
Roman ve Halk bir anlamda Marksist edebiyat eleştirisinin gizli hazinesi olarak da adlandırılabilir. Diğer yanıyla ise sadece Marksist kuramın değil edebiyat eleştirisinin ölmediğini ve hala edebiyatın gelişmesinde etkin bir rol oynadığını düşünen herkesin okuması gereken bir eser.
Edebiyat ve genel olarak sanat bir süredir eleştiri olmaksızın yoluna devam ediyormuş gibi gözüküyor. Daha doğrusu eleştirinin gerekli olup olmadığı tartışma konusu yapılıyor. Oysa bir sanat eserinin gerçek değerinin açığa çıkarılması, onun hakkında yapılacak tartışmalarla mümkün. Ama son yılların piyasacı ortamının egemenliği, nitelikli tartışmaların da önüne geçmiş gibi duruyor. Buna eşlik eden her şeyin kendi içinde anlamlı olduğunu savunan görecelik, neyin nitelikli neyin niteliksiz olduğuna dair çekilen sınırları belirsizleştirerek her türlü tartışmanın önünü tıkayan bir baraja dönüşüyor.
İşin ilginç yanı, bu konularda söz alırken sadece kendi dönemimizi içeriyormuş gibi hissetmemiz. Eleştirinin gerekliliği olmasa da edebiyattaki piyasalaşma eğilimi 1900’lü yılların ilk yarısından itibaren tartışılmaya başlanmıştı. Burjuva yayın dünyasına karşı başkaldırıların, manifestoların, direnişlerin çağıydı aynı zamanda bu dönem. Bu dönemde edebiyat eleştirisi hem piyasalaşmayı hem de edebiyat eserinin nasıl ele alınması gerektiğini hem de yazarların tercihlerinin ideolojik sonuçlarını tartışıyordu. Marksist kuramcıların ağırlıklarını hissettirmeye başladıkları bu yıllar, ileride edebiyat alanına etki eden bir birikim sağlayacaktı.
Mütevazi ve Derin
Bu yıllarda yazmaya başlamış ama erken yaşta hayatını kaybeden Ralph Fox’un ülkemizde az bilinen ve ancak geçtiğimiz günlerde Ayrıntı Yayınları tarafından Ferit Burak Aydar’ın özenli çevirisiyle yayımlanan Roman ve Halk adlı eseri bu dönemki tartışmaların Marksistlerin gözünden nasıl algılandığını betimlemesi açısından önemli bir eser. Ralph Fox aslında Lenin ve Cengiz Han biyografileriyle tanınmaya başlar. İngiliz komünistlerinin içinde aldığı etkin rol nedeniyle sık sık SSCB’ye gidip gelir ve orada yapılan tartışmaları da takip eder. Edebiyat alanında yapılan güncel tartışmaları İngiliz edebiyatı bağlamında ele aldığı Roman ve Halk, bu dönemki çalışmalarının eseridir. Kitap yazarın ölümünden önce yazılmasına rağmen ancak İspanya İç Savaşı’nda Lopera Muharebesi’nde yaşamını yitirdikten sonra yayımlanabilmiştir.
Roman ve Halk bir tarafıyla İngiliz işçilerine eğitim broşürü gibi tasarlanmışsa da derin iç görülere sahip, güçlü bir edebiyat kuramı eseri olarak anılır. Ralph Fox, büyük bir iddia ile başlamaz kitaba: “Elinizdeki denemenin sanatla yaşam arasındaki uçsuz bucaksız ilişkiler ağını tümüyle ele almak gibi bir iddiası yoktur. İngiliz romanının hali pürmelâlini incelemek, roman türünün bir zamanlar fevkalade güvenle yaslandığı temele kertik koyan fikir buhranını anlamaya çalışmak ve bu suretle geleceğinin ne olduğunu görmek gibi daha mütevazı bir amacı vardır.” Ama ilerleyen sayfalarda edebiyat alanındaki merkezi tartışmaların büyük çoğunluğunun kitapta bulunduğunu keşfedilir.
