Temmuz 2021
- YÜRÜMEMİŞ İLİŞKİLERİN, HAYAL KIRIKLIKLARININ, VAZGEÇİŞLERİN VE KABULENMELERİN ÖYKÜLERİ - 20 Haziran 2021