Toplum ve Birey
Fox, öncelikle Marksizmin genelde sanata özelde ise edebiyata bakışını irdeler. Marksizme yapılan ekonomik belirleyiciliği öne çıkarma ve bireyi görmezden gelme eleştirilerine bu bölümde yanıtlar yazar. Fox’a göre: “Marksizmin sanatsal yaratı gibi manevi bir etkenin insan bilincindeki etkisine hak ettiği önemi vermediğini söylemek ya da Marx’ın sanat eserlerini maddi ve ekonomik sebeplerin dolaysız yansımaları olarak gördüğü gibi saçma bir iddiada bulunmak Marksizmi karikatürleştirmekten başka bir şey değildir.” Tam tersine Marksizm, altyapının, yani ekonominin, son kertede belirleyici olduğunu savunsa da üstyapının etkisini asla dışlamaz. Bir üstyapı enstrümanı olan edebiyatta hem bireyin hem de toplumun gelişmesinde kritik bir rol oynar. Aynı zamanda edebiyatın yönünü belirleyen şey toplumdan bağımsız olmasa da sanatsal dinamiklerdir. Fox, yazarın altyapıyla üstyapı, birey ile toplum arasındaki diyalektik ilişkiyi kavradığı ölçüde başarılı olacağını savunur. Marksist bir bakış açısının ulaşması gereken estetik hedef tam da budur.
İçerik ve Biçim
Benzer şekilde Marksizme yapılan “içeriğin biçimi belirlemesi gerektiğini söylüyorlar” eleştirisi de haksız bir suçlamadır. Fox’a göre Marksistler içeriğin son kertedeki önemine vurgu yapsalar da biçimi savsaklama eğiliminde değildirler. Bunu da Terry Eagleton’ın ifadesiyle karmaşık bir şekilde ifade eder: “Biçim, içerik tarafından üretilir, bununla özdeş ve birdir ve her ne kadar içerik baskın olsa da biçim de içerik üzerinde etkide bulunur ve asla edilgen kalmaz.” Böylece Fox, biçim ile içerik arasındaki ilişkiyi de diyalektik bir devinim içinde birbirini geliştirir bir pozisyonda tartıştırır ve kuramının sac ayaklarını oluşturur. Böylece artık asıl ele almak istediği konulara yoğunlaşabilecektir: Hakikat, roman ve gerçeklik arasındaki ilişki nedir? Epik ile roman arasında nasıl bir ilişki vardır? Toplumsal gerileme dönemlerinde romanın gerilemesinin sebepleri nelerdir? Sosyalist gerçekçilik nedir? Yaşayan, nefes alan, baskıyı, yoksulluğu ve türlü zorlukları göğüsleyen insan nasıl anlatılabilir? Atmosfer yaratmak, karakter ile çevresi arasındaki ilişkiyi doğru bir şekilde yansıtabilmek mümkün müdür?.. vb gibi sorular kitabın geniş ve derin bir edebiyat kuramı tartışmasını yaratmasını sağlar.
Sonuç olarak, Roman ve Halk yazarının mütevazi bir şekilde belirttiği çabadan daha iddialı bir temel eser olarak anılmayı hak ediyor. Bir taraftan da bugüne kadar çevrilmemesinin ansıl bir eksiklik olduğunu vurgulamak lazım. Roman ve Halk bir anlamda Marksist edebiyat eleştirisinin gizli hazinesi olarak da adlandırılabilir. Diğer yanıyla ise sadece Marksist kuramın değil edebiyat eleştirisinin ölmediğini ve hala edebiyatın gelişmesinde etkin bir rol oynadığını düşünen herkesin okuması gereken bir eser.
![]()
|
- FURÛĞ: TÜM ŞİİRLERİYLE HATIRLANMASI GEREKEN BİR ŞAİR - 4 Aralık 2019
- Marksist Edebiyat Eleştirisinin Gizli Hazinesi - 12 Kasım 2